Tüm bilimlerin atası: cihat. Önce “söz” vardı derler ya, hayır, önce cihat vardı. Sadece matematikten önce değil tüm bilim dallarından önce cihadın öğretilmesi gerekiyor. Neden mi? Çünkü tüm bilim dallarının temelinde cihat yatıyor. Fizik, kimya, astronomi, biyoloji, kısaca aklınıza gelen tüm bilim dalları cihatla bağlantılı. Kütleçekim neden var? Cihatlaşırken lazım oluyor, ayaklarınızın yere basması lazım. Periyodik tablo? Yemin ederiz sizdeki cehalet kimsede yok yaaaaaa! Diyelim ki cihatlıyorsunuz ve birden su lazım oldu. Al işte H2O, kimya. Siz cihadı küçümsemeye devam edin. Bakın adamlara, hepsi büyük matematikçi. Olağanüstü denklemler oluşturmuşlar, içinden çıkılmaz bir sürü teoremi ispat etmişler. Nasıl? Tabii ki cihat sayesinde. Listemizi okuduktan sonra gözyaşlarınızı tutamayacaksınız, cihatsız geçen her gününüze lanet edeceksiniz. Aha buraya yazıyoruz, görün bakın!
Açı-cihat ilişkisi ondan sorulur: Pisagor
Namı diğer Pythagoras. Bir nevi açı manyağı. Üçgende iki tane dik açı olamaz, olursa üçgen olmaz demiş. Bulduğu açıların cihatlarken ne işe yarayacağını anlatan büyük bir eser yazmış (kılıcın kaç derecelik açıyla tutulması gerektiğini, kafa keserken kılıcı hangi açıdan indirmemiz gerektiği vs). Tabii İsa’dan önce 570 yıllarında henüz cihat kavramı olmadığı için tam olarak anlaşılamamış, acılar içinde ölmüş.
Cihadın kitabını yazan adam: Isaac Newton
Calculus’un (kalkülüs) ders olarak okutulmasına sebep olan nalet herif. Peki sizce böyle bir şeyi cihadı bilmeden bulabilir miydi? .ok bulurdu. Kitabını bile yazdı: El Principia Del Cihat.
Cihat eksik orada öküz: Gottfried Wilhelm Leibniz
Aristo’nun hatalarını bulup “lan buldum ama bir şeyler eksik gibi” diyen adam. Bulamamış özetle. Eksiği neymiş peki? Aferin bildiniz, cihat. Denkleme cihadı yerleştirmeyi unutmuş. Peki yerleştirip alkışı toplayan kim olmuş? Hemen sonraki cengaver.
Cihadisyenin oğlu: George Boole
Boole’un Leibniz’e göre en büyük şansı babasıydı. Babası cihadisyendi. Boole babasından cihadı öğrenince “olm ben bunu matematiğe gömerim görün bakın” dedi. Gömdü de. Bu sayede bilgisayar teknolojisinin gelişmesinde büyük rol oynadı. Yani Boole cihat bilmiyor olsaydı siz şu anda bu listeyi taş tabletlerden okuyor olurdunuz.
Kısaca Fibonacci: Leonardo Pisano Bigollo
Orta çağın en büyük cihatçı matematikçisi, namı diğer Leonardo (Di Caprio ehu ehu) Fibonacci. (Fibonacci sayılarını hatırlayın.) İlk matematik eğitimlerini Müslüman bilginlerden aldı, İslam aleminin önde gelen kitaplarını inceledi. Ve bir şeyi fark etti. Akılsız Müslüman bilginlerden birinin dahi aklına cihadı matematiğe gömmek gelmemişti. “Olm siz ne salakmışsınız lan” dedi. “Lan İslam’la ilgili iyilik yapmayı, doğayı ve canlıları korumayı, aç olan-açıkta kalanlara kucak açmayı mı öğrendiniz? Hani olm cihat!” dedi. Ve kendi keşfi olan sayılara cihadı eklemledi, daha doğrusu keşfettiği sayı dizisini cihada uydurdu. Neydi Fibonacci Sayıları? Sevgiydi, emekti. Şaka şaka, şuydu: ci(0, 1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55, 89, 144, 233, 377, 610, 987…)hat
Cihatsız geometri, geometri değildir: Rene Descartes
Şaşırmayın ya, bildiğiniz Dekart. “Düşünüyorum, o halde varım” dedi. (Cihat yokken sen mi varsın Dekart? Ay çok güldük!) Modern geometriyi cihatla buluşturan kişi. Kartezyen teoremini buldu, cihadik geometrinin gelişmesine büyük katkıları oldu.
Cihatenüs denince akla gelen ilk isim: Eukleides
(Aboooo okuyacaksınız diye yamulttunuz ağzınızı yüzünüzü. Bildiğiniz Öklid ya işte.) Yavrum ya, en talihsizi de bu (bir Pisagor bir bu). Sen kalk Elementler diye bir kitap yaz, hipotenüsü anlat, cihatla bağlantılandır, sonra devirdaşın bilimciler desinler ki:
– Olm cihat ne lan manyak mısın?
* Ya işte Allah yolunda savaşmak, gerekirse ölmek hacı. Yeni mi duydunuz?
– Valla ben ilk kez duydum. Sen duydun mu böyle bir şey Anaksimenes?
+ Abi ben de ilk kez duydum ya.
– Lan ne alakası var cihadla hipotenüsün zevzek?
* Ya olm savaş mavaş yapmıyor muyuz biz? Kesiyoruz, biçiyoruz birbirimizi ya hani. Ha işte ben de diyorum ki savaşırken hem dik açı oluşturun hem de dik durun düşmana korku verin, bir de tam o sırada dik açının karşısındaki düşman askerlerine saldırın. O zaman raad kazanırız diyorum savaşı. O kısmı tarumar edersek Allah’ın izniyle zafer bizim diyorum.
– Hmmm, sen anladın mı lan bir şey?
+ Abi çok uğraşmışsın da saçma değil mi ya? Bence bunu herkesin yanında söyleme.
İşte böyle dışladılar Öklid’i. Ama biz unutmadık, unutturmayız da.
Valla ayıp, hoş değil yaptığın: Bernhard Riemann
Offf, bu adamın o kadar çok şeyde adı geçiyor ki, vallahi yıldırır: Riemann integrali, Riemann geometrisi, Riemann yüzeyleri, Riemann hipotezi. Yememiş içmemiş üretmiş. Riemann hipotezi çok önemli burada, çünkü çözülmesi imkansız olarak görülen, tüm büyük matematikçileri delirtmiş bir hipotezdir kendileri. Ama geçenlerde birisi bu problemin içinden çıktı. Adını duyunca herkesin ayağa kalktığı, şapka çıkarttığı, ceket iliklediği, hazır ola geçtiği Katarlı matematik dahisi Şeyh Tırrik Ebu Fırtfırt El Leblebi hipotezi çözdü. Açıklamasında dedi ki: “Riemann hipotezini şimdiye kadar kimse çözemedi çünkü çözmeye çalışanların hiçbirisi cihat parantezine almayı akıl edemedi. Ben ettim, evet tek eksik vardı, o da “cihat parantezi”ydi olm, ne var bunda!” Ama sonradan ortaya çıktı ki Riemann’ın el yazmalarından birinde “cihat” yazıyor. Adam meğerse işi çözmüş ama hanımına bile söylememiş, helalinden bile saklamış çözümü.
