Teknik direktörlük kariyerinde sayısız kupa kazanan İtalyan teknik Adam Carlo Ancelotti, birçok futbolseveri teknik adamlık yetenekleri anlamında ikna edebilmiş değil. Bunu düşünenlerin en önemli tezi ise İtalyan teknik adamın hep iyi kadrolar ile çalışmış olması olarak gösterildi. Peki gerçekten böyle miydi?
Reggina Calcio yılları
İtalyan antrenör öyle söylenildiği gibi kariyerinde hep iyi kadrolarla çalışmadı. Bunun en önemli göstergelerinden biri İtalya Serie B ekiplerinden Reggiana Calcio ile yakaladığı başarıdır. Dönemin futbol otoriteleri tarafından kümede kalma adaylarından biri olarak gösterilen Ancelotti’nin ekibi 1995-1996 sezonunu 4’ncü bitirerek Serie A ‘ya yükseldi. 38 maçta 16 galibiyet, 13 beraberlik ve 9 mağlubiyet ile 1’nci çıkan Bologna’yı 4 puan geriden takip etti. Takım attığı gol ile yediği gol rakamları ise bir hayli ilginçti. 38 maçta 42 gol atıp, 32 gol yiyen Ancelotti’nin ekibi bu ilginç istatistiğe rağmen lig terfi etmesini bildi.
Başarı ona Serie A’nın kapılarını açtı
Bu başarısının ardından 1996-1997 yılında İtalya’nın köklü kulüplerinden Parma ile anlaşan Ancelotti böylelikle teknik direktörlük kariyerinde Serie A ile tanışmış oluyordu. Ancelotti; kaleyi 18 yaşındaki genç file bekçisi Gianluigi Buffon’a emanet ederken, savunmanın omurgasını da 24 yaşındaki Lilian Thuram ve 23 yaşındaki Fabio Cannavaro’dan oluşturuyordu. Orta sahada 25 yaşındaki Dino Baggio’ya takımın beyni görevi verilirken, forvet hattında da 21 yaşındaki Hernan Crespo ile 26 yaşındaki Enrico Chiesa’yı attığı goller ile hem takımı sırtlıyor, hem de kendi yıldızlarını parlatıyorlardı. 34 maçta 63 puan toplayan Parma, 65 puan toplayan Juventus’ un ardından ligi ikinci bitiriyordu. İnter, Lazio, Milan, Roma gibi önemli takımları arkada bırakan Parma Şampiyonlar Ligi’ne direk katılmaya hak kazanıyordu. Bir önceki sezon ligi 6’ncı bitiren Parma’da başarının en büyük mimarı genç oyuncuları cesaret ile korkmadan oynatan Carlo Ancelotti olarak gösteriliyordu. Bu arada önceki sezon lig terfisinde büyük rol oynadığı Reggiana takımı ligi son sırada tamamlayarak küme düşüyordu.
İstikrarı sağlayamayan Ancelotti için Parma defteri kapandı
1997-1998 sezonunda hemen hemen aynı kadro ile mücadele eden Ancelotti’nin Parma’sı iki kulvarda verdiği mücadeleden dolayı yorgun düşüyor ve ligi liderden 27 puan uzakta 6’ncı tamamlıyordu. Şampiyolar Ligi’nde B.Dortmund,Galatasaray ve Sparta Prag ile eşleşen Parma 9 puan toplayarak grubu 2’nci bitirdi. Sadece liderlerin bir üst tura yükseldiği turnuvada Parma için sonuç çok da karamsar değildi. Fakat, ligdeki performans bir önceki yılla kıyaslandığı zaman hayal kırıklığıydı. Bu artık 2 yıllık Parma-Ancelotti ilişkisinin bittiğini gösteriyordu.
Juventus’tan gelen sürpriz teklif
9 Şubat 1999’da kötü giden Juventus’u sezon ortasında alan İtalyan teknik adam ligi liderin(Milan) 16 puan uzağında 6’ncı tamamladı. Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finalde Yunan ekibi Olympiakos’u 2-1 ve 1-1’lik skorlar ile eleyerek, yarı finalde Manchester United’ın rakibi oldu. Deplasmanda oynadığı maçtan 1-1’lik skorla ayrılan italyanlar finalin hayalini kurmaya başladı fakat işler umdukları gibi gitmedi. Kendi evinde 2-3’lük mağlubiyete engel olamayınca Şampiyonlar Ligi rüyası sona erdi. Bu takım Carlo Ancelotti’nin kurduğu bir ekip değildi. Bu takım bayrağı devraldığı Marcelo Lippi’nin takımıydı. Bu yüzden de Ancelotti’nin Juventus’ta ki geleceğini tayin edecek yıl 2000-2001 yılı olacaktı. Ligde yarışı son haftaya kadar kovalayan Juve, ligi Lazio’nun 1 puan arkasında 2’nci Bitirdi. İntertoto Kupası’nda da zafere ulaşan Juve-Ancelotti birlikteliği çok da kötü bitmiyordu.
