Barış Bıçakçı’nın -daha sonra filme de uyarlanan- “Bizim Büyük Çaresizliğimiz” isimli romanı, iki çok yakın arkadaşın aynı kadına aşık olmasıyla başlar. Ardından olaylar gelişir ve o büyük çaresizliği görürüz satırlarda. Bıçakçı’nın sade ve akıcı üslubundan mıdır, romandaki Ankara kokusundan mıdır bilinmez ama; bir solukta bitiriverirsiniz kitabı.
İki adam bir kadın dedik… Evet, konu bu ama mesaj bambaşka. Kitabın bir yerinde Barış Bıçakçı şöyle der:
“Bizim büyük çaresizliğimiz Nihal’e aşık olmamız değil, sesimizin dışarıdaki çocuk seslerinin arasında olmayışıydı. Asıl çaresizlik buydu.”
Haksız da sayılmaz değil mi? Hangi çaresizlik, çocukluğumuza geri dönemiyor olmamızdan kötü olabilir ki…
Ve şimdi, sizi bu eşsiz romandan bazı alıntılarla baş başa bırakıyoruz.
1. “Önce aşk vardır. Hatırlamak da , acı çekmek de, sevgilimize vereceğimiz çiçeğin fotosentezi de ondan sonra başlar.”
2. “Yıldızlı bir gecede, gökyüzünün altında kendini acemi ve çaresiz hissedersen; bu, yıldızlara bakarak başka şeyler düşündüğün içindir. Yıldızlara bakarak yalnızca yıldızları düşünmek gerekir.”
3. “Yaşamak aslında birbirinden kopuk yaşantılar arasında bağlantılar kurmaktır. Bir hatırayı diğerine bir fotoğraf albümü değil, yaşayan bir insan bağlar.”
4. “Her şeyin geçip gittiğine, yaşadıklarımızın geçmişte kaldığına kim inandırabilir bizi? Anılarımızı avuç dolusu su gibi her sabah yüzümüze çarpmanın işe yaramayacağına kim inandırabilir?”
5. “Bana, insan yalnızca kendini anlayabilirmiş gibi geliyor. O da zaman zaman.”
6. “Hareket etmezsen acı üzerinde birikir.”
7. “Hangimiz yaşamadık, savruluşların sonunda bir yerde bizi bekleyen ismimize düzenlenmiş kimlik arayışını?”
8. “Aşkın insanı zenginleştirdiğini biliyorduk, fakirleştirdiğini de bilelim.”
9. “Birine aşık olunca, ömrün boyunca onu aramışşın da sonunda bulmuşsun gibi, geçmişini tekrar kurgularsın. Basit tesadüfler aşkın ilahi gücünün işaretleri olur çıkar.”
10. “Bende ve hatta başka kimsede olmayan bir şeye sahip olduğunu sezdiğim kadına hemen aşık olurum.”
11. “Zaaflarımın üzerine abanarak seviyordum Nihal’i.”
(Bu da filmden bir kare)