Yabancı dizilerin ülkemizde izlenme oranı bir hayli fazla. Bu durumu oluşturan sebepler de oldukça tatmin edici. Bölümlerin izlenme süresi tüm akşamınızı esir almıyor, klişe senaryolar havada uçuşmuyor… Hal böyle olunca pek çoğumuzu koltuklarına yapıştıran, dünyayla bir süre irtibatımızı kestiren yabancı dizilerin izlenme oranı her geçen gün artıyor…
Bilim-Kurgu dizilerine ayrı bir parantez açıyoruz bu listemizde. Beyin tatminini arşa çıkaran, çabucak bitmesin diye yavaş izlemeye çalırken bir solukta en az 3 bölüm bitirerek depresyona sürüklendiğimiz son yılların en izlenesi yabancı bilim-kurgu yapıtları için sizleri buraya alıyoruz…
1. Westworld (2016- )
Dizileri önermemizin şiddetine göre bir sıralamaya tabi tutmuyoruz ancak bilim-kurgu seviyorsanız Westworld’u izlemeye hemen şuan koşmanız gerekiyor. Antony Hopkins’in muhteşem oyunculuğuyla hayat verdiği Westworld, her detayıyla soluksuz izlemelik komple bir bilim-kurgu dizisi olduğuna izleyiciyi hemen inandırıyor. Dizi ismini yetişkinlerin gittiği, yüksek gerçekliğe sahip sanal bir eğlence parkından alıyor. Bedenleri başka yerde olan ziyaretçiler, bilinçleriyle bu eğlence parklarına gidiyorlar ve robotlarla cinsel fantezilerden, zevkine adam öldürmeye kadar varan bir dizi eğlenceyi(!) yaşama fırsatını yakalıyorlar. Dizinin yaratıcısı Jurassic Park’ın da yaratıcısı olan Michael Crichton. Eskiden sinemaya uyarlanan eser, şimdi dizi olarak bilim kurgu severlerle buluşuyor…
2. Rick and Morty (2013- )
Animasyon ve bilim kurgunun ustalıkla harmanlandığı bir yapıt. Rick and Morty, çatlak bir bilim adamının peşinden sürüklediği torunu Morty ile maceradan maceraya sıçrayışını konu alıyor. Sınırları olmayan bu ikilinin boyutlar arası yolcuğuna siz de farkında olmadan dahil oluveriyorsunuz bizden söylemesi…
3. Battlestar Galactica (2004-2009)
IMDB: 8,7
İzleyiciyle ilk buluşması 1978’de olmuştu. Sonrasında 2004 yılında tekrar çekilmeye başlandı ve 2009’a kadar sevenlerini ekrana kilitledi. Konusu şu olaylar üzerinden şekilleniyor; Uzayın derinliklerinde 12 koloniden oluşan insan ırkı, yapay zekayı ve makineleri icat ediyor ardından icat ettikleri makineler(salyonlar) insanlara saldırmaya başlıyor… Askeri bilimkurgu ve drama türündeki bu yapıt bir solukta izlemek isteyeceğiniz türden. Başrolde ise önceden Emmy ödülü kazanmış ve Oscar’a aday gösterilmiş Edward James Olmos ile Marry Mcdonnell bulunuyor.
4. The OA (2016- )
Netflix’in son gözdelerinden olan The OA yakın zamanda gösterime giren yabancı bilim-kurgu dizilerinden. Fakat kendine hızla fanatik bir kitle yarattı dersek abartmış olmayız. Dizi Praire adlı esrarengiz bir kadının köprüden atlayarak hayatına son vermek istemesinden sonra olan tuhaf gelişmeleri konu alıyor. Praire karakterine hayat veren oyuncu senaristliğiyle de bilinen Brit Marling.
5. The Man in the High Castle (2015- )
The Man in the high castle, ünlü yazar Philip K. Dick’in aynı isimle 1961 yılında yazdığı romandan uyarlandı. Konusu, tarihin dönüm noktalarının çok farklı bir şekilde sonuçlanması üzerine kurgulanmış. II. Dünya Savaşı’nın sonunda Amerika ikiye bölünüyor. Dünya’da varlık gösteren en güçlü iki ülke konumundaki Almanya ve Japonya, sahip oldukları gücü, ezici bir üstünlük gösterisine çeviriyor ve kendilerinden olmayanlara zulmediyorlar. Amerika’nın bir yarısını Japonlar, diğer yarısını ise Almanlar aralarında paylaşıyor… Bir küçük dipnot bırakalım, ilk sezonun finali seyrettiğinizde esas olayların 2. sezonda yaşanacağını net biçimde görebiliyorsunuz.
6. DR WHO (2005- )
2005’de başladığını yazdık ancak tüm bilim-kurgu hayranları bu tarihin yeni serinin başlangıcı olduğunu biliyor. Bilim-kurgu denilince sevin ya da sevmeyin Doctor Who en bilinen ve saygı duyulması gereken yapıtların başında gelir. Dile kolay BBC’nin ve dünyanın en uzun soluklu dizilerinden olan ve 1963’ten 1989’a kadar tam 26 yıl devam etmiş olan bir klasik kendileri. 2005 itibariyle de maceranın devamı tüm hızıyla sürüyor… Konusu malum ancak bilmeyenler varsa bir küçük belirtelim, Doktor yaşayan son zaman lordu. Lordlar ve düşmanları Dalekler arasında yaşanan son zaman savaşında bütün zaman lordları ve gezegenleri Gallifrey yok olmuştur. Birisi hariç…
7. Travelers (2016- )
Netflix nimetlerinden biri daha karşınızda. Başrolünde başarılı oyuncu Eric McCormack var. Günümüz ve yüzyıllarca yıl sonrasını birbirine tutundurularak başarıyla kurgulanmış. Yüzlerce yıl gelecekte teknoloji öyle gelişmiş ki insanlara zamanda yolculuk yaptırıp sonra 21. yüzyıla geri gönderip insanlığı amansız bir gelecekten kurtarması ve her şeyi eskiye döndürmesi bekleniyor…
8. The Expanse (2015- )
Uzay operası severler buraya! Günümüzden 200 yıl sonrası… Deneyimli dedektif Miller, oldukça zengin bir ailenin kayıp kızını bulmak için bir uzay gemisi kaptanıyla işbirliği yapıyor. Olayı araştırdıkça büyük bir komplonun kendini beklediğini farkediyor… Başrolleri Steven Strait ve Cas Anvar’ın paylaştığı The Expanse, bilim-kurgu açlığınızı doyurmak için iyi bir seçim olacaktır.
9. Firefly (2002-2003)
ilk olarak 2002-2003 senesinde yayınlandı ve 14 bölümün sonunda ani bir kararla dizi son buldu. Ancak 3 yıl sonra çekilen Serenity isimli dizide konusu bir sonuca bağlandı. Bunca karmaşaya rağmen kült bilim kurgu diziler arasında yerini aldı. Hala sıkı bir hayran kitlesi olan Firefly, 2517 yılında Serenity isimli bir uzay gemisinde görevli dokuz kişinin maceralarını anlatıyor. Geminin kaptanı ve mürettebatın bir kısmı iç savaşta kaybeden askerlerdendir. Bu askerler hükümetin söz geçiremediği yerlerdeki olaylara dahil oluyorlar ve heyecan verici olaylar örgüsü başlıyor…
10. Person of İnterest (2011-2016)
2011 yapımı olan dizimiz geçen yıl son buldu. Bilenler bilir, Her bölümün uzunca devam eden bir arka ses ile başlaması ile meşhurdu. Paranoyalar üzerine kurulu senaryosunda her izlediğiniz bölümde “hadddii bee” diyeceğiniz olaylara rastlamanız mümkün. Tanıtımında kullanılan cümleler her şeyin habercisiydi aslında; Kameralar her yerde! İzliyorlar, dinliyorlar, kaydediyorlar… Sizin hakkınızda her şeyi biliyorlar! Peki siz onlar hakkında ne biliyorsunuz?
11. Utopia (2013-2014)
Utopia’dan bahsederken önce görselliğinde ve müziklerindeki başarısına değinmemiz gerekiyor. En sıradan diyebileceğiniz bir sahnede bile renklerin üzerine o kadar gidilmiş, o kadar iyi yoğunlaştırılmış ki izlediğiniz her karede büyük keyif alıyorsunuz.
Çizgi romanlara ilgi duyan bir grup insan internette forum üzerinden tanışıyor. Bu insanlar bir çizgi roman buluyor. Sonradan farkediyorlar ki bu çizgi roman, son yüzyılda yaşanmış felaketleri önceden biliyor. Gittikçe işler karışıyor ve kendilerini The Network olarak bilinen bir organizasyonun hedefi olarak buluyorlar…