Avrupa’nın ekonomik ve yaşam standardı en yüksek ülkelerinden Danimarka’da, AB standartlarını bile reddeden Christiania, komün hayatı yaşayan bir kasaba. Kasaba Kopenhag içerisinde olmasına rağmen kendi sınırları olan, dışa kapalı bir yapı ve en önemlisi de; Danimarka yönetiminin kurallarını reddediyor. Yıllar süren mücadelelerin öncülüğünde kurulan bu özgür kasaba, bir anlamda Meksika’daki Zapatista’ların hükumetle olan mücadelelerinin Avrupa versiyonu.
Avrupa’da yer alan ama Avrupa Birliği kurallarını reddeden Christiania’nın kuruluşu 1971 yılına dayanıyor.
Bir grup hippi o yıllarda Kopenhag’a yakın, ıssız ve terk edilmiş bölgeyi işgal ederek Christiania’nın kuruluş hikayesini başlattı.
Christiania’yı kurmaktaki en önemli sebep ruhsal ve fiziksel kirlilikten uzaklaşılabilecek, kendi yasaları olan yeni bir özgür alan inşa etmekti.
Bu süreçte Danimarka yönetimi ile 40 yıl boyunca kavgalı olmaktan dahi korkmadan kendilerine özel bir alan yaratma gayreti içinde oldular.
2011 yılında bölgenin geleceği karşılıklı olarak masaya yatırıldığında, bölge halkı geçici süreliğine olası bir durum için Christiania’nın tüm giriş çıkışlarını kapalı tuttu.
Christiania’lılar 2012 yılında Danimarka yönetimi ile karşılıklı anlaşmaya varmış oldu ve en nihayetinde “Özgür Kasaba Christiania” resmi olarak kuruldu.
Bölgeye giriş yapıldığında “Şu anda Avrupa Birliği topraklarına veda ediyorsunuz”, çıkış yapıldığında ise “Şu anda Christiania’ya veda ediyorsunuz” tabelası sizi karşılıyor.
Özerkliğini ilan etmiş kasabada sanatın ve sporun birçok dalına ilgi son derece yüksek.
Konser salonları ve sanat galerinin yer almasıyla birlikte sokaklar rengarenk grafitilerle dolu.
Christiania sakinleri gündüzlerini üretimle geçirip akşamları hep birlikte müzik eşliğinde eğlencenin dibine vuruyor.
AB’nin kurallarını hiçe sayıp özgür bir alan yaratalım derken Christiania’lılar kendi bayraklarını ve para birimlerini de oluşturarak bu işi ileriye kadar götürdüler.
Christiania bayrağı kırmızı zemin üzerine yan yana dizilmiş üç sarı daireden oluşuyor.
Christiania’da Løn adını verdikleri para birimi kullanılabildiği gibi Danimarka Kronu ile de alışveriş yapabilmek mümkün.
Özerk bölge yaklaşık 850 kişiden oluşuyor. Ayrıca 400 kadar köpeğe de ev sahipliği yapıyor.
Christiania vatandaşları hiçbir şekilde ufacık da olsa bir vergi ödemekle yükümlü değil.
Yeterince cezbedici görünse de öyle kafanıza estiği gibi ev satın alıp Christiania vatandaşı olmanız mümkün değil. Bırakın ev almayı Christiania’da köpek sahiplenmek bile yasa gereğince çok zor.
Christiania’lılar kurmuş oldukları özgür düzenin bozulmasını istemedikleri için dışarıdan vatandaşlık almak isteyenlere pek sıcak bakmıyor. Gezmek için gelin ama yerleşmeyin anlayışı hakim.
Şehrin merkezinden bahsedecek olursak, Pusher Street (Pusher Sokağı) sizleri “Green Light District” adı verilen üç temel kuralı ile karşılıyor; eğlen, koşma, fotoğraf çekme!
Eğlen; burası özgür ruhlu insanların bölgesi. Koşma; koşan insanların polislik bir durumu olabileceğini düşündüklerinden tedirgin oluyor Christiania’lılar. Fotoğraf çekme; çünkü ulu orta birçok yerde esrar satan stant ve mağazalar başta Danimarka olmak üzere, AB açısından büyük bir soruna dönüşebilir.
Bu üç kırmızı çizgisinin olduğu kuralın dışında Christiania’da silah taşıma, şiddet içeren bir davranış ve başta araba olmak üzere tüm motorlu taşıtlar da yasak.
Kokain ve kimyasal madde kullanımının yasak olduğu Christiania’da esrar kullanmak serbest. Hatta özerk bölgenin en büyük kalkınma payı esrar üretimine ait.
“Başkaları tarafından yönetilmeye ihtiyacımız yok, kurallarımızı biz koyarız” derken son derece ciddiler.
Ama Christiania’dan sınır dışı edilmenizi sağlayacak en katı kural; hırsızlık yapmak. Hırsızlık yapan bir kişinin sürgün yeri Kopenhag, kişi suçuna devam ettiği takdirde ise bir daha “Özgür Kasaba Christiania”ya alınmıyor.
Bölge kurallarıyla ilgili alınacak kararlar tüm Christiania sakinlerine açık, dileyen herkes toplantılara katılıp kararlarla ilgili fikirlerini dile getirebiliyor.