1931’de Erzincan’da dünyaya gelen önemli şairimiz Cemal Süreya‘nınki, aslında kısa sayılabilecek bir yaşamdı. O, 9 Ocak 1990’da, sadece 59 yaşındayken bu dünyadan ayrıldı. Ardında bıraktığıysa ondan kısa bir süre sonra vefat edecek bir erkek çocuk; bir kız çocuk; bir de aşk ve sevginin en güzel halini anlatan dizelerdi…
Edebiyatımızın en naif cümlelerinin sahibi Süreya’nın yaşamı ile ilgili, bugüne kadar çok farklı iddialar ortaya atıldı; onun hayatı farklı şekilde yazıldı, çizildi. Ancak aslında tek gerçek, onun hatıralarının da onunla birlikte bu dünyadan çekip gittiğiydi. Sanıyoruz hiçbir gerçek de, onun edebiyatımızdaki kıymetli yerini değiştiremezdi.
İşte bu kıymetli şairimizin bugün, 28. ölüm yıldönümü… Biz de ona ait naif cümleler arasında, daha az bilinenleri sizlerle paylaşalım istedik. Kendisini sevgi ve saygıyla anıyor; sizleri de yüreğinize işleyecek bu anlamlı dizelerle baş başa bırakıyoruz.
“Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde
Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor”
“Senin bir elinde bir mendil
Öbüründe kuş sesleri”
“En olmayacak günde geldin tazeledin ortalığı
Alıp kaldırdın bu kutsal ekmeği düştüğü yerden”
“Düşünsene nasıl geçmiştik hızla
Birleşen iki güvercinin arasından…”
“Senin kahkahanın boğumlarında, söz temiz değil”
“Sen incelikler antolojisi, uyut beni”
“İki şey: Aşk ve şiir
Mutsuzlukla beslenir biri,
Biri ona dönüşür”
“Gözleri göz değil gözistan
Bir odadan bir odaya geçiyor
Kapının birini açıp birini kapıyor”
“Bir de sen koynumda yatıyorsun
Güzelsin güzelliğin mutlak amenna”
“Kadın gözlerini koydu ortaya
Bir mavi bir gökyüzü aldı çevrelerini”
“Bak bunlar ellerin senin bunlar ayakların
Bunlar o kadar güzel ki artık o kadar olur”
“İyi, kötü günler geçirdik. Çoğunca da iyi günler. Öperim o günleri”
“Yaşlanıp öyle kol kola yürüyelim mi? Ne güzel yaşlanırsın sen. Seni sevmek ne güzel!
Kadınım, yârim…”
“Adresim oldun benim. Biliyorsun bunu değil mi?”
“Göz göze gelebilirseniz, ipi kopmuş bir uçurtma, hızla uzaklaşır bakışlarından”
BONUS: “Kötülüklerin büsbütün egemen olduğu, namussuz bir çağ bu biliyorsun”
Öbüründe kuş sesleri”
Alıp kaldırdın bu kutsal ekmeği düştüğü yerden”
Birleşen iki güvercinin arasından…”
Mutsuzlukla beslenir biri,
Biri ona dönüşür”
Bir odadan bir odaya geçiyor
Kapının birini açıp birini kapıyor”
Güzelsin güzelliğin mutlak amenna”
Bir mavi bir gökyüzü aldı çevrelerini”
Bunlar o kadar güzel ki artık o kadar olur”
Kadınım, yârim…”