15 Temmuz günü nelerin yaşandığını belki uzun bir süre anlayamayacağız. Bize söylenenlerle yetinmek, bol bol komplo teorileri okumak, toz dumanın yatışmasını beklemek durumundayız. Ancak işe köşe yazarlarının bugün neler yazdığını okuyarak başlayabiliriz.
“15 Temmuz: Cemaat’in son ve en büyük kötülüğü”
Bu darbe girişimi, bu yazı yazılırken gelen haberlere bakarak söyleyecek olursak, parti-devleti inşasının eksik parçalarının tamamlanması ve devlet aygıtının kontrol altına alınması için iktidara muazzam bir fırsat sundu…
Fatih Yaşlı’nın yazısı
“Darbe ve barış…”
14 yıldır Yeni Şafak Gazetesi’nde yazıyorum. Gazeteye geldiğim ilk gün tanıdığım, muhabbet beslediğim sevgili Mustafa Cambaz’ın dün Çengelköy’de darbeciler tarafından öldürüldüğü haberini aldım. Mustafa’yı genç yaşta kaybettik. Ne var ki, o, Erol Olçak ve diğerleri gibi, demokrasi şehitleri arasında, tarihin ak sayfalarında yerini alarak bu dünyadan göçtü. Ona Allah’tan rahmet diliyor, katillerine lanet ediyorum…
“Her türlü darbeye lanet olsun…”
Meclis’in bombalandığı, Genelkurmay Başkanı’nın rehin alındığı, gencecik insanların öldüğü, örneğini hiç görmediğimiz, hiç yaşamadığımız, bir daha da yaşamamayı dilediğimiz korkunç bir geceden geçtik…
“Darbe sonrası güvercin tedirginliği”
Dehşet bir geceydi cuma… Bir kâbusla sabahladık, ertesi gün bambaşka bir kâbusa uyandık.
Hepimiz memlekete üzülüyor, darbeye kızıyor, demokrasi için elem duyuyor, gelecek kuşaklara böyle hasarlı bir ülke bırakıyor olmaktan utanıyoruz. Büyük hayallerle çıkıp sonunda “Mısır’dan hallice” bir Ortadoğu ülkesine dönüşmüş olmaya lanet yağdırıyoruz…
“Girişim”
Sabah T24’e bakınca öncelikle iki yazının benim duygularımı dile getirdiğini gördüm. Hasan Cemal darbeyi kategorik olarak reddediyordu. Evet, söyleyecek başka şey yok.
Metin Münir’in yazısı ise bir durum analiziydi. Onun da çok doğru bir analiz olduğu kanısındayım. Bu darbe girişimi Tayyip Erdoğan’ın hiç de demokratik olmayan önderliğini adamakıllı pekiştirecek. Bu dolayımla, Türkiye’nin gündeminin “ezeli” maddesi “demokratikleşme”yi meçhul bir geleceğe doğru erteleyecek. Daha “monolitik” bir yapıya doğru yol alacağız. Baskı artacak vb…
Murat Belge’nin yazısı
“Demokrasi, düştüğü yerden kaldırılmalı: Dokunulmazlık zırhı verilenler, dokunulmazlığı kaldırılan Meclis’i bombaladı!”
Darbeciler, ülkedeki “demokrasi bakiyesi”ni de Köprü’den atmak, Meclis’te bombalamak, tankla ezmek istedi.
Şimdi iktidara düşen; muhalefetle birlikte, o “bakiye”yi bu kez samimiyetle, “demokratikleştirmek”tir.
Çünkü darbenin, darbecinin demokrasiyi bombalamak, tankla ezmek, köprüden atmak istediği tartışmasız elbette…
Lakin iktidarın da o “bakiye”yi darbeden önce ne hale getirdiği tartışmalı!
Umur Talu’nun yazısı
“Darbe gecesinin kahramanları”
Ağustos şûrasında eleneceklerini biliyorlardı. “Bir darbe yapalım, tutarsa ne âlâ, tutmazsa batarız” dediler. Tıpkı haşhaş çekerek suikasta çıkan Hasan Sabbah’ın fedaileri gibi davrandılar. Bir kamikaze uçuşu yaptılar. Kendilerini patlattılar. Birçok insanın kanına girdiler. Ülkeyi perişan ettiler.
Ahmet Hakan’ın yazısı
“Müsamere…”
Ters darbe bu…
Ters takla gibi…
Siviller askerleri askerden kurtardılar…
*
Normalde darbeler sivil yönetimlere yapılmaz mı?.. Tutuklanan tek bakan, tek bürokrat, tek siyasetçi olmadı şükür…
Bekir Coşkun’un yazısı
“Demokrasimizi güçlendirmek zorundayız.”
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hakkını teslim etmek gerek. İlk andan itibaren paniğe kapılmadan darbeye karşı çıkarak, insanları meydanlara çağırarak ve bunda da başarılı olarak darbe girişimine karşı en etkili vuruşu yaptı. Böylece Erdoğan’ı devirmeyi hayal eden cunta, Erdoğan’ı gücünün zirvesine taşımış oldu. Artık Erdoğan, bütün siyasi kariyerinin en güçlü noktasına çıkmış bulunuyor…
“Darbe gecesinin kader anları.”
DEMOKRASİ tarihine kara leke olarak geçen 15 Temmuz gecesini patlama seslerinin arasında yayın yaptığımız Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilciliği’nin olduğu binada geçirdim.
Gün bitti, darbeciler kaybetti ama gelişmeler bitmedi.
İstanbul’dan askeri hareketlilik haberini aldığımda ilk yaptığım Genelkurmay’ın ışıklarının yanıp yanmadığını kontrol etmek oldu…
“Darbe… Bir kamikaze olayının derinliği”
Bu girişim, Cemaat ile RTE iktidarı arasında 6 yıldır süren büyük kapışmaya son nokta konmasıdır. Darbe girişimi karşı darbeyi kökleştiriyor…
Orhan Bursalı’nın yazısı
“DARBEYE KARŞI OMUZ OMUZA”
Cuma gecesinin tek cümleyle özeti budur..
Halk, omuz omuzaydı..
Partiler, omuz omuzaydı..
Siyasetçiler, omuz omuzaydı..
Sivil toplum kuruluşları, omuz omuzaydı…
Mehmet Tezkan’ın yazısı