Bhutan adını duyduğunuzda gözünüzün önüne ilk ne geliyor? Himalayalar’ın eteklerinde, sisli dağ yollarında keşişlerin meditasyon yaptığı, zamanın adeta yavaş aktığı bir masal ülkesi mi? Evet, doğru yerdesiniz. Ama hazırlıklı olun: Bhutan, ilk bakışta mistik ve huzurlu görünse de, sizi sokaklarında ansızın karşınıza çıkan kocaman penis figürleriyle öyle bir şaşırtacak ki neye uğradığınızı şaşıracaksınız! Tapınak duvarlarından restoran tabelalarına, hediyelik eşya dükkânlarından köy evlerinin cephelerine kadar her yerde fallus motifleriyle bezeli bir kültürün içine düşeceksiniz. Peki, neden Bhutan’ın duvarlarında penis resimleri var? Bu sadece bir şaka mı, yoksa ardında yüzyıllardır anlatılan efsanelerle yoğrulmuş bir inanç mı yatıyor? Cevabı, cinselliği, mizahı ve spiritüel bilgeliği harmanlayarak Budist öğretileri ters yüz eden çılgın bir keşişte saklı. Bakalım, neden Bhutan’daki duvarlarda penis resimleri var?
Dünyanın en izole ve gizemli ülkelerinden biri: Bhutan
Hindistan ve Çin’in arasında sıkışmış, görkemli Himalayalar’la çevrelenmiş bu küçük Budist ülke, sanki zamanda donmuş gibi. Modern dünyadan bir adım geride kalmayı tercih eden Bhutan, ruhani geleneklerini ve kültürel öğelerini öyle bir sahiplenmiş ki ilk gördüğünüzde gözlerinize inanamıyorsunuz. Evet, çünkü burada her köşe başında sizi… kocaman bir penis karşılıyor!
Duvarlara çizilmiş penisler her yerde!
Düşünsenize, Bhutan’ın başkenti Thimphu’da yürüyorsunuz. Tatlı tatlı alışveriş yaparken bir mağazanın girişinde boylu boyunca asılı duran, oyma bir penis gözünüze çarpıyor. İnsan istemsizce bir durup “Yok artık!” diyor. Ama bu bir tesadüf değil. Ertesi gün, bir bakmışsınız başka bir sokakta, bir evin duvarında, restoran tabelasında, hatta tapınakta bile bu fallus figürleri her yerde. Peki, ama neden Bhutan’daki duvarlarda penis resimleri var?
Bütün bu fallus kültürünün arkasında tek bir adam var: Drukpa Kunley. 15. yüzyılda Tibet’ten Bhutan’a gelen bir Budist keşiş. Ama öyle bildiğiniz keşişlerden değil. Onun yöntemleri biraz uçlarda.
Kadınları, şarabı ve mizahı seven Kunley, Budizm’i daha erişilebilir kılmak için dini öğretilerini cinsellik ve kahkahayla harmanladı. Halk arasında kısa sürede “İlahi Deli” olarak anıldı. Hatta kendisine “5.000 Kadının Azizi” lakabı bile takıldı çünkü birçok kadın onun “kutsamalarını” almak için ona akın etti. Ve evet, bu kutsamalar cinsel birleşme şeklindeydi.
İblisleri yenen penis
Peki ama bu fallus figürlerinin koruyucu bir sembol olarak görülmesinin nedeni ne? Efsaneye göre, Dochula Geçidi’nde insanları korkutan üç iblis vardı. Kunley, onları alt etmek için ortaya çıktığında yanında ne kılıç ne ok ne de yay vardı. Ama başka bir silahı vardı: penis’i! Efsanevi tek gözlü silahını kuşanıp iblisleri yenmeyi başardı. O günden sonra penisine verilen isim ise: “Bilgeliğin Alevli Yıldırımı” oldu.
Bu destansı zaferin ardından Kunley, canavarı gömdü ve üzerine bir stupha (Budist anıt mezarı) yaptırdı. Hemen arkasına da onun şerefine bir tapınak inşa edildi: Chimi Lhakhang. Anlamı “Köpek Yok Tapınağı” çünkü Kunley köpek formundaki iblisleri alt etmişti.
Çocuk sahibi olmak isteyen çiftler tapınağı ziyaret ediyor
Ve işte bu tapınak zamanla dünyanın dört bir yanından gelen çiftlerin çocuk sahibi olabilmek için dua ettikleri bir merkez hâline geldi.
Tapınağa gelen çiftler, içeri girdiklerinde kafalarına tahta bir fallus takılıyor ve eski bir yayla rahipler tarafından ritüel uygulanıyor. Eğer mucizevi bir şekilde çocuk sahibi olurlarsa, bebeklerine ya tapınağa gelip rahiplerin seçtiği ismi veriyorlar ya da Kunley adını.
Tapınağın içi, yıllar içinde çocuk sahibi olan çiftlerin gönderdiği bebek fotoğrafları, teşekkür kartları ve notlarla dolup taşmış durumda. Bir gün bir “Kinley”, “Kunley” ya da “Kuenley” adında biriyle tanışırsanız, ailesi büyük ihtimalle Chimi Lhakhang’a uğramıştır.
Bugün Bhutan’da nereye baksanız, duvarlara çizilmiş veya tahtadan oyulmuş fallus figürlerini görmeniz mümkün
Özellikle kırsal bölgelerde evlerin dış cepheleri, büyük büyük penis resimleriyle süslenmiş. Bu semboller, kötü ruhları uzaklaştırmak, dedikoduyu engellemek ve bereketi çağırmak için kullanılıyor. Hatta bazen fallus kolye gibi takılıyor ya da kostümlerin parçası hâline getiriliyor.
Bhutan’a gelen yabancı turistlerin bu fallus figürlerine ilgisi büyük. İnsanlar ellerinde kameralarla “alevli yıldırım” temalı duvarları fotoğraflıyor. Chimi Lhakhang Tapınağı da özellikle çocuk sahibi olmak isteyen çiftler için bir ziyaret noktası hâline gelmiş durumda.
Turizm rakamları da bunu kanıtlıyor: 2016’dan 2017’ye Bhutan’a gelen ziyaretçi sayısı %21 arttı.
Son olarak şunu unutmamak lazım: Bhutan’da bu fallus figürleri kimseye aykırı gelmiyor
Hatta halkın çoğu için bu figürler kutsal, anlamlı ve aynı zamanda eğlenceli. Genç kuşaklar bu geleneğe yaşlılar kadar sıkı sıkıya bağlı olmasa da, Drukpa Kunley’nin mirası hâlâ canlı. Mizahı, dini ciddiyetin karşısına koyup insanlara hem kahkaha hem umut dağıtması, onu unutulmaz kılıyor.