Hani oğlum cihat: Andrew Wiles
Fermat’ın Son Teoremi’ni ispatladığını zanneden gafil. Neden gafil? Çünkü ispatını tam herkese gösterirken teoremde bir şeyi unuttuğunu fark etmiş. Neyi unutmuş? Cihadı unutmuş. Cihadı koymadığı için de yaptığı her şey boşa gitmiş. N’aapalım yani, onu da mı biz düşünelim! Matematikçi olan sensin Endrüv, ama cihadı bilmeyen de sensin. Sen düşün!
Cihat olmadan enigma menigma boş işler: Alan Turing
Araplar adına İsrail’in şifrelerini (enigma) çökerten adam. Çökertti ama Araplar pek hoşlanmazlardı bu adamdan. Eşcinseldi çünkü. Araplar da yüzüne karşı bir şey söylemezlerdi ama kendi aralarında Turing’den bahsederken kollarını dirseklerinden 90 derecelik açı oluşturacak şekilde kırıp (al işte Pisagor) ellerini de ampül çeviriyormuş gibi yapıp “ya biraz şey işte bu herif ama naapalım” derlerdi. Bu tip konuşmalar bazen kulağına gelirdi ama duymazdan gelmeyi tercih ederdi kendisi, zaten dikkatini verse de Arapça bilmediği için hiçbir şey anlayamazdı muhtemelen (iyi ki duymazdan gelip işine odaklanmış). Arapların arasında geçirdiği yılları çok iyi değerlendirdi Turing. Onların her daim bilimi ön planda tutan kültürlerinden çok kere nasiplendi. Her şeyden önce onlardan cihadı öğrendi ve enigma için verdiği uğraşların boş olduğunu fark etti, çünkü olay cihatta bitiyordu. Şifreyi de cihadı öğrendikten sonra kırabildi zaten.
Matematiğin prensi değil şeyhi: Johann Carl Friedrich Gauss
(Üç isim ne yaa!) İşte, cihadik matematiğin babası, daha büyüğü yok dostlar. İlkokuldan belliymiş zaten bu adamın matematikçi olacağı (öğretmenini herkesin içinde rezil etmeler falan)… Adamda yok yok. Aritmetiğin temel teoremini ve cebirin temel teoremini kanıtladı, Öklid dışı geometriler geliştirdi (ama yayımlayamadı), manyetik alan üzerine çalışmalar yaptı, n*(n+1)/2’yi formül haline getirdi. Ama bunları nasıl yaptı arkadaşlar? Elinizi vicdanınıza koyun söyleyin. Hahaaaaa, helal be, artık alıştınız, siz de farkındasınız. Cihat bilmeseydi kalem, cetvel, pergel (ya da ne kullanıyorsa artık) oynatamazdı bu adam. Görüyorsunuz matematiğin prensi de cihat kullandı, o yüzden cihadik matematikçi olarak anılır kendisi.
Daha büyüğü de varmış lan: Leonhard Euler
Gauss için daha büyüğü yok demiştik ya, hah, varmış. O da Euler işte (Gauss’u çiğ çiğ yermiş, öyle diyorlar). İsviçre Basel’de doğmuş (ooohhhh savaş yok, kavga yok, mis, orada rakun büyütsen o da matematikçi olur). Fonksiyon işaretini ilk bu arkadaş kullanmış, trigonometrik fonksiyonları tanımlamış (sin, cos, tan), ayrıca Euler sayısının işaretini ve Sigma’yı bulmuş, pi sayısına da isim babalığı yapmış. Geçen yıla kadar ülke dışına hiç çıkmadığı zannedilirdi Euler’in. Ama Osmanlı’dan kalma belgeler taranınca ortaya çıktı ki Euler 1723-1727 arasında Orta Doğu’da bir yerlerde biraz takılmış. İşte bu sıralarda ulemadan cihat öğrendiği ve tüm bu buluşları da cihat altyapısıyla yaptığı anlaşıldı. Yani işte görüyorsunuz gençler, cihat her yerde. Cihattan kaçış yok! Cihat bilmeyen nesle aşina değiliz arkadaş. Öğrenin gelin, ondan gayrısı yalan.
