Bozcaada, Çanakkale’ye bağlı küçük bir ada. Kimi zaman doğal güzellikleriyle kimi zaman da bu güzellikleri mahvedecek çevre düzeni planları ile gündeme gelmişti. Bozcaada plajlarıyla, sokaklarıyla, bahçeleriyle, kendine özgü reçelleriyle ünlü. Buyurun hep beraber gidenlerin geri dönmek istemediği Bozcaada turuna çıkalım.
Samimiliğin, iç içe olmanın yeridir burası
Büyük otellerin, tatil köylerinin bulunmadığı daha samimi ve doğal olan butik oteller ve pansiyonlar bulunuyor Bozcaada’da. Taştan yapılmış evlerin, ahşap otellerin arasında kaybolup gideceğiniz aşikar. Bu da bizim kent yaşamının kalabalıklığından uzaklaşıp daha sakin ve huzurlu bir tatil geçirmemizi sağlıyor.
3000 yıllık miras
Ada’daki kültür genelde şarapçılık, bağcılık ve balıkçılık üzerine. Şarapçılık ve bağcılık 3000 yıl öncesinde başlamış ve bugüne kadar gördüğü rağbet giderek artmış. Her yeri saran bağlar, bulunan şarap evlerini görmeye gelen turist sayısını da giderek arttırıyor haliyle.
Adanın sokaklarında dolaşmak büyük terapi
Mavi beyaz evleriyle Bodrum’u aratmayan, sokaklarda dolaşırken nostaljiyi en derinden hissettiğiniz aynı zamanda modern bir görünümde olan şirin bir kasaba Bozcaada. Tüm Ada’yı bir saat içinde dolaşabilirsiniz. Ancak hızlı hızlı dolaşmak yerine bahçelerin, evlerin, yeşilliklerin tadını çıkara çıkara dolaşmanızı tavsiye ederiz. Zira her seferinde farklı bir güzellik gözünüze çarpacak.
Eskilerin 1 ada 2 kasabası
Eskiden adanın ortasından bir dere geçermiş ve bu dere adayı Türk Mahallesi ve Rum Mahallesi olarak iki kısma ayırırmış. Artık böyle bir ayrım yok. Ancak eğer ahşap evlerin olduğu, sokakların kıvrıla kıvrıla uzadığı bir yerdeyseniz orası Türk Mahallesi; kiliseyi ve saat kulesini gördüyseniz, bolca turistik mekan ve otel varsa, şirin cafeler görüp hayallere dalıyorsanız, Rum Mahallesi’nde olduğunuzu anlayabilirsiniz.
Aktiviteden aktiviteye koşabilirsiniz
İstanbul’un aktivitelerine benzemez Ada’nınkiler. Bir kere neyi yaparsanız yapın yeşilin ve mavinin tam ortasında yapıyorsunuzdur. Bu yüzden bu kadar huzurlusunuzdur. Şarap tadımı derslerine katılabilir, dalış yapabilir, sörf dersleri alabilirsiniz. Adanın sokaklarında yürümekten vazgeçemeyecek, bisiklet sürmekten kendinizi alıkoyamayacaksınız.
Türkiye’deki tek Bağ Yolu
Evet Bozcaada’da Türkiye’nin Tek Bağ yolu bulunuyor. Yaklaşık olarak 1 Kilometre boyunca Ada’da yetiştirilen üzümleri görebileceğiniz, kimilerinin tadını bisiklet sürerek kimilerinin ise yürüyüş yaparak tadını çıkarmış olduğu özel bir yol burası.
Ege Denizi’nin en temiz hali
Plajlar Ege Denizi’nde yer aldığı için denizi her daim temiz ve berrak oluyor. E tabi doğal olarak da soğuk. “Girince alışıyorsun” diyenler için Ayazma Plajı, incecik kumu ve boylu boyunca uzanan sahili ile eşsiz bir tavsiye. Ada’nın en güzel yanlarından biri de en rüzgarlı havada bile girebileceğiniz durgun ve berrak bir koya sahip olması. Eğer Ada’da rüzgar güneyden esiyorsa doğu ve kuzeydeki koyları, kuzeyden esiyorsa da güneydeki koyları tercih etmelisiniz. Ada’da genellikle kuzeyden rüzgar estiği düşünülürse güneydeki koylardan vazgeçmemenizi öneririz. Tekirbahçe, Poyraz Limanı ve Çayır Koyu lodoslu günlerde yani rüzgarın güneyden estiği günlerde; Sulubahçe ve Akvaryum Koyu, Habbele Plajı poyrazda yani rüzgarın kuzeyden estiği günlerde tercih edilmesi gereken yerlerden.
Hiçbir güzelliği kaçırmayın
Ada başlı başına bir cennet. İçinde bir turist gibi gezip görmeniz gereken bir çok yer var. Başta da söylediğim gibi şarap fabrikalarını, Bozcaada Kalesini, Ayazma Manastırı’nı, müzesini, rüzgar güllerini görmeden, hikayelerini öğrenmeden dönmeyin. Bu güzelliklerin keyfini çıkarın, sonradan görmediğiniz her yer için pişman olursunuz bak benden söylemesi. Bol bol fotoğraf çekmeyi de unutmayın!
Rakı- Balık hiç bu kadar keyifli olmamıştı!
Gün batımını izlerken denize karşı yudumlanan içkiniz, lezzetli balığınız, arka fondaki çalan şarkılar sizleri hayal dünyasına alıp götürecek bir süre orada kalmanızı sağlayacaktır.( Bunun şarap versiyonunu yapmak da aynı keyif verecektir, söz veriyorum!)
Organik meyvenin/sebzenin adresi
Bozcaada denince aklan ilk gelenlerden biri de her çeşit meyvenin sebzenin reçelini rahatlıkla bulabileceğiniz yer olması. Her şeyin organik ve ev yapımı olduğunu bilmek bile insanın içini aydınlatan bir şey. Bozcaada’nın en ünlüsü domates reçeli. Domates reçeli dendiği anda akla gelen ilk yer “Veli Dede” oluyor. Sakızlı bademli kurabiyeleriyle, üzüm reçeliyle, salçaları ve 1878’li yıllara dayanan tecrübeleriyle, Ada’dan döndükten sonra kendini özletenler arasında. Adaya gidemeyenler için ise kendilerini yıl boyunda Ada’da hissetmeleri için internetten satış yapıyorlar. Almadan duramıyoruz!
Geniş alışveriş seçeneğinin bulunması
Alışveriş dediysek hemen öyle marketi, mağazası olarak anlamayın. Ada’da birden çok dekorasyon ürünü alabileceğiniz, ada hatıralarıyla evinizi döşeyebileceğiniz hediyelik eşya satan yer mevcut. Seçenek bol olunca insanın her şeyi alası geliyor.
Bonus: Dolunayda Ada’da olanlar için tavsiye geliyor: Göztepe’ye çıkıp bir taraftan güneşi batırıp, bir taraftan ayın doğuşunu seyretmeyi sakın unutmayın