Bayramlar küslüklerin bittiği, kavurma ve şeker doyum eşiğinin sınırlarına dayanılarak gayriihtiyari sade soda ihtiyacı doğurduğu ve beyaz yakalının yıllık izniyle tatilini birleştirerek bir süreliğine nefes aldıkları kutsal zaman dilimleri…
“Ah nerde o eski bayramlar” diyerek büyükler tarafından yad edildiklerini düşündüğümüzde şimdikilerin eskilerine nazaran biraz daha sönük geçtiklerini söyleyebiliriz. Yine de her gelişlerinde üzerimizde aynı heyecanı yarattıkları kesin. Ve tabii olmazsa olmazları da tıpkı yüz yılda bir gerçekleşen doğa olayları gibi görülen akrabalar ve son görüşmenin üzerinden geçen 257 seneden ötürü biriktirdikleri, bünyede kabir azabı etkisi yaratan soruları…
Bizler de bugün bu sorulara hazırlıksız yakalanıp yamulmamanız ve şimdiden jenerik yanıtlar hazırlamanız için ısınma turu mahiyetinde çam sakızı, çoban armağanı bir bayram paketi yaptık.
Başlamadan önce şöyle elinizi bi uzatın da kolonya dökelim.
1. Halanları aradın mı?
2. Okul hâlâ bitmedi mi?
3. Mezun olunca tam olarak ne yapıcaksın şimdi?
4. Sevgilin var mı?
5. Ee, evlilik ne zaman?
6. Kilo mu aldın sen?
7. Askerlik ne oldu?
8. Kocaman olmuşsun, hatırladın mı bakıyim beni?
9. Mayış ne alıyosun?
10. Böyle bayramdan bayrama mı geliyosun artık?
11. Bizim oğlan da nükleer fizikçi olmak istiyo, bi staj mıtaj ayarlarsın artık abisi?
12. Aynı babasının gençliği aaaynı. Hüseyin abiye çekmiş di mi bu?
13. Kaç gün kalıcaksın? Sen şimdi akşam kesin dönersin…
Mutlu bayramlar.