Yuvaya dönüş
Juventus’ta az farkla kaybettiği şampiyonluk ve Avrupa’da kazanılan kupa Milan kulübünün sahibi Silvio Berlusconi ile 2. başkan Adriano Galliani’nin dikkatini çekti. Futbolculuk kariyerinin de büyük bir kısmını Milan’da geçiren Ancelotti için bu kulüp evi gibiydi. Bu sırada Milan kulübünü çalıştıran Fatih Terim ile de oyuncular arasında problem vardı. Bu yüzden de Milan’da kazanılsa da kaybedilse de yüzler gülmüyordu. Bu işin çözümü, ya bazı oyuncuların gönderilmesi ile sonuçlanacaktı; ya da teknik direktörün görevine son verilmesiyle… Milan kulübü yöneticileri kolay olanı seçtiler ve Fatih Terim’in görevine son verildi. Yerine gelen isim ise yabancı değildi. Kulübün kendi evladı Carlo Ancelotti. Futbolculuk döneminde 5 yıl formasını terlettiği Milan’ı 2001 Kasım ayında devraldı ve 2009 yılına kadar çalıştı. Bu dönem içinde 2004 yılında AC Milan’ın 17’nci şampiyonluğunu kazandırdı. 2003 yılında yine bir İtalya takımı Juventus’u Manchester’daki Old Trafford’da penaltılarla geçerek Şampiyonlar Ligi şampiyonu oldu. Aynı yıl UEFA Süper Kupa’yı ve İtalya Kupası’nı da kazandı. Milan iki yıl sonra bir kez daha 2004-2005’de İstanbul Olimpiyat Stadyumu’nda Liverpool ile oynanan final maçını oynamaya hak kazandı. Ancak ilk yarıyı 3-0 önde kapatan Carlo Ancelotti’nin takımı, Liverpool’un golleriyle skoru 3-3’e gelen maçta penaltılar ile kupayı kaybetti. 2006-2007 sezonunda Atina Olimpiyat Stadı’nda Şampiyonlar Ligi finalinde karşı karşıya gelen bu iki takımın maçında Milan, Filippo Inzaghi’nin attığı iki golle Liverpool’u yenerek rövanşı aldı. Ancelotti Milan’da; 423 maça çıktı ve 238 galibiyet elde etti. 8 yıllık dönemde, 2 UEFA Şampiyonlar Ligi, 2 UEFA Süper Kupası, 1 Dünya Kulüpler Şampiyonası, 1 İtalya Serie A, 1 İtalya Süper Kupası, bir de İtalya Kupası kazanan İtalyan teknik adam yuvasında kendi kariyerinin zirvesine çıktı.
Çizme’de gösterdiği performans ona Premier Lig’in yolunu açtı
1 Temmuz 2009’da Guus Hiddink’ten boşalan Chelsea takımının başına geçti. İlk sezonunda topladığı 86 puan ile takımını zirveye çıkaran Ancelotti, 38 maçta attığı 103 golle tüm futbolseverlere eğlenceli bir sezon yaşattı. Aynı sezon FA Cup ve Community Shield kupalarını da müzesine götüren Chelsea’de taraftarlar mutlu bir sezonu geride bırakıyordu. 2010/2011 sezonunda ise işler iyi gitmedi. Lider M.United’dan 9 puan fark yiyerek ligi 2’nci sırada tamamlayan Ancelotti için İngiltere macerasının sonuna gelinmişti. Ancelotti İngiltere’de 109 maça çıktı ve bunlardan 67’sini galip tamamladı. Bunun yanında 1 Premier Lig, 1 FA Kupası, 1 İngiltere Süper Kupası’nı kazandı.
Eski günlerine dönmek isteyen PSG’nin ilk tercihi İtalyan menajer oldu
Ancelotti, 30 Aralık 2011’de Fransa’da eski günlerine dönmek için inanılmaz paralar harcayan PSG ile anlaştı. Devre arasında İnter’den Thiago Motta, eski takımı Chelsea’den Alex ve Barcelona’dan sol bek Maxwell ile anlaşıldı. Fakat, Ancelotti’nin istediği bu transferler ligi Montpellier’in arkasında 2.bitirmenin önüne geçemedi. Bir sonraki sezon Ancelotti’nin kariyeri açısından da büyük önem taşıyordu. Çünkü o kendini ‘’Winner’’ olarak nitelendiriyordu ve kupa kazanmadan Fransa’dan ayrılmak istemiyordu. 2012-2013 sezonunda Paris SG yaptığı transferler ile futbol dünyasına damgasını vurdu. Milan’dan Thiago Silva (42 milyon Euro), Zlatan İbrahimovic (20 milyon Euro), Napoli’den Ezequiel Lavezzi (30 milyon Euro), Sao Paulo’dan Lucas Moura (35 milyon Euro), Ajax’tan sağ bek Van der Wiel (6 milyon Euro) ve tecrübeli yıldız oyuncu David Beckham, Ancelotti’nin isteği doğrultusunda takıma katılıyorlardı. Paris 38 maçta 83 puan toplayarak en yakın rakibine 12 puan fark attı ve ligi lider tamamladı. Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finalde Barcelona’ya elenen Paris SG taraftarı açıkçası buna çok aldırmadı ve yıllar sonra gelen şampiyonluğun tadını çıkardı. Carlo Ancelotti ayrıca 2012-2013 sezonunda St. Etienne teknik direktörü Christophe Galtier ile birlikte Ligue 1’de “Yılın teknik direktörü” ödülünü kazandı.
Başarılarını dünyanın en büyük futbol kulübünde de devam ettirdi
Kariyerinde yeniden tırmanışa geçen Ancelotti’nin bir sonraki durağı futbol kulüplerinin zirve noktası Real Madrid oldu. 100 milyon Euro gibi rekor bir ücret ile Gareth Bale’ı kadrosuna katan Madrid; İsco, Carvajal, Illarramendi gibi önemli oyuncuları da Ancelotti’nin emrine sundu. Ama takımdan da Higuain, Mesut Özil, Callejon, Kaka gibi önemli oyuncular ayrıldı. Ancelotti’nin R.Madrid’i ilk senesinde ligi 3’ncü sırada tamamladı. Lider A.Madrid’in 3 puan uzağında. Fakat Ancelotti için sezon başarısız sayılmazdı. Çünkü Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu ve İspanya Kral Kupası şampiyonluğu kazanılmıştı. Ertesi sezon taraftarın La Liga şampiyonluğu beklentisine cevap veremeyen Ancelotti sezonu Barcelona’nın arkasından 2’nci tamamladı ve İtalyan teknik adam ile yollar ayrıldı. Real Madrid ile 2 yıl geçiren Ancelotti, 1 UEFA Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu, 1 UEFA Süper Kupası şampiyonluğu, 1 İspanya Kral Kupası’nı kazanma başarısını gösterdi. Ayrıca Ancelotti, Real Madrid ile çıktığı 116 maçın 87’sini kazanarak %75’lik bir galibiyet yüzdesi elde etti.
“Man Management” onun uzmanlık alanı
Ancelotti için söylenilen ‘’Hep büyük yıldızlarla çalıştı’’ cümlesi Ancelotti’nin ne kadar büyük bir teknik adam olduğunu da gösteriyor aslında. Çünkü yıldız oyuncular ile çalışma zorluğunun üstesinden gelmiş bir teknik adamdan bahsediyoruz. Onların kaprislerini,egolarını,problemlerini vb… bu denli başarılı şekilde yönetmek liderlik göstergesidir. Liderlik vasfı da iyi bir teknik direktörün olmazsa olmazıdır. Bazı teknik adamlar 25 kişilik kadrolarında bulunan 1-2 özel yetenekli-yıldız oyuncu ile yaşadığı problemleri göze alırsak, Ancelotti’nin yıldızlar topluluğu ile çalışmasından aldığı verim göz ardı edilmemelidir. Oyuncuların isteklerini anladığını dile getiren İtalyan teknik adam, “En iyi oyuncularla çalışmak her zaman daha kolay. Ronaldo ve Ibrahimovic isimleri de buna en güzel örnekler.’’ diyerek yıldız oyuncular ile arasındaki ilişkiyi özetledi.
“Bir oyuncuyu ikna edememişsen, sahada istediğin sistemi uygulayamazsın”
Basit bir felsefesi olduğunu söyleyen İtalyan menajer “Her oyuncuyu anlamak ve bire bir sanatını bilmek işimi her zaman kolaylaştıran faktörler oldu. Futbolda bir fikriniz olabilir. Bu fikri gerçeğe dönüştürmenin tek yolu, diğer insanlara açıklamak; onların yapması gereken de sahaya çıkıp bu fikri göstermek. Bunun için de menajerle oyuncular arasındaki ilişki kusursuz olmalı. Bu da ikna kabiliyeti ile ilgilidir. İkna kabiliyeti liderlik vasfının en temel özelliklerinden biridir. Oyunculardan biri sahada yapması gerekenlere ikna olmamışsa, o oyuncudan potansiyelinin tavanında verim alamazsınız. Bu da menajerin üstüne düşünmesi gerek bir konudur.”
Son durak Almanya
Geçtiğimiz sezon Guardiola’nın rotasını İngiltere’nin Manchester City kulübüne kırmasının ardından, Alman devi Bayern Münih’in başına geçen Carlo Ancelotti yine kadro kalitesi bakımından üst düzey bir oyuncu grubu ile çalıştı. Bu süreçte Bavyera ekibiyle en yakın rakibine 15 puan fark atarak Bundesliga Şampiyonluğu’na ulaşan Anceotti bunun yanında Almanya Süper Kupası’nı müzesine götürerek duble yaptı. Her ne kadar Şampiyonlar Ligi yarı finalinde Real Madrid’e toplamda 6-3 lük skorla veda edilse de Bayern Münih yönetimi İtalyan teknik adamla yola devam kararı aldı. Bugüne kadar çalıştırdığı birçok takımla sayısız kupa kazanan 58 yaşındaki deneyimli çalıştırıcı yeni sezonda da ligde ve Avrupa’da yeni şampiyonluklar kazanmayı hedefliyor.