Herkesin bilmediği filmler, kıyıda köşede kalmış filmler.
Hollywood’a tepki olarak doğmuş Indie kafasına sahip filmler.
“O filmi çok seviyorum çünkü herkes bilmiyor” denilen filmler.
Posteri zeytin yapraklı festival isimlerinden geçilmeyen filmler.
Konsept tanıdık geldi mi? Film endüstrisinin yaramaz çocuğu alternatif/bağımsız filmleri sizin için utanmadan tek tek izledik, hepsinde illa ki var olan elementleri birleştirdik, “Hangisinden başlasam ki, Beş Yüz Days of Summer da çok mainstream oldu artık” diyenlerin kaçınması gereken klişeleri bir araya topladık. İndie gününüz kutlu, günleriniz bağımsız olsun.
Saç boyam Loreal`den, marjinalliğim ezelden
Hollywood’tan bağımsıza giden yol taşlı değil renklidir, bilakis saçlıdır sevgili okur, bunu sakın unutmayınız. O saç rengi herkesinden farklı olur, mavi olur, mor olur.
Bayrak taşıyanları: Run Lola Run, Ghost World, Blue Is The Warmest Color, SLC Punk, Only Lovers Left Alive.
Nefes vererek küvete kafa sokan arayış insanları
Banyo yaparken küvetin içine kafayı slow motion gömmek depresif karakter için olmazsa olmaz. Hayatın anlamını bulmak için pis suya kafa gömüp nefes tutmaca oynamaktan daha iyi bir yol olabilir mi? Alt metinli ana rahmi çağrışımı için biçilmiş kaftan olan küvetler bağımsız filmlerin “Şair burada nereye sesleniyoooor?” dedirtmeli sembolik yapısına da cuk diye oturuyor.
Bayrak taşıyanları: The Runaways, Requiem for A Dream, Gummo.
Arama kriterleri: “kanserli” film, “ağlamalı” film
Amansız hastalıkları kullanarak duygularımızla oynamayı pek bir sever bağımsız piyasa. Kanserli karakterle kansersiz karakter arasındaki 7 farkla beraber bir de aşkı buldurtan bu mutsuz seyirler bizi hüzünlere gark etse, odalarda ışıksız bıraksa da vazgeçemiyoruz bir türlü.
Bayrak taşıyanları: 50/50, Restless, Now Is Good, The Squid & The Whale, The Sessions.
Tom Waits ile kahve sigara keyfi
Jim Jarmusch abimizden gelsin:”Bağımlılığı olmayan yazar yazar değildir, şişe dibi gözlük takmayan bizden değildir.” Nevrotik bağımsız film karakterinin eline ne de yakışır kupa kupa kahveler, paket paket sigaralar… Eski tip daktilosunun başında bir yandan hızlı hızlı bir şeyler yazarken diğer yandan asice elini saçlarının arasından geçirip sigarasına abanan karakter, sözümüz sana: “Ay kimisi sigara içmeden akciğer kanseri oluyor, kimisi de 40 yıl içiyor hiçbir şey olmuyor!”
Bayrak taşıyanları: On The Road, Drugstore Cowboy, Kill Your Darlings, Coffee And Cigarettes
Rahatsız, sorunlu kişilikler
Bağımsız filmler ortayaş krizini ya da hayatı boyunca bir bok olamamasına rağmen “Bu adam özel.” dedirtmeyi başaran karakterleri çok sever, üç filmden birinde de böyle bir karakter mutlaka vardır. 30 yaşına gelmiş ama hala büyüyememiş, depresyonun kralını yaşayan karakter baba ocağına döner, geçmişini hatırlar da hatırlar, sonra radikal kararlar alır ve çeker gider. Çoğunlukla fobileri veya başka bir psikolojik rahatsızlıkları vardır.
Bayrak taşıyanları: Garden State, Young Adult, Cyrus, Lymelife, Norman, Donnie Darko (bak bu da mainstream oldu, iyi mi), Vincent Wants To Sea, The Darjeeling Limited, Little Miss Sunshine.
Yalnızlık zor azizim
Evdeki koltuğu yaşam biçimi olarak benimseyerek bir nevi eve donüş sendromunu evden ayrılmadan yaşayan karakterler de empatinin bam teline vuran ayrı konulardan. “Boş oturanı allah sevmez, kalk bulaşık yıka!” neslinin ürünleri olarak böyle koltuk sevdasına tutulmanın imkansız olduğu bizler için biraz uzak bir konsept olsa da, alternatif sinemanın favorilerinden biri, orası kesin.
Bayrak taşıyanları: Jeff, Who Lives At Home, The Puffy Chair.
Madde bağımlılığı
Sar ordan bi cuğara babacım! Yeraltı kültürünün parasızlık ve sanat arayışıyla beraber ayrılmaz kankası olan uyuşturucu kullanımı çoğu bağımsız filmin bağrına taş gibi oturmuştur, kolay kolay da kalkacağa benzemez. Darren Aronofsky başkandan gelsin: “Rekuem for e dırim!”, “Rekuyim for a…” Amelie ile beraber tüm zamanların en çok farklı telaffuz edilme şekline sahip olma ödülünü de kapmış olan film ibretlik olma özelliğini taşıyor (artık mainstream’in dibi olmuştur, o ayrı). Marijuana içen bir Seth Rogen ise şüphesiz ki bağımsız filmlerdeki “kafa kanka” tiplemesini en iyi ve en çok yansıtan isim.
Bayrak taşıyanları: 50/50, Knocked Up, Requiem for A Dream, Drugstore Cowboy, On The Road, 99 Francs, Adaptation, American Beauty, Dazed And Confused.
Hatasız kul olmaz
Hollywood’un paket programla hazırlanmış robotik kusursuzlukta karakterlerin aksine bağımsız filmlerdeki karakterler daha bir bizdendir, izlerken Bakkal Osman Abi’yle ya da üst kattaki Nermin Teyze ile empati kurmanız kuvvetle muhtemeldir.
Bayrak taşıyanları: Welcome To The Dollhouse, Frances Ha, Norman.
Buluğ çağındayım, kimse anlamıyor beniğ
`Ben dünyaya karşı` egosuyla tavan patlatabilecek ergenler de alternatif piyasanın ekmeğini en çok yediği temalardan. Lisedeki yalnız ergen bir zamanlar hepimizin olduğu şey olduğundan da seyircinin daha ilk dakikada kalbini kazanır. Büyüyüp kızların kalbini salaklığıyla kazanmadan önce lisede nasıldı acaba diyorsanız izlemeniz gerekenlerdir bunlar.
Bayrak taşıyanları: Norman, Napoleon Dynamite, Superbad, Scott Pilