Güneydoğu Asya’da deniz göçebesi olarak yaşayan Bajau kabilesi, serbest dalış konusunda standartların çok üzerinde yeteneklere sahip. Araştırmalara göre, bin yılı aşkın bir zamandır su üzerinde yaşayan ve ‘deniz çingeneleri’ lakabını alan kabile, büyük dalaklarıyla ve nefes tutma becerileriyle evrimin bir örneği olabilir. Yapılan araştırmalar, ortalamanın üzerinde dalak büyüklüğüne ve farklı genlere sahip olan kabile üyelerindeki değişikliğin genetik olabileceğini ortaya koyuyor.
Güneydoğu Asya’da, deniz göçebesi olarak yaşayan Bajau kabilesi, üstün dalış yetenekleriyle evrimin bir örneği olabilir
https://www.instagram.com/p/Bre7zJZg-S0/
Geçimini su ürünleriyle sağlayan Bajau kabilesi, nesillerdir su üzerindeki evlerde yaşıyor. Bu yaşam tarzı, doğal seleksiyonun sağladığı avantajla birlikte kabile üyelerinin fiziksel özelliklerini de değiştirmiş.
Araştırmalar, bin yılı aşkın bir süredir denizde yaşayan kabilenin denize uyum sağladığını gösteriyor
https://twitter.com/anduin_king/status/1153704774812020737
Düzenli pratik ve antrenman sayesinde kabile üyelerinin dalış yeteneklerinin arttığı biliniyor ancak araştırmalar, bu yeteneklerin genetik adaptasyonun da bir örneği olabileceğini söylüyor. Öyle ki kabile üyelerinin dalak büyüklüğü, komşu bölgedeki denizcilikle ilgisi olmayan Saluan kabilesine göre daha fazla.
Ortalama bir insanın su altında kalma süresi yalnızca birkaç dakika kadar. Rekor ise antrenman ve oksijen takviyeleriyle birlikte 22 dakika 22 saniye
Su altında nefessiz kalma süresi antrenman ve fizyolojik özelliklerle oldukça alakalı. Bu konuda kırılan rekor ise 22 dakika 22 saniye ile Alman dalgıç Tom Sietas’a ait. Sietas’ın bu rekor denemesinden önce bir süre yükse oksijen aldığı ve ciğerlerindeki karbondioksit miktarını düşürdüğünü de belirtelim.
Kabile üyeleri günde ortalama 8 saatlerini su altında geçiriyor, 70 metreye kadar dalış yapıyor ve nefeslerini ortalama olarak 13 dakikaya kadar tutabiliyorlar
https://www.instagram.com/p/BzqDHAWjz6d/
Dalak, yüksek oksijenli kırmızı kan hücresi deposu göreviyle birlikte bir anlamda biyolojik dalış tüpü etkisi görüyor. Bajau kabilesinde yapılan testler, kabile üyelerinin dalak büyüklüğünün %50 oranında daha büyük olduğunu gösteriyor. Üstelik bu durum kabilenin dalış yapmayan üyelerinde de aynı.
Yapılan araştırmalar, kabilenin dalış yeteneklerindeki farklılığın genetik değişikliklere işaret ettiği yönünde
https://www.instagram.com/p/ByxA3YqHXgu/
Kopenhag Üniversitesi’nden araştırmacı Melissa Llardo, değişimin genetik olabileceğine dair çalışmalarını yayınlamaya devam ediyor. Kabile üyelerinde tiroid bezini tetikleyerek hormonları etkileyen PDE10A, kandaki karbondioksit seviyesini etkileyen FAM178B, organlara ulaşan kan miktarına etki eden BDKRB2 genleri de mevcut.
Kabilenin dalış yeteneklerinin adaptasyona ve dolayısıyla evrime dair araştırmaları sürerken endüstriyel balıkçılığın bölge sakinlerini tehdit ettiğini de belirtelim
https://www.youtube.com/watch?v=fx_gGswM-p8
Deniz göçebelerinin yaşam koşulları, endüstriyel balıkçılık sebebiyle her geçen gün daha da zorlaşıyor. Bu durum göçe ve kabilenin farklı iş kollarına yönelmesine neden oluyor. Yani önlem alınmazsa kabile yakın gelecekte yok olabilir.