Ateist mi? Hadi oradan: D’alembert
D’alambert paradoksunun, D’alembert prensibinin sahibi, merkezkaç kuvvetinin mucidi filozof, matematikçi. Ateist olduğu söylenir ama büyük alimlerden biri buna karşı çıkar ve 1862 baskılı “D’alembert’in Ateistliği Üzerine Diyalektik Aforizmalar” adlı el yazması kitabında “Yok ya, o çevre baskısından ateistim falan diyordu. Ateist olunamaz ki ya zaten. Celal Şengör de ateist olduğunu söylüyor, böyle saçma şey mi olur yaa! Herkes inanır ya Allah’a, inanmıyorum diyen adam da inanıyordur yaa. D’alembert de Müslüman olarak öldü zaten. Kelime-i şehadet getirdi, kulaklarımla duydum.” diye yazar. Biz tabii ki alimin yazdıklarına inanıyoruz. Ayrıca cihatsız matematik mi olur lan! İmkansız arkadaşlar, im-kan-sız! Cihat olmadan ne paradoksu, ne prensibi, ne merkezkaç’ı Allah aşkına!
Bi karar verin artık hacılar: Lagrange
İtalyan mı, Fransız mı olduğuna hala karar verilememiş cihatçı matematikçi. Cihadı temel alarak diferansiyel denklemler, asal sayılar ve olasılık kuramı üzerine çalıştı. Hocası olan Euler’in birkaç problemini çözdü (muhtemelen ayıp olmasın diye). Üniversitelerde okutulan “cihadik analiz” adlı derse de temel teşkil etti üç beş ortaya attığı kuram.
Kim demiş cihat sadece matematikte kullanılır diye: Laplace
Bir cihatçıya yakışan ismi olmamasına rağmen matematikçi olabilmiş bir matematikçidir Laplace. Sadece matematiğe değil, fizik ve astronomiye de katkıları büyüktür. Ayrıca cihatonomiye yaptığı katkılardan dolayı “Fransa’nın Newton’u” olarak anılmaya başlandı. (Bu kadar şey yaptıktan sonra “haydi laplas vakit tamam” şeklinde dalga geçildiğini görseydi kahrından ölürdü herhalde. Umarız Türkçe bilen akrabaları yoktur.)
Zehir gibi maşallah: Poisson
Lagrange’nin öğrencisi. Cihadı da ondan öğrendi ama öğrendiğiyle yetinmedi. Cihadı kendi denklemine uyarladı. Lan, pardon! Kendi denklemini cihada uyarladı (noolacağıdı, cihadı mı değiştirecekti bir de, denklemini değiştirsin bi zahmet!). Bir de kendi adını taşıyan dağılımı var bu arkadaşın. İstatistikte falan kullanılıyormuş. Anladığımız kadarıyla öğrenciler illallah etmiş. 8 dönemdir geçmeyen insanlar varmış. (Yatacak yerin yok Poisson! Neyse ki cihadik yönün kuvvetli, yoksa ümmet haddini bildirirdi sana.)
Cihat mühendisliği: Cauchy
(Biliyoruz, yine telaffuz edeceğiz derken ağzınız yüzünüz yamulacak. Hiç kasmayın kendinizi Koşi diye okunur.) Adının yazılışıyla okunuşunun alakasız olmasından da belli olduğu üzere Fransız bir matematikçidir kendisi. Aslında soyadı Auchy’dir (Oşi), ama cihadik yönüyle nam saldığı için soyadının başına cihadın c’si getirilmek suretiyle afedersiniz Cauchy olmuştur. Euler ve Riemann’ın sistemleri üzerine yoğunlaştı, bu iki ustasının diferansiyel denklemleri cihatla bağdaştırmasını yeterli görmeyip “öyle yapılmaz böyle yapılır” dedi diferansiyel denklemleri cihada daha bir gömdü. Böylece cihadın mühendislikte de kullanılmasının yolunu açtı.
