Toplayıcılıktan üreticiliğe geçen atalarımızdan beri yaşamlarımızı evlerimizde sürdürüyoruz. Hayatımızın büyük bölümü evlerimizde geçiyor. Dolayısıyla içinde huzur bulup, rahat edeceğimiz bir ev hepimizin hayali. Özellikle günümüzdeki sözde modernizmin dayatması olan, apartman adı verilen altlı üstlü, iç içe oturduğumuz binalarda sıkışıp kaldığımızdan; birçoğumuz müstakil bir ev hayali kuruyoruz. Şimdi göreceğiniz evler ise çıtayı uzaya çıkarmış! Diyeceğiniz cinsten. 9.yy’dan kalma bir mimari gelenek, İzlanda ve çim evler…
Çim çatılı evler inşa etme geleneği uzun zamandır Norveç, İskoçya, İrlanda, Faroe Adaları, Grönland ve Hollanda gibi pek çok farklı bölgede görülüyor.
Fakat İzlanda’daki torf evler, diğer saydıklarımızdan epey farklı.
Torf evler, Tarihi bin yıla uzanan geleneksel mimarinin bir parçası. Teknolojinin olmadığı dönemlerde malzeme olmaması ve iklim şartlarının zorluğu nedeniyle yapılmaya başlanmış.
Bu evler estetik kaygılardan ziyade, çetin iklim koşullarını düşünülerek yapılmıştır. Ancak muazzam oldukları bir gerçek!
Bu evlerin yapımında, toprak ve bitki kökleriyle çevrili mağaralarda kış uykusuna yatan hayvanlardan esinlenilmiştir. Çim evler soğuk havalarda sıcak, sıcak havalarda ise serin oluyor.
UNESCO Dünya Miras Listesi’ne göre, İzlanda’daki çim ev yapma yöntemi, bütün ekonomik sınıflar tarafından kullanılıyordu.
İzlanda’da bu evlere oldukça önem veriliyor. Zira İskandinav Yeşil Çatı Enstitüsü her yıl en iyi yeşil çatıyı seçerek ödüllendiriyor.
Hem kullanışlı hem büyüleyici gözüken ‘Yaşayan çatılar’ olarak bilinen ‘yeşil çatılar’ görenleri kendine hayran bırakıyor.
Unesco’ya göre bu muhteşem yapıların kayda değer bir estetiği var. Sizce de öyle değil mi?