“Cemal Safi deyince durmak lazım… Cemal Safi soyadı gibi saf bir şiir adamı, edebiyat adamı ve insanı büyüleyen gerçek bir söz büyücüsü…” der onun için, kırkın üstünde şiirini besteleyen Orhan Gencebay. Biz de Türkçeyi en iyi ve etkin kullanan, sevdiğimiz şarkıların pek çoğunun şiirlerini yazan Cemal Safi’yi anlatıyoruz bu listemizde, sevgiyle…
1. Bu Gece
Ağlamak kifayet etmez acıma
Şen kahkahalarda hüzün bu gece
Teselli sözleri gider gücüme
Şarkılar bir başka hazin bu gece
Yüreğim fırtına gözlerim durgun
Varlığın ilacım, yokluğun vurgun
Hayattan kovuldum, kaderim sürgün
Ölüm fermanımı yazın bu gece
Herkese kalbimi vermezken öyle
Yaşatmak için sen ne yaptın, söyle
Ne kadar şen şakrak olmuşsun böyle
Halime gülüyor yüzün bu gece
Talebim çok değil yalnız beni sev
Umut sefil cüce, acı koca dev
Üstadım geçiver bir hicaz peşrev
Sevdadan dert yansın sazın bu gece
Neşenin kapısı yüzüme örtük
Bir resmin yok bende olsa da yırtık
Arkana bakmadan sen de git artık
Hadi benden sana izin bu gece
Cemal Safi 1938 yılında Samsun’da doğdu. Babası merhum Mehmet Safi, annesi merhume Ayşe Safi’dir. Öğrenimine Sakarya İlkokulu’nda başladı. Samsun Sanat Okulunda son verdi.
2. Bilmiyorum Neredeyim
Bilmiyorum neredeyim, ne haldeyim, ben kimim?
Ayrılırken kimliğim, adresim sende kalmış
Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim
Güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış
Akların kaybolduğu, rengin ahenk bulduğu
Toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu
Bir gül için bülbülün saçlarını yolduğu
Aşkın harman olduğu o mevsim sende kalmış
Nerede o çocuksu o şımarık hallerim
Saçlarına hasreti tanımayan ellerim
Rengarenk rüyalarım toz pembe hayallerim
Tekmil neşem, sevincim, hevesim sende kalmış
Ayıplama kınama, kahveye gidiyorsam
Avunabilmek için bir tavla atıyorsam
Garson çay uzatırken ben ‘aklımda’ diyorsam
Sende kalmış demektir ladesim, sende kalmış
Dostlar da muhabbeti kestiler, lüzum da yok
Zaten senden ziyade sohbetim sözüm de yok
Sen dönmeden kimseye bakacak yüzüm de yok
Aynalarda kendimi göresim sende kalmış
Allahım düşmanımı düşürmesin bu za’fa
Sanki her noksanımı mecburum itirafa
Hangi şarkıya girsem notalar do re mi fa
Sol! diyorum sana sol! sesim sende kalmış
Sende kalmış umudum, saadet çağım sende
Sende kalmış huzurum, tüten ocağım sende
Sende hayat kaynağım duygu menbağım sende
Can diyorum sana, can-kafesim sende kalmış
Gel Tanrıya borcunu teslim etsin bu yürek
Tez gel ki enkazımı kapatsın kazma kürek
Kelime-i şahadet getirmem için gerek
Son diyorum sana, son nefesim sende kalmış…
Eğitimiyle ilgili olarak “Sanat Enstitüsüden sonra tahsilimi yarıda bıraktım, kendi kendimi yetiştirdim. Büyük şairlerin kitaplarını okudum, onlardan etkilendim, ilham aldım.” der.
3. Ah Şu Şairliğim
Elimle kuyumu kazdırdı bana,
Ah şu şairliğim olmaz olaydı!
Aklına eseni yazdırdı bana,
Bütün sırlarımı aleme yaydı;
Ah şu şairliğim olmaz olaydı!
Ona her gün güzel, her hava hoştu,
Sevgisiz hayatın manası boştu,
Gördüğü kısrağın peşinden koştu,
Uslanmak bilmeyen bir deli taydı;
Ah şu şairliğim olmaz olaydı!
Evimden barkımdan çözdürdü beni,
İşimden gücümden bezdirdi beni,
Bulutlar üstünde gezdirdi beni,
Bastığım yıldızlar hüsrana kaydı;
Ah şu şairliğim olmaz olaydı!
Ak yazımı baht-ı siyah eyledi,
Gençliğime yazık, günah eyledi,
Nerde akşam, orda sabah eyledi,
Serseri hayatı marifet saydı;
Ah şu şairliğim olmaz olaydı! …
Alnım da açıktı, yüzüm de aktı,
Kimseye verecek hesabım yoktu,
Günah kervanımı pazara çekti,
Yükümde ne varsa, hepsini saydı;
Ah şu şairliğim olmaz olaydı! .
Hayal aleminde gezmem dese de,
Seni bundan böyle üzmem dese de,
Bu gece tek hece yazmam dese de,
Sabaha çıkmadan sözünden caydı;
Ah şu şairliğim olmaz olaydı! …
İlk şiirlerini on-on bir yaşlarında ilkokuldayken yazdığını söyleyen şair, önceleri arkadaşlarının “Şair mi olacaksın” diye, onunla alay edip, şakalaştıklarını anlatır.
4. Beni Sevmeni İstiyorum
Seninle buluşmamız ne kadar güç olsa da
Senden sadece beni sevmeni istiyorum.
Beş dakika baş başa kalmamız suç olsa da,
Senden sadece beni sevmeni istiyorum…
Çağırsam bile gelme, yorulma ne olursun!
Sen üzülme, incinme, kırılma ne olursun!
Beni yanlış anlama, darılma ne olursun!
Senden sadece beni sevmeni istiyorum…
Bir gün bensiz kalsan da benimle yaşamanı,
Aşkımın değerini sır gibi taşımanı,
Nemli bakışlarınla resmimi okşamanı,
Senden sadece beni sevmeni istiyorum…
Senden tek dileğim var, özel imtiyaz değil,
Kulun başka bir kula ibadeti farz değil,
Haşa! Yaratan gibi beş vakit namaz değil,
Senden sadece beni sevmeni istiyorum…
Askerliğini tamamladıktan sonra 1962 yılında Şükran Hanımla evlenir. Üç çocuk babası olan Cemal Safi, ” 1978 yılının 17 Nisan’ında aşkı tanıdım bir bakışla. Platonik olarak bu aşk dört yıl sürdü. Lakin bu sürede aşkı çok iyi öğrendim.” diye anlatır aşkla tanışmasını.
5. Dön
Sevdiğim ellerde nazın çekilmez,
Olur ya usanıp bıkarlarsa dön.
Sohbetin dinlenmez kahrın çekilmez,
Olur ya gönlünü yıkarlarsa dön.
Yalan sözlerine inandıkların;
Riyakar yüzüne aldandıkların;
Bir gün terk ederse dost sandıkların,
O tatlı canını sıkarlarsa dön.
Anlarsın sevdiğim hele düşünce,
Kıymetimiz soysuz ele düşünce,
Ünvanın duyulup dile düşünce,
Lakabını dilber takarlarsa dön.
Eğer savunacak sözün kalmazsa,
Başka çaren, başka çözüm kalmazsa,
Sokağa çıkacak yüzün kalmazsa,
Artık kötü gözle bakarlarsa dön.
Ve şöyle tanımlar aşkı: “Nasıl edebiyat tarihi dallarıyla, kollarıyla, branşlarıyla bir üzüm bağıysa, aşk da o üzüm bağındaki şaraptır. Akla ziyan veren tek duygu aşktır. Aklının dediğini yapamazsın, duygun ağır basar, duygu galebe çalar aşkta. Bütün sevdiklerinden sevgini geri alırsın, bir yere kanalize edersin. Aklına zeval verirsin. Ne zaman ki aşk zayıflar, akıl yine meydana çıkar ve sorar, ‘Sen ne yaptın, ne hale geldin?’
6. Hüzün Adres Değiştirir Zamanla
Yakışmıyor cepheyi terk edişin
Mert dayanır, namert kaçar sevdiğim
Fazla sürmez hatanı fark edişin
Hasret eken, hüsran biçer sevdiğim
Adet ettin aşk dersini asmayı
Hüner sandın sırra kadem basmayı
Yetti artık çok denedim susmayı
İsyan eden bayrak açar sevdiğim
Nice avcı bende silah sınadı
Geri tepti sineleri kanadı
Kırılsa da yüreğimin kanadı
Yine açar, yine uçar sevdiğim
Bir resmimiz bile yoksa baş başa
Reva mıdır ben yanayım sen yaşa
Aşk sunacak saki mi yok sarhoşa
Yine bulur yine içer sevdiğim
Aynaların farkı kalmaz düşmanla
Tanışırsın doğduğuna pişmanla
Hüzün adres değiştirir zamanla
Benden geçer sana göçer sevdiğim
Üzerime yar sevdiğin sahi mi?
Kalp çalmakta senin gibi dahi mi?
Ağlama der dosta Aşık Daimi
Bu da gelir bu da geçer sevdiğim.
Dörtlükleri de dahil beş yüzden fazla şiiri olan Cemal Safi, şiirleriyle ilgili olarak “Bir ömür için fazla bile. Çok şiir yazmak marifet değildir. Mesela Cahit Sıtkı deyince akla ilk ne gelir? Tabii ki ‘Otuz Beş Yaş’ şiiri. Oysa kendisinin bir sürü şiiri vardır. Yani önemli olan akılda kalmaktır…
7. Alışamadım
Sen geçtin yine ben sınıfta kaldım;
Bir türlü yanına ulaşamadım.
Sevda sınavından teşekkür aldım;
İhanet dersine çalışamadım…
Gözlerim kapansa uykusuzluktan,
Korkarım hocama saygısızlıktan,
Bir örnek istedi duygusuzluktan;
Seni diyecektim konuşamadım…
Vefasız olmayı bilmedim diye,
Adını kalbimden silmedim diye,
Okuldan atıldım gülmedim diye;
Tebessüm etmeye alışamadım…
Samsun’da Cemal Safi’nin kardeşinin sınıf arkadaşı olan Orhan Gencebay ilk olarak onun şiirlerini yıllar sonra gazete ve dergilerde görerek beğenir. Şairin kardeşine, “Cemal Ağabey bana yollasın şiirlerini, ben artık başka şiir beğenemiyorum, sadece onunkileri besteleyeceğim.” diyerek ısrar eder.
8. Ağlarsın
Kırdığın kadehte kalan ömrümden,
Ağlarsın, içtiğin yılları bilsen.
Hicrinle sararıp solan ömrümden,
Ağlarsın, biçtiğin dalları bilsen.
Sefiller gücünü bende sınadı,
Kimi kaçık dedi, kimi bunadı;
Berdûş eleştirdi, sarhoş kınadı,
Ağlarsın düştüğüm dilleri bilsen.
Ar ettim sakladım uğraşlarımı,
Haberdâr etmedim sırdaşlarımı.
Gizlemek isterken gözyaşlarımı,
Ağlarsın, seçtiğim yolları bilsen.
Felsefe böyledir dîvânelerde,
Teselli aranır bahanelerde,
Bir kadeh mey için meyhânelerde,
Ağlarsın döktüğüm dilleri bilsen.
Ateşe su dedim, göz göre göre,
Aklım zavallıydı duyguma göre,
Bahtına şükretti Mecnûn bin kere,
Ağlarsın düştüğüm çölleri bilsen.
Şiirlerinin şarkı olmasını, dile düşmesini istemeyen Cemal Safi iki yıl göndermez şiirlerini; ama sonra kardeşinin telkinleriyle razı olur ve 30-40 şiirini götürür Orhan Gencebay’a.
9. Sahra
Yıldırım misali parladım söndüm
Gözlerin dağıttı ordumu Sahra.
Saddam’in elinde Kuveyt’e döndüm
Aşkın işgal etti yurdumu Sahra…
İlk gönül yaramı zaman sararken
Doluya tutuldum rahmet ararken
Ayaklar altına atıp kırarken
Gururum dilini yordu mu Sahra ?
İnan ne bahtıma ne sana küstüm
Talihin kahrını bağrıma bastım
Eşimden dostumdan umudu kestim
Tanrı’dan beklerim yardımı Sahra…
Sakın mağrur olma, övünme aman
Acıyan bulunsun düştüğün zaman
Yamanmış feleğin sillesi yaman,
İnsafsız vuruyor, vurdu mu Sahra…
Cemal Safi-Orhan Gencebay beraberliği müzikte bir çığır açar. Türk Müziğinde yeni bir form gelişir. Böylece Cemal Safi’in şiirlerinin ünü bütün ülkeye yayılır.
10. Rücu
Sen benim gözümde bir rivayettin
İlk değil alçağı yüksek görüşüm
Sanma ki sen bana ihanet ettin
O senin aslına rücu edişin
Gün olur kediye düldül derim ben
Gün olur baykuşa bülbül derim ben
Tedirgin etse de gerçek ötüşün
O senin aslına rücu edişin
Caymadım cüceyi yüce görmekten
Caymadım cahile cüret vermekten
Gözümden düşse de hal ve gidişin
O senin aslına rücu edişin
İlk defa vurmadım başımı taşa
Yanıla yakıla geldim bu yaşa
Sanma ki sen beni aldattın hâşâ
Çoktandır başladı bende bitişin
O senin aslına rücu edişin
Kahrını çektiysem vardır bir neden
Sensin bu duyguyu bende üreten
Gübredir toprağı verimli eden
Kim kimi kullanmış şöyle bir düşün
O senin aslına rücu edişin
Oyun bitti; bu son perde, son gala
Güçlü olsan başarırdın pekâlâ
Aslan rolü yakışmıyor çakala
Bırak da kendine gelsin gidişin
O senin aslına rücu edişin…
Böylece pek çok bestekarın şiirlerinin peşine düştüğü şair, 1989 yılında “İmkansız” adlı şiiriyle “yılın şairi” seçilir.
11. Vurgun
Gözlerim uykuyla barıştı sanma!
Sen gittin gideli dargın sayılır.
Ben de bir zamanlar sevildim amma,
Seninki düpedüz vurgun sayılır!
Yalan mı söyledin göz göre göre?
Ne zaman dolacak verdiğin süre?
Gönülden gördüğüm takvime göre,
Aldığım her nefes bir gün sayılır…
Armağan ettiğin kutsal mendile
Akarken içimi dağlayan çile,
Manavgat denilen çağlayan bile,
Benim gözyaşımdan durgun sayılır!
Ne kadar zulmetsen ah etmem sana,
Her iki cihanda gül kana kana…
Seninle cehennem ödüldür bana,
Sensiz cennet bile sürgün sayılır!
1990 yılında müzikli biɾ şiiɾ kaseti çıkaɾır. 1993 yılına kadar yazdığı şiiɾleɾini “Vuɾgun” adlı ilk kitabında yayınlar. İkinci şiir kitabı “Sende Kalmış” 2000 yılında “Kıyɑmete Kırk Kɑlɑ” ise 2002 yılında basılır. Şairin bu güne kadar kırk tanesi Orhɑn Gencebɑy tɑrɑfındɑn olmɑk üzere, yüz elli civɑrındɑ şiiri bestelenmiştir.
12. Besmele
Her gün biraz daha yoruyor beni
Hasretinle başa çıkamıyorum
Her gece bir yerden vuruyor beni
Sağ salim sabaha çıkamıyorum
Savaşta geçirdim sanki bir ayı
Düşmandan almadım ben bu yarayı
Giderken verdiğin tek sigarayı
Hatıradır diye yakamıyorum
Vicdanın halimi hiç mi sormuyor
Küsecek ne yaptım aklım ermiyor
Zalimsin demeye dilim varmıyor
Tavrına bir isim takamıyorum
Yeter ki mektup yaz canımı dile
Yetmezse uğrunda çektiğim çile
Nazar değer diye resmine bile
Besmele çekmeden bakamıyorum…
Türk Dil Kurumu tɑrɑfındɑn Türkçeyi en etkin ve güzel kullɑnɑn şɑir olɑrɑk ödüllendirilen Cemal Safi’nin şiirleri İtɑlyɑncɑ, Rumence ve Arnɑvutçɑyɑ çevrildi.
13. Ya Evde Yoksan
Aşkınla ne garip hallere düştüm.
Her şeyim tamam da bir sendin noksan,
Yağmur taş demeden yollara düştüm.
İçim ürperiyor, ya evde yoksan
Elbisem gündelik, pabucum delik,
Haberin olsa da sobayı yaksan.
Yağmur iliğime geçti üstelik
İçim ürperiyor,ya evde yoksan
Sarhoşsan kapıyı çaldığım anda,
Fahişeler gibi açık saçıksan,
Bir de ufak rakı varsa masan da,
İçim ürperiyor, ya evde yoksan
Bakkala gitmeme lüzum kalmasa,
Durumu anlardın, takvime baksan,
Allah vere misafirin olmasa,
İçim ürperiyor, ya evde yoksan
Kıvırcık marulun vardır inşallah,
Bir salata yapsan, bol limon sıksan,
Senin de iştahın iyi maşallah,
İçim ürperiyor, ya evde yoksan
Sabahlara kadar içsek, sevişsek,
Ne ben işe gitsem, ne sen ayıksan,
Derin bir uykunun içine düşsek,
İçim ürperiyor, ya evde yoksan
Ne kadar üşüdüm, nasıl acıktım,
İlk önce sıcacık banyoya soksan,
Sanırsın şu anda denizden çıktım,
İçim ürperiyor, ya evde yoksan
Yanlış mı aklım da kaldı acaba?
Muhabbet sokağı numara doksan,
Boşa mı gidecek bu kadar çaba,
İçim ürperiyor, ya evde yoksan .
Ya yolu kaybettim ya ben kayboldum,
Ne olur bir yerden karşıma çıksan,
Tepeden tırnağa sırılsıklamım,
İçim ürperiyor,ya evde yoksan .
“Neredesin Firuze” filminin tema şarkısının sözleri olan şiirinin yazılış öyküsünü şöyle anlatır şair: “Bir gün odamda oturuyordum çilingir sofrasını kuracaktım. Dışarıda yağmur var, perdeyi kapatayım dedim, bir adamla göz göze geldik. Yorgun argın kılıklı bir adam kapıya baktı, bana baktı, sonra karşı binaya baktı, biraz adım attı yine kapıya baktı. O an ilham geldi; sonra dedim ki sevgilini arıyorsan “ya evde yoksa kız? Evde kimse olmasa, yiyecek içecek olmasa, bunun parası da yoktur” dedim. Bıraktım gittim odama, şiir odam vardır; gaz lambasını yaktım, mum yaktım ve yazdım.”
14. Başkentin Ufkunda
Vakit sensiz gecen günün ertesi,
Sustu tüm kuşların şen şakrak sesi,
Zevk sefa mevsimi, yas neyin nesi?
Nedendir matem durup dururken…
Titriyor şebnemler, gül üşür gibi,
Bülbüller derdimi bölüşür gibi.
Hayalin halime gülüşür gibi,
Kollarım boşluğu sarıp dururken…
Bendim mutluluktan ucan güvercin,
Düşler ülkesinden gelen habercin,
Avcılardan uzak bir yuva için,
Toz pembe hayaller kurup dururken…
Gel gör ki kaderin kara yelleri,
Yıktı gönlümdeki tüm emelleri,
Kapımın ecelin soğuk elleri,
Vakitli vakitsiz vurup dururken…
Aşk ne imiş görsen de dönsen de geri!
Ah, bir gizli girsen de içeri!
Hasretin elinden kanlı hançeri,
Üstüme üstüme varıp dururken….
Her aksam kaybolup gün batışında,
Beni arıyorum senin dışında,
Hasta kalbim hala her atışında,
Her nefeste seni sorup dururken …
İçtim derdalan’ın ilk bardağını,
Siklamen süslerken Elmadağı ‘nı.
Görüyor gibiyim kor dudağını,
Başkentin ufkunda durup dururken…
Yaşamını Ankara’da sürdüren şair, Ankara ile ilgili düşüncelerini şöyle anlatır: “Ankara modern bir şehir, Atatürk’ümüzün bize bir armağanı. Eğitim şehri, edebiyat şehri… Yahya Kemal ve Orhan Veli’nin haricinde çoğu şair Ankara’dan gitmedir İstanbul’a. Benim de İstanbul’a gitmemi çok istediler; ama eşim ve kızım razı olmadı. Ankara’da olmak sanatım için dezavantaj. Evet, İstanbul’da olsam ünüm daha yaygın olurdu, her gün televizyonlarda olurdum. Sanatkar burada doğar İstanbul’da büyür. Sanat ve sanatkar iltifat gördüğü yerde baki kalır. İltifat, rağbet görmüyorsa göçer.”
15. Tek Hece Aşk
Var mı beni içinizde tanıyan
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim!
Kalmasa da şöhretimi duymayan,
Kimliğimi tarif etmek zor benim.
Bülbül benim lisanımla ötüştü,
Bir gül için can evinden tutuştu,
Yüreğine Toroslar’dan çığ düştü,
Yangınımı söndürmedi kar benim.
Niceler sultandı, kraldı, şahtı;
Benimle değişti talihi, bahtı;
Yerle bir eyledim taç ile tahtı;
Akıl almaz hünerlerim var benim.
Kâmil iken cahil ettim âlimi,
Vahşi iken yahşi ettim zalimi,
Yavuz iken zebun ettim Selim’i,
Her oyunu bozan gizli zor benim.
Yeryüzünde ben ürettim veremi;
Lokman Hekim bulamadı çaremi;
Aslı için kül eyledim Kerem’i;
İbrahim’in atıldığı kor benim.
Sebep bazı Leyla, bazı Şirin’di;
Hatırım için yüce dağlar delindi;
Bilek gücüm Ferhat ile bilindi;
Kuvvet benim, kudret benim, fer benim.
İlahimle Mevlana’yı döndürdüm,
Yunusumla öfkeleri dindirdim,
Günahımla çok ocaklar söndürdüm,
Mevla’danım hayır benim, şer benim.
Benim için yaratıldı Muhammed,
Benim için yağdırıldı o rahmet,
Evliyanın sözündeki muhabbet,
Enbiyanın yüzündeki nur benim.
Kimsesizim hısmım da yok hasmımda
Görünmezim cismim de yok resmimde
Dil üzmezim tek hece var ismimde,
Barınağım gönül denen yer benim.
Benim adım Aşk!
“Aşk, rüyalarıma girdi, yaz beni diyor. Diyorum ki; onca büyük şair geldi, ben kimim ki?” diye anlatır Aşk şiirine başlama hikayesini. Bir gün trenle İstanbul’dan Ankara’ya banliyö treninde yolculuk ederken yine gelir rüyasına aşk. Uyandırır şairi. Dayanamaz artık kalkar, asistanını uyandırır: ” Kalk kızım der, bir kağıt çıkar bir de kalem, aşkı yazıyoruz. ”
16. Rüyalarım Olmasa
Yıldızlara baktırdım, fallara çıkmıyorsun,
Seni görmem imkânsız rüyalarım olmasa.
Pencereden bakmıyor, yollara çıkmıyorsun;
Seni görmem imkânsız rüyalarım olmasa…
Zor mu geldi kalbinde bana sevgi saklamak
Yakıp gittiğin yeri dönüp bir kez yoklamak
Değil sabaha kadar seni öpüp koklamak,
Seni sarmam imkânsız rüyalarım olmasa…
Sevmesem özler miyim seni can pahasına
Ne olur bir fırsat ver, beni bir daha sına.
Adını söyleyemem, senden bir başkasına;
Seni sormam imkânsız rüyalarım olmasa…
Düşlerimde incitsem günlerce uyuyamam,
Sana değil, saçının bir teline kıyamam.
Yıllar sonra dönsen de nerde kaldın diyemem;
Seni kırmam imkânsız rüyalarım olmasa…
Yalvarırım mektup yaz, beş dakkanı ayır da,
Su serp yanan sineme sağlığını duyur da,
Yaban gülü gibisin, dağda, kırda, bayırda;
Seni dermem imkânsız rüyalarım olmasa…
Şair, yaz aylarını geçirmekte olduğu Akçay’da 1992 yılından beri her yıl, Ağustos ayının son üç günü gerçekleşen Akçay Şairler ve Bestekârlar Festivalini organize etmektedir.
Bonus:
https://youtu.be/vnKjvX9BujY