3 değil, tam 3000 kez dedik, sonunda geldi: Beterböcek, Beterböcek, Beterböcek!
Müjdeler olsun! Tim Burton bomba haberi patlattı: Beetlejuice 2 (Beterböcek 2) geliyor!
Bir süredir ortalarda dedikodusu dolaşan “Beetlejuice’un devam filmi çekilecek” söylentileri böylelikle doğrulanırken filmde yine Michael Keaton’ın oynayacak olması ise ayrı bir mutluluk sebebi. Üstelik Burton’ın dediğine göre “film tahmin edilenden daha kısa sürede” hazırlanacak.
Verdiği röportajda “Beetlejuice karakterini çok seviyorum ve özlüyorum. Michael ile çalışmayı da özledim ve sadece 1 tane Beetlejuice filmi var. Şu anda bir senaryo üzerinde çalışıyoruz ve 2.filmi çekmeye çok yakın olduğumuzu söyleyebilirim. Tekrar onunla (Michael Keaton) çalışmayı çok isterim” diyerek bize sevinçten göbek attıran Tim Burton’ı bu vesileyle yanaklarından öpüyoruz.
Biz de bu müjdeli haberin üzerine 1988 yılına geri dönelim ve dünyamızı değiştiren Beter böcek’i yeniden hatırlayalım, bununla da kalmayıp filmden çıkarılabilecek dersleri sıralayalım dedik. Yalnız uyaralım bu ölüm sonrası hayat hakkında tespitler tamamen Tim Burton’ın müthiş hayal gücünün eseridir; sonra bize kızanlar olmasın.
1. Öldüğünüzde nasıl bir fiziksel görünüşe sahipseniz ölümden sonraki hayatta da aynı görünüşle takılırsınız
Beterböcek, Tim Burton’ın hayal gücüyle birlikte bize ölümden sonraki hayat hakkında çok şey öğretti, şimdi hakkını yemeyelim. Bunlardan ilk aklımıza geleni ölümden sonraki hayata da ölüm anınızdaki görünüşünüzle devam edeceğiniz fantezisi. Örneğinden kafasına kurşun yiyen biri öbür hayatta da kafasındaki kurşun deliğiyle yaşamak zorunda. Yani Tim Burton burada ne diyor: “Hızlı yaşa, genç öl, cesedin yakışıklı olsun.”
2. Öldükten sonra yüzünüzü garip şekillere sokabilir, insanları korkutarak eğlenebilirsiniz
Beterböcek öteki dünyadan yaşayanların dünyasına gelen en sevimli hortlak(?) olabilir ama kendisinin zaman zaman biraz korkutucu olabildiğini kabul etmek gerekiyor. Beterböcek’ten öğrendiğimiz bir şey de ölümden sonra eğer bu dünyaya geri dönerseniz yüzünüzden garip yaratıkları çıkarabilir, göz bebeklerinizi yerlerinden çıkarıp parmaklarınıza takabilir ya da kafatasınıza elinizi çok sıradan bir şey gibiymiş sokabilirsiniz. Üstelik bunları yaparken de karşınızda çığlık atan insanlara bakıp sonsuz eğlenebilirsiniz.
3. Öldükten sonra ne yapmanız gerektiğini yazan bir kullanım klavuzu ile ölüm sonrası hayatınızı kolaylıkla idame ettirebilirsiniz
Hatırlayacağınız gibi filmde Beterböcek ve arkadaşları “Handbook for Recently Deceased” isimli bir kitaba sahipti ve öldükten sonra ne yapmaları gerektiği, bu hayatı nasıl sürdürmeleri gerektiği bu kitapta yazıyordu. Örneğin yine hatırlayacağınız gibi Adam, bir kapının nasıl çizilebileceğini bu kitaptan öğrenmişti. Dolayısıyla ölümden sonra ne yapacağım diye kara kara düşünmeye gerek yok, çünkü kullanım klavuzu var. Hayal gücüne kurban Tim Burton!
4. Ölüler de reklam çekebilir, hatta onların reklamcılık anlayışı çok daha eğlencelidir
Filmde ölüler dünyasının bile bir reklam sektörüne sahip olduğunu öğrenmiştik. Bu dünyadaki reklamcıların öbür tarafa göçtüğünde daha iyi reklamlar çektiğine de böylelikle şahit olmuştuk. Yani bu ne demek oluyor, ölüler de harika reklamlar çekebilirmiş; valla biz Tim Burton’ın yalancısıyız.
5. Ölümden sonraki hayatta temizlik kavramı yoktur
Ölümden sonraki hayattaki ofislerin ne kadar dağınık, ne kadar pasaklı, ne kadar pis olduğunu bize öğreten bir filmdi Beterböcek. Her yerde kağıtlar, fakslar, tuvalet kağıtlarının uçuştuğu o ofis sahnesini hatırlarsınız. Demek ki neymiş? Ölümden sonra temizlik hak getireymiş. Hijyen takıntısı olanlara buradan selam olsun.
6. Öldükten sonra ruhunuz kaybolursa üzülmeyin, hepsinin biriktiği bir oda var
Filmden hatırlayacağınız gibi bu odaya “Lost Souls Room” deniyor. O zaman çocuk kafamızla ruhların bu odaya doğru yükselişi bizi pek üzmüştü ama bu sahneden de çıkarılabileceğimiz bir ders var elbet: Eğer bir gün ölür de öbür tarafta ruhunuzu kaybederseniz onu bulabileceğiniz bir oda var. Kayıp eşyalar odasının ruhlarla dolu olanı olarak tabir edebileceğimiz bu odada ruhunuza yeniden kavuşabilirsiniz. Şükürler olsun.
7. Eğer uslu bir çocuk olursanız evinizde yaşayan hayaletler sizin ölü futbol oyuncularıyla dans etmenizi sağlayabilir
Biz sıkıcı hayatımızda derslerimize çalışmamız ve uslu durmamız karşılığında en fazla bir aferin ile ödüllendirelim, Tim Burton’ın dünyasında bu durum farklı şekillerde mükafatlandırılıyor. Örneğin Winona Ryder’ın canlandırdığı Lydia’yı ele alalım. “Jump In The Line” çalarken ölü futbol oyuncularla dansettiği sahneyi gözünüzün önüne getirin. Demek ki neymiş? Ev arkadaşınız Beterböcek ise gerisi teferruatmış.
8. Karides kokteyli yemeden önce on kere falan düşünün, hatta mümkünse yemeyin
“Karides ya ne olacak” diye düşünmeyin. Piştikten sonra bile biraz korkutucu durdukları kesin ama bize karides fobisi aşılayan Beterböcek’i de unutmamak gerek. Neden derseniz, filmdeki o sahneyi aklınıza getirin: Kafanızı masaya doğru eğdiğiniz anda o masum karidesler kaseden parmaklar şeklinde uzanabilir ve yüzünüzü kavramaya çalışabilir. Yani biz uyaralım da, yine de siz bilirsiniz.