Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meyana gelen büyük depremler başta Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay, Malatya ve Gaziantep olmak üzere 10 ilimizi etkiledi. Depremden etkilenen şehirlerimizde ne yazık ki binlerce insanımız hayatını kaybetti, binlerce insanımız yaralandı. Depremin en fazla hissedildiği bölgelerde, şehirler adeta yerle bir oldu. Yıkılmayan, fakat yıkılmak üzere olan veya hasarlı binaların sayısı ise çok daha fazla. Yani binlerce insanımızın hayatını kaybetmesinin en temel nedeni her depremde oluğu gibi yapı stokunun özellikleri, ihmal ve denetimsizlikti.
Ancak deprem bölgesindeki küçük bir yerleşim yeri, depremin merkez üssüne son derece yakın olduğu halde, büyük yıkımı hissetmedi. Hatay’ın Erzin ilçesinde hiçbir bina yıkılmadı, hiçbir binada büyük bir hasar meydana gelmedi. Erzin’deki insanlarımız, deprem nedeniyle hayatını kaybetmedi. Erzin, bazıları tarafından asrın felaketi olarak isimlendirilen depremlerden yara almadan çıkmayı başardı. Peki ama nasıl, detaylara birlikte bakalım…
Kahramanmaraş merkezli depremler 10 ilimizde büyük bir yıkıma neden oldu
Binlerce insanımız, yıkılan binaların enkazında kalarak yaşamını kaybetti. Öyle ki depremin etkilediği bazı bölgelerde tek bir bina dahi ayakta kalamadı. Ancak bu yıkımdan yara almadan çıkmayı başaran bir ilçe var. Hem de depremin merkez üssüne hiç de uzak olmadığı halde.
Hatay’ın Erzin ilçesi, yakın geçmişin en büyük depremlerini hasarsız atlatmayı başardı
Üstelik Erzin depremin merkez üssü olan Pazarcık’a yalnızca 110 kilometre uzaklıkta. Bu nedenle Erzin halkı da şiddetli sarsıntıları hissetti. Buna karşın ilçede yıkılan tek bir bina bile yok. Yalnızca bazı evlerin duvarlarında küçük çatlaklar oluştu, bazı yüksek minareler yıkıldı, o kadar.
Erzin’de hiçbir binanın yıkılmaması sayesinde çok sayıda insanımızın hayatı kurtuldu. Öte yandan Erzin’e yalnızca birkaç on kilometre uzaklıktaki Dörtyol ilçesinde ise yıkılan binalar nedeniyle 50’den fazla insanımız hayatını kaybetti. Peki, nasıl oldu da depremin merkez üssüne bu kadar yakın bir bölgede bulunan Erzin felaketten yara almadan kurtulmayı başardı?
“Erzin’de nasıl oldu da hiçbir bina yıkılmadı” sorusunun tek bir cevabı yok
Her şeyden önce Erzin, çoğunlukla müstakil ve az katlı yapıların bulunduğu bir ilçe. İlçedeki “yüksek katlı” binaların çoğu en fazla dört katlı. Bunun yanı sıra ilçede inşa edilen yapılar uzun zamandır deprem yönetmeliklerine uygun bir şekilde inşa ediliyor, bölgedeki zemin etütleri titizlikle yapılıyor, riskli bölgelere yapı inşa edilmesine veya kaçak yapılara müsaade edilmiyor. 2019 yılındaki yerel seçimlerin ardından göreve gelen Erzin Belediye Başkanı Ökkeş Elmasoğlu, göreve başladığı günden itibaren kaçak yapılarla mücadele edildiğini ifade ediyor.
Öte yandan ilçedeki binaların deprem yönetmeliğine uygun şekilde inşa edildiği, denetim mekanizmalarının ise düzgün bir şekilde çalıştığı ifade ediliyor. Kısacası, yapı stokunun özellikleri, mühendislik uygulamaları ve denetimler, ilçenin “ayakta kalmasında” büyük pay sahibi. Ancak ilçede tek bir binanın dahi yıkılmamasında rol oynayan başka faktörler de var.
Erzin’in konumu ilçenin ciddi bir hasar görmemesinde etkili oldu
Ölüdeniz Fay Hattı, Erzin ilçe merkezinin yaklaşık 40 kilometre doğusundan, Amanos Dağları’ndan geçiyor. Yani ilçe fay hattı üzerinde değil. Bu sayede depremin yıkıcı etkilerini görece daha az hissediyor.
Uzmanlara göre Erzin’deki zemin yapısı da depremin hasarsız atlatılmasında pay sahibi
Erzin, “İskenderun Baseni” ismi verilen havzada yer alıyor. Havza içerisinde yer alan Osmaniye ve Dörtyol gibi yerleşim bölgelerinin zeminleri, çoğunlukla kum ve çakıl taşı gibi, Ceyhan Nehri’nin taşıdığı malzemelerden oluşan bir zemin yapısına sahip.
Ancak uzmanlar, Erzin’in bölgedeki diğer yerleşim yerlerinden farklı olarak daha yüksek bir temelde yer aldığını ifade ediyor. İşte ilçenin depremden hasarsız çıkmasında rol oynayan faktörlerden biri de bu temel yüksekliği.
Deprem söz konusu olduğunda göz önünde bulundurulması gereken pek çok önemli husus var
Yapı stokunun özelliklerinden, denetim mekanizmalarına, üretim ve mühendislik süreçlerinden bölgenin zemin yapısına kadar pek çok farklı faktör, bir bölgenin depremde ayakta kalıp kalmayacağını belirliyor. Erzin, bilimin gösterdiği doğrultuda ilerlendiğinde, gerekli tedbirler alındığında ve denetim mekanizmaları devreye sokulduğunda, depremin öldürmeyeceğini gözler önüne seriyor…
Kaynak: 1