Ana sayfa » Tarih » İstihbarat Teşkilatı CIA Hakkında Muhtemelen Daha Önce Duymadığınız 11 İlginç Bilgi
İstihbarat Teşkilatı CIA Hakkında Muhtemelen Daha Önce Duymadığınız 11 İlginç Bilgi
Hollywood filmlerine konu olan, ismi bile bir gizem perdesiyle örtülü bir kurum: Merkezi İstihbarat Teşkilatı, ya da dünyaca bilinen adıyla CIA. Peki, bu kadar konuşulan teşkilatın arka planda dönen gerçek hikayelerini ne kadar biliyoruz?
Soğuk Savaş döneminde sızan söylentiler, gizli laboratuvarlarda geliştirilen teknolojiler, casus kediler, hatta Starbucks… Evet, yanlış duymadınız. CIA’in tarihine baktığınızda sadece casus filmlerine konu olacak olaylar değil, aynı zamanda “Bu gerçekten yaşandı mı?” dedirten hikâyelerle dolu bir dünya görürsünüz. Amerika Birleşik Devletleri’nin dış tehditlere karşı en büyük istihbarat kalesi olan CIA, gizliliği bir yaşam biçimi haline getirmiş durumda. Ancak perde arkasında neler döndüğünü merak edenler için, gelin bu gölgeler dünyasına birlikte göz atalım. İşte CIA hakkında gerçekler…
1. CIA’in bugünkü kimliğine ulaşması bir anda olmadı. II. Dünya Savaşı öncesi ABD’nin belirli bir istihbarat yapısı bile yoktu. 1941’de Bilgi Koordinatörlüğü Ofisi (COI) kurularak ilk adım atıldı
CIA hakkında gerçekler listemize ilginç bir bilgiyle başlayalım. Ardından kurum, Stratejik Hizmetler Ofisi (OSS) adını aldı ve savaşın istihbarat ayağını yönetti. 1945’te OSS kapatıldı, yerine Stratejik Hizmetler Birimi (SSU) kuruldu. Bir yıl sonra bu yapı Merkezi İstihbarat Grubu’na dönüştü ve nihayet 1947’de, Başkan Truman’ın imzasıyla bugün bildiğimiz Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) doğdu.
2. Virginia’nın Langley kasabasındaki CIA genel merkezinde, yalnızca birkaç kişinin görebildiği gizli bir müze bulunuyor
Bu müzede ajanların geçmişte kullandığı casus kalemler, mikro kameralar ve dinleme cihazları sergileniyor. Ancak halk burayı ziyaret edemiyor. CIA’in gizliliğe adanmış yapısı burada da kendini gösteriyor. Yine de meraklılar için küçük bir teselli var: ajans, web sitesinde bu müzeye ait sanal bir tur sunuyor. Bir bakıma, casus dünyasının vitrini olan bu müze, teşkilatın kendi geçmişine saygı duruşu niteliğinde.
3. CIA ajanlarının da sabahlarını başlatmak için kahveye ihtiyacı var. Ancak Langley’deki Starbucks, dışarıdakilerden biraz farklı
No. 1 Store adıyla bilinen bu şube, kimliksiz bir şekilde hizmet veriyor. Burada kimse müşterinin adını kahve bardağına yazmıyor, çünkü gizliliğin sınırları kahve köpüğünde bile korunuyor. Çalışan baristalar bile gizlilik sözleşmeleriyle işe alınıyor ve CIA personelinin kim olduğunu öğrenmeleri yasak. Bu gizli kahve noktası, istihbaratın bile sabah kahvesiz başlayamayacağını kanıtlıyor.
4. Haritalar arasında kaybolmadan yeni şehirleri keşfetmemizi sağlayan Google Earth’ün kökleri aslında CIA laboratuvarlarına uzanıyor
2003’te CIA, uydu görüntülerini üç boyutlu olarak modelleyen Keyhole adlı bir şirkete yatırım yaptı. Google bu teknolojiyi fark edip satın aldı ve böylece bugün bildiğimiz Google Earth doğdu. Yani dünya üzerindeki her noktaya yakınlaştır diyebilmemizi sağlayan sistemin arkasında, bir zamanlar casus uyduları yöneten CIA mühendislerinin izleri var.
5. CIA’de sır saklamak yalnızca bir görev değil, yasal bir zorunluluk
Kurumda çalışanlar, işlerine başlarken gizlilik anlaşması imzalar ve bu anlaşma emekli olduktan sonra bile geçerliliğini korur. Hatta eski çalışanlar kitap yazmak veya makale yayımlamak istediklerinde bile metinleri Yayın Öncesi İnceleme Kurulu’ndan geçmek zorundadır. Bu kurul, ulusal güvenliği tehlikeye atabilecek en küçük detayı bile sansürleyebilir. CIA’in asıl sırları bu yüzden dışarı sızmaz, en azından teoride.