Listedeki herkesi tokatlar: Poincare
(Fransız olduğu için adını Poyinkeyr diye teleffuz etmeyin bizce. Poankare ya da Puankare ya da benzer bir şey.) Sadece cihadi yönüyle değil, matematikteki aşmışlığıyla da en büyük sayılan iki ismi, Gauss ve Euler’i oturduğu yerden ayak ayak üstüne atmışken tokatlayacağı iddia edilir sosyal medya ortamlarında. Çok geniş bir yelpazede at koşturmuştur: termodinamik, potansiyel kuramı, ışık, elektrik, ısının iletilmesi, elektromanyetizma, hidrodinamik, gök mekaniği, olasılık. Politeknik mezunudur ama cihatibilitesi de (bkz.jihadibility) (bkz.jihadibilities) (bkz.cihateknik) çok güçlüdür. Zaten biliyorsunuz cihat olmadan tüm bunları yapabilmesi imkansızdır.
Yurdumuzun gururu cihatçı matematikçi: Cahit Arf
Ve listemizde bir de yurdumuz insanı var. Büyük insan Cahit Arf. Cebirde cihat konulu çalışmalarıyla nam salmış hocamızdır Cahit Arf. Cihada eklemeye çalıştığı yine kendisine ait olan Arf değişmezi, Arf halkaları gibi çalışmaları vardır. Eklemlemiş midir? Eklemlemiş, hatta tüm değişmezlerini ve halkalarını cihatta eritmiştir. Hatta bu konuda bir davette YÖK’ün mucidi olarak bilinen İhsan Doğramacı ile de bir tatsızlık yaşanmıştır aralarında. Tüm bu teoremlerin içinde cihat olmasını çok saçma bulan Doğramacı “Cahit teoremde cihadın ne işi var allasen!” der. O da “Sana ne birader, ne karışıyorsun işime! Türkiye’de YÖK’ün ne işi var? Nooldu, cevap veremedin, kaldın öyle!” der ve davette elini sıkmaz. Sonra bu olay kulaktan kulağa “Cahit Arf YÖK’ten dolayı İhsan Doğramacı’ya tavır koydu, elini sıkmadı” diye yayılır. Öyle bir şey yok tabii, doğrusu bizim anlattığımız şekilde. Velhasıl cihat Cahit Arf’ın tüm teoremlerine çok yakışmıştır, adeta bu çalışmaları şereflendirmiştir.
Arkadaşlar ne gülüyorsunuz? Söyleyin hep birlikte gülelim!
Listeyi gülerek ya da en azından tebessüm ederek okuduysanız ne mutlu bize. Ama şunu da bilin ki ağlanacak halimize gülüyoruz, gülüyorsunuz. Adamın teki “cihat bilmeyen çocuğa matematik öğretmek faydasız” demiş. Gündem oldu, biz de dayanamadık, üzerine yazıp çizmesek olmaz. Ne yapsak, ne yapsak diye düşündük. Sonunda bulduk, bunu yaptık.
Yukarıdaki isimlerden herhangi birinin adını telaffuz etmeden önce ağzını çalkalaması gereken adamlara, ciddi ciddi matematiğin ve diğer bilim dallarının önemini anlatacak değildik ya, anlatmaya kalksak da yüreğimiz yetmezdi zaten. Biz de dedik ki bari ti’ye alalım. Aldık almasına ama hala şaşkınız ve öfkeliyiz. Cihatla matematik nasıl olur da aynı cümle içinde geçer! Ama geçti, Yeliz kullandı.
– Çocuklar bugün akşama etli kuru patlıcan dolması yapacağım. Evdesiniz di mi bugün?
* Hahahaha! Dolma mı? Anne istersen öncesinde biraz termodinamik çalışalım, biliyorsun onu bilmeden dolma yapmanın bir anlamı yok.