Yeni yılda asgari ücret ne kadar olacak sorusunun yanıtı tüm Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor. Bu sebeple ülkemizdeki milyonların gözü kulağı, Asgari Ücret Tespit Komisyonunun vereceği kararda! İlk toplantısını geçtiğimiz günlerde gerçekleştiren komisyondan henüz bir karar çıkmadı. İşçi, işveren ve hükûmet temsilcilerinden oluşan komisyonun asgari ücret zam oranı hakkındaki nihai kararını önümüzdeki günlerde vermesi bekleniyor. Elbette tarafların talepleri ve beklentiler ise birbirinden farklı. İşverenler maliyetlerin düşürülmesi gerektiğini ifade ediyor. İşçiler ise enflasyon karşısında kısa sürede erimeyecek bir maaşın hayalini kuruyor. Öte yanda tüm bu beklenti ve tartışmaların gölgesinde yeni bir konu gündemde: Bölgesel asgari ücret.
Bazı kesimler, bölgesel asgari ücret uygulamasının artan enflasyon ve yaşam maliyetleri karşında tek çıkış noktası olduğu görüşünde. Bazılarına göre ise uygulamanın hayata geçirilmesi mevcut ekonomik ve sosyal sorunları daha da derinleştirecek. Peki, tam olarak nedir bu bölgesel asgari ücret? Bölgeye ve mesleğe göre farklı maaş düzenlemesi mümkün mü? Detaylara birlikte bakalım.
İlginizi çekebilir:
İlk Rakamlar Belirlenmeye Başladı: 2024 Asgari Ücret Zam Oranı İçin Hangi Senaryolar Konuşuluyor?
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, yeni yılda geçerli olacak zam oranını belirlemek için çalışmalara başladı
İşçi, işveren ve hükûmet temsilcilerinden oluşan komisyon ilk toplantısını 11 Aralık’ta gerçekleştirdi. Ancak beklendiği gibi ilk toplantıda bir karara varılamadı. Komisyonun aralık ayı boyunca dört kez bir araya geleceği, 1 Ocak’tan itibaren geçerli olacak yeni asgari ücret tutarını bu toplantıların ardından kararlaştıracağı ifade ediliyor.
Milyonların gözü kulağı ise komisyonun vereceği kararda
İlk toplantıda taraflar arasında rakam konuşulmadığı belirtiliyor. 18 Aralık’ta gerçekleştirilecek ikinci toplantıda ise işveren kesiminin ilk kez asgari ücret için rakam vereceği ileri sürülüyor. Asgari Ücret Tespit Komisyonunun çalışmaları sürerken milyonların gözü kulağı da komisyondan çıkacak kararda. Ancak tarafların talep ve beklentileri farklı.
İşverenler maliyetlerin düşürülmesi gerektiğini ifade ediyor. Çalışanlar ise enflasyon karşısında kısa sürede erimeyecek bir zam oranı talep ediyor
Çeşitli basın yayın organlarında yer alan haberlere göre ise asgari ücret zam oranı için yüzde 40, 45 ve 50 oranları masada. Komisyon yüzde 40 artış yönünde karar verirse asgari ücret net 15 bin 963, brüt 18 bin 780 lirayı olacak. Bu ücretin işverene maliyeti ise 22 bin 66 lira. Yüzde 45’lik artış halinde ise net asgari ücret 16 bin 533, brütü de 19 bin 451 lira seviyesine çıkacak. Yüzde 45’lik asgari ücret artışının işverene maliyeti ise 22 bin 854 lira olacak. Son olarak Asgari ücrete yüzde 50’lik artış yansıtılırsa yeni yılda asgari ücretlinin eline net 17 bin 103, brüt 20 bin 121 liraya geçecek.
Tüm bu talep, beklenti ve tartışmaların gölgesinde bugünlerde yeni bir konu gündemde: Bölgesel asgari ücret
Bölgesel asgari ücreti gündeme getiren temel şey ise yaşam maliyetlerindeki bölgesel farklılıklar. Örneğin TÜİK verilerine göre yıllık enflasyon yüzde 61.98. İTO’nun açıkladığı verilerde ise İstanbul’daki yıllık enflasyon oranının yüzde 73.89 olduğu görülüyor. Yani İstanbul ve Türkiye enflasyonu arasında yaklaşık 12 puanlık bir fark bulunuyor.
Bölgesel asgari ücret nedir?
Bölgesel asgari ücret en basit haliyle, asgari ücretin bölge ve meslek farklılıkları dikkate alınarak belirlenmesi şeklinde tanımlanabilir. Asgari ücret uygulamasının ilk kez uygulanmaya başladığı 1950’li ve 60’lı yıllarda ücreteler, yerel düzeydeki ekonomik ve sosyal farklılıklar gözetilerek komisyonlar aracılığıyla belirleniyordu.
1967-1974 yılları arasında asgari ücret, bölgesel gelişmişlik düzeylerine göre belirlendi
İlk bölgesel asgari ücret uygulaması temmuz 1969 tarihinden itibaren 6 bölge ve 26 il bazında uygulandı.1972 yılında ise il sayısı 57’ye çıkarıldı, bölge sayısı ise 4’e düşürüldü. 1969-1973 yılları arasında yalnızca sanayi sektörü için geçerli olan bölgesel asgari ücret uygulamasına 1973 yılında tarım ve orman işçileri de dâhil edildi. 1974 yılında ise ulusal asgari ücret uygulamasına geçildi.
Savunucuları, uygulamanın daha adil bir yaklaşım olacağını ileri sürüyor
Bu sava göre enflasyon oranının Türkiye ortalamasının bile üzerinde olduğu büyükşehirlerde yaşayan asgari ücretlilerin, yaşam maliyetlerinin daha düşük olduğu şehirlerdeki asgari ücretlilerden daha fazla maaş alması gerekiyor. Ayrıca uygulamanın destekçilerine göre farklı yetkinliklerde iş yapan çalışanların aynı ücreti alması da sürdürülebilirlik açısından sağlıklı değil.
Ancak olası bir bölgesel asgari ücret uygulamasına karşı çıkanlar da var
Bu kesime göre uygulama, bölgeler arası gelir uçurumunu daha da derinleştirebilir ve -büyükşehirlerdeki ücreti artıracağından- kontrolsüz bir göç dalgasına neden olabilir. Uygulamaya karşı çıkan uzamanlar, bölgesel asgari ücretin sosyal, ekonomik ve kültürel açıdan ciddi sorunlara neden olabileceğini dile getiriyor.
Bazı kesimler ise uygulamanın “eşitlik” ilkesine aykırı olduğu, bu sebeple hayata geçirilemeyeceği görüşünde
Bazı uzmanlar ise uygulamayı hayata geçirmenin ekonomik artıları ve eksileri bir yana, siyasi olarak pek de mümkün olmadığı görüşünde. Kısacası bölgesel asgari ücret tartışmaları bir süre daha devam edecek gibi görünüyor. Ancak hayata geçirilmesi mümkün olacak mı, zaman gösterecek.