6. Başkan Truman, CIA’i kurarken teşkilatın Amerikan vatandaşlarını izlememesini açıkça şart koştu. CIA yalnızca dış tehditlerle ilgilenmeliydi. Ancak tarih boyunca bu kural birçok kez esnedi
Özellikle terörle mücadele dönemlerinde, ajansın Amerikan vatandaşlarını da izlediğine dair belgeler gün yüzüne çıktı. Her ne kadar CIA bu iddiaları genellikle reddetse de, teknoloji çağında sınırlar bulanıklaştı. Neyse ki, Amerikan vatandaşlarını izleyen başka bir kurum zaten vardı: NSA.
7. 2000’li yılların başında gazeteciler, CIA’in dünya genelinde gizli hapishaneler işlettiğini ortaya çıkardı
CIA hakkında gerçekler listemize devam ediyoruz. Kara bölgeler olarak adlandırılan bu merkezlerde, terör şüphelileri yasa dışı şekilde tutuluyor ve sorgulanıyordu. Bu hapishanelerin tam konumları yalnızca birkaç üst düzey yetkili tarafından biliniyordu. Avrupa, Afrika ve Orta Doğu’ya dağılmış bu merkezlerin varlığı, CIA’in uluslararası hukuku ne kadar esnetebildiğini gösterdi. 2006’da ABD hükümeti bu programı resmen sonlandırmak zorunda kaldı.
8. Soğuk Savaş yılları CIA için yaratıcılığın sınırlarını zorladığı bir dönemdi. Acoustic Kitty projesi kapsamında, ajanlar kedilere mikrofon yerleştirip onları dinleme aracı olarak kullanmayı denedi
Ancak kedilerin emir dinlememesi projeyi kısa sürede rafa kaldırdı. Buna karşın, güvercinlerle yapılan deneyler oldukça başarılı oldu. Minik kameralarla donatılan güvercinler düşman üslerinin fotoğraflarını çekti ve üslerine geri döndü. Yani, casusluk tarihindeki en sadık ajanlar bazen kanatlı olabiliyordu.
9. CIA sadece bilgi toplayan bir kurum değil, kimi zaman dünya siyasetini doğrudan şekillendiren bir güç
İran’da 1953’te Başbakan Musaddık’ın devrilmesinde, Guatemala’da 1954’te Başkan Arbenz’e karşı düzenlenen darbede, Şili’de Pinochet’nin yükselişinde hep CIA’in parmağı vardı. Ancak bu müdahaleler uzun vadede istikrarsızlık, baskı ve şiddet getirdi. İran’daki darbe 1979 Devrimi’ni doğururken, Guatemala’da iç savaş patladı. Kongo, Endonezya ve Şili’de de benzer hikâyeler yazıldı. CIA’in özgürlük adına yaptıkları, çoğu zaman yeni diktatörlüklerin zeminini hazırladı.
10. CIA bir zamanlar sihirbazları işe aldı. Ünlü illüzyonist John Mulholland, ajanlara dikkat çekmeden mesaj iletme veya el çabukluğuyla nesne değiştirme tekniklerini öğretmek için işe alındı
Bu teknikler daha sonra CIA Hile ve Aldatma El Kitabı adıyla yayımlandı. 1970’lerde ise kurum, Stargate Projesi kapsamında medyumlarla çalıştı. Amaç, düşman üslerini uzaktan görme yeteneğiyle tespit etmekti. Proje 1995’te başarısız bulundu, ancak CIA’in hayal gücünün sınır tanımadığı kesin.
11. 2007’de bir yazılım, Wikipedia’daki düzenlemelerin hangi IP adreslerinden yapıldığını ortaya çıkardı. Sonuç? CIA merkezinden, ünlüler hakkında yapılan değişiklikler tespit edildi
CIA bu düzenlemelerin resmi olmadığını iddia etti ama kimse emin olamadı. Daha da ilginci, Beyrut’ta görev yapan ajanların pizza kelimesi yüzünden deşifre olmasıydı. Görüşme kodu olarak kullandıkları bu kelime, Hizbullah ajanları tarafından fark edildi ve CIA’nin bölgede çalışan muhbirleri açığa çıktı. Casuslukta küçük bir hata bile felaketle sonuçlanabiliyordu.