Hatırlayacağınız gibi geçtiğimiz dönemde Millî Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan protokolle gündeme gelen “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum” (ÇEDES) projesi önemli tartışmalara neden olmuştu. Proje kapsamında imamların, vaizlerin, din hizmetleri uzmanlarının ve Kur’an kursu hocalarının Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okullara “manevi danışman” sıfatıyla gönderilmesi ve öğrencilere “değerler eğitimi” vermesi amaçlanıyor. İşte hayata geçirildiği ilk andan itibaren çeşitli tartışmalara neden olan ÇEDES projesi, bugünlerde ise skandal uygulamalarla gündemde. Çünkü projenin Türkiye genelinde yaygınlaşmasıyla birlikte okullarda, ellerine bıçak verilerek “kâğıttan kurban” kesen çocuklara veya “maket mezarların” başında ağıt yakan öğrencilere rastlamak mümkün! Kamuoyunda büyük tepkiyle karşılanan skandal görüntüler sebebiyle uzmanlar da endişeli. Eğitimciler ÇEDES projesi uygulamaları hakkında “çocukların zihninde onarılmaz yaralar açabilir” uyarısında bulunuyor. Detaylara birlikte bakalım.
İlginizi çekebilir:
Tartışmaların Odağındaki Değerler Eğitimi Projesi ÇEDES Nedir?
Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum projesi veya kısaca ÇEDES, ortaya çıktığı ilk andan itibaren önemli tartışmaların merkezinde yer alıyor
Milli Eğitim Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı arasında imzalanan bir protokolle hayata geçirilen proje kapsamında imamlar, vaizler, din hizmetleri uzmanları ve Kur’an kursu hocaları “manevi danışman” olarak Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullara gönderiliyor ve öğrencilere değerler eğitimi veriyor.
ÇEDES projesi kapsamında öğrenciler hem okullarda hem de okul dışı etkinliklerde din görevlileriyle bir araya geliyor
Öğrenciler “manevi danışmaların” gözetiminde camilere, müftülüklere ve çeşitli derneklere ziyaretler düzenliyor
Bununla birlikte ÇEDES kapsamında bazı tarikat liderlerinin mezarlarına götürülen öğrencilere de rastlanıyor. Ne var ki ÇEDES ile okullara giren ve kamuoyunda tepki çeken başka uygulamalarla karşılaşmak da mümkün.
Kars Merkez İmam Hatip Ortaokulunda ÇEDES projesi kapsamında “sabır” konusunun ele alınış biçimi sert tepkilere neden oldu
Sabır kavramı öğrencilere, annesini kaybeden bir öğrencinin okulda hazırlanan maket bir mezar başında yaktığı ağıtlarla aktarıldı. Okulun sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda ise “ÇEDES projesi değerler kulübü ocak ayı sabır temalı etkinliğimiz gerçekleştirilmiştir. Öğrencimiz vefat eden annesine özlemini sabır temasıyla sahnelemiştir.” ifadeleri kullanıldı. Bitlis’teki bir okulda ise hac ibadetinin anlatıldığı sırda öğrencilere “şeytan taşlama” provası yaptırıldı.
Isparta’da bulunan Yaka Şehit Mustafa Baş Ortaokulunda kurban ibadetinin anlatıldığı uygulama, ellerine bıçak verilerek “kâğıttan kurban” kesen öğrencilere sahne oldu
Yozgat’taki Atatürk İmam Hatip Ortaokulunda ise Filistinli bir gencin elleri kelepçeli şekilde öldürülmesinden esinlenilerek hazırlanan bir sahne canlandırıldı. Türk ve Filistin bayraklı atkılar takan kız öğrencilerin elleri kelepçelenmiş gibi yaptıkları anlar “Kızlarımızın onurlu duruş eylemi” ifadeleriyle sosyal medyada paylaşıldı. İşte bu skandal ÇEDES uygulamaları, hayata geçirildiği ilk günden beri türlü tartışmaların odağında yer alan projeyi bir kez daha gündeme getirdi. Eğitimciler ise gün geçtikçe yaygınlaşan ÇEDES projesi karşısında endişeli.
Uzmanlar, pedagojik formasyonu bulunmayan din görevlilerinin çocuklara yetkinlikleri dışında “değerler eğitimi” vermesini sert şekilde eleştiriyor
Örneğin BBC Türkçe’den Fundanur Öztürk’e konuşan eğitim uzmanı Salim Ünsal, maket bir mezar başında ağıt yakan öğrencileri içeren mizansenin çocuklara travma yaşatıldığını belirterek, “Okulun ağıt yakmayı öğretmekle ne işi olur?” sorusunu gündeme getiriyor. Ünsal konuyla ilgili olarak “Bu tip uygulamaların ne pedagojik ne psikolojik ne de bilimsel yönden olumlu bir sonucu olamaz. Biz çocuklara hayatın gerçeklikleriyle ilgili bunları mı öğreteceğiz?” ifadelerini kullanıyor.
Eğitimcilere göre ÇEDES uygulamaları çocukların zihninde onarılmaz yaralar açabilir
Salim Ünsal, kamuoyunda tepki çeken ve sert biçimde eleştirilen uygulamalar hakkında, “Bunlar çocukların psikolojisi üzerine çok derin etkiler yaratabilecek uygulamalar ve çocukların zihninde onarılmaz yaralar açabilir. Çünkü bu eğitimler uzman eşliğinde takip edilmezse, çok daha yüksek bir travma yaşayabilirler.” ifadelerini kullanıyor.
Hürriyetçi Eğitim Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu, öğretmenler dışında kimsenin okullarda din veya değerler eğitimi veremeyeceğini ifade ediyor
Çeşitli bilimsel araştırmalar, erken yaşta verilen dini eğitimin öğrencilerin hayal gücünü baskıladığını ve eleştirel düşünme becerilerini engellediğini gösteriyor. Özellikle belirli bir yaşın altındaki öğrencilere somut kavramlar üzerinden eğitim verilmemesi gerektiği belirtiliyor. Pek çok uzman eğitimci ise ÇEDES projesi kapsamında okullara gönderilen “manevi danışmanların” pedagojik formasyonu bulunmadığını ifade ediyor. Hürriyetçi Eğitim Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu konuyla ilgili olarak “MEB ortaya bir müfredat koymuş, bunun uygulayıcısı olarak öğretmenleri belirlemiş. Öğretmen dışında bir kişinin müdahalesi çok yanlış. Çünkü bunlar pedagojik formasyonu olmayan, çocuklara nasıl yaklaşmaları gerektiğini bilmeyen kişiler.” ifadelerini kullanıyor.