Bebekler çok güzel, çok tatlılar, çok minnoşlar, gülüşleri insanın içini ısıtıyor… Ama bazıları için bunları sadece uzaktan görmek yetiyor. Bebek sevmeyi beceremeyen, kucağına almaktan korkan, karşısında maymunluklar yapmaktan pek hazzetmeyen geniş bir kitle var.
Bu kişileri tanımak çok zor değil, kucağına bir bebek vermeye çalışın kaçıyorsa o’dur.
1. Bebek sevmek kolay değildir, herkesin bebeklerle arası iyi olacak diye bir şey yok bu yüzden rahat olun, korkmayın.
2. Agucuk, bugucuk, lilililili, vb. yaklaşımları sergilemek topluluk önünde konuşmak gibidir, herkes bu beceriye sahip değildir, siz de olmayabilirsiniz ki normal.
3. Bebeklerin sevimli olduğu konusunda siz de hemfikirsiniz, tatlılar, küçükler, minnoşlar, güldüklerinde elbette sizin de içiniz ısınıyor.
4. Fakat bu demek değil ki bir bebeği evire çevire sevme kabiliyetiniz var, bu demek değil ki bir bebeği ustaca kavrayıp, maymunluklarınızla mest edebilirsiniz.
5. Sizin söylemekten çekindiğinizi biz söyleyelim: Bebekler bazen çok tedirgin edici oluyorlar, bu kıpır kıpır küçük insanı tutmak yer yer çok sıkıntılı.
6. Hele bebekli bir eve gittiğinizde zorla size verilmeye çalışılan, biraz tut diye kucağınıza emanet gibi konulan bebeklerden illallah diyorsunuz.
7. Bu yüzden arkadaşlarınızla, akrabalarınızla aranız bile açıldı, yeni doğmuş bebek görmeye gitmek istemiyorsunuz, “ne kadar tatlı değil mi?” dediklerinde, değil demekten korkuyorsunuz.
8. Çünkü biliyorsunuz ki bunun bir sonraki adımı darısı başınıza ve ne zaman evleniyorsun? soruları olacak. Sana ne!?
9. Peki kucağınıza gelen bebeğin iki saniye içinde hunharca ağlamaya başlaması? Utanmaz gibi “seni yadırgadı” demeleri.
10. Bir bebeği tutmak, 1 mm kalınlığında kristal vazoyu yürüyerek 10 kat indirmek gibi, her an kıracağım, bozacağım endişesinin tarifi mümkün değil.
11. Aklınızdan “ya düşürürsem” düşüncesini atamıyorsunuz, emanet gibi tuttuğunuz yavruyu bir an önce annesine vermek için çırpınıyorsunuz adeta.
12. Ya annenin bebeği size bırakıp mutfağa gitmesi? Şuna iki dakika göz kulak ol sözleri eşliğinde giderken arkasından “gitme!” diyesin gelmiyor mu senin de?
13. Sonra bebek ağlayınca hissettiğin “kesin bir şey yaptığımı düşünecekler” kaygısı, oysa elini dahi sürmedin.
14. Bu yetmezmiş gibi üstüne bir de azarlanmak, ağzı var dili yok bir bebeğe iki saniye göz kulak olamamanın, onu güldürememenin verdiği eziklik ve yetersizlik hissi.
15. Sadece süt tüketen birinin kakası nasıl oluyor da bu kadar berbat kokuyor? Peki neden durup durup üstümüze başımıza kusuyor bunlar?
16. Ve hemen akabinde beliren “ben hiç çocuk yapmayacağım” hissiyatı…
17. Tabii devamında gelen akıl vermeler, bir kere sahip olunca öğreniyorsun demeler, ben de senin gibiydim diye başlayan yerden yere vurma cümleleri.
18. Bebekleri uzaktan sevenler, kucağına alamayanlar, hanimiç teydeçinin mitanesiiii diyemeyenler sizi çok iyi anlıyoruz.
19. Bebeklerin uğraşılması zor küçük insanlar olduğunu kabul ediyoruz, kıpır kıpır bir şeyi boynuna, sırtına, beline, kalçasına dikkat ederek kucağa almanın ne kadar zor olduğunun farkındayız.
20. Bebek kakasının ve kusmuğunun berbat bir şey olduğu konusunda tartışmasız bir fikir birliğimiz var.
21. Sonuç olarak bebekler ne yaparsa yapsın “sorun değil ya” diyecek kadar naif bir insansınız ama bu küçük insanlar sizi tedirgin ediyor.
22. Hanimiç anneçi, hanimiç babaçı, yirim yirim… Diye bebek sevmeye sevmeye çalışan bir koca yüreksiniz.
23. Çocuk sahibi eş, dost, arkadaş, kardeş, vs. kim varsa hayransınız ama bu korkunuzu, tavşan ürkekliğinizi yenmeye yetmiyor işte.
Bonus – Ne diyelim, darısı başınıza… İkinci ne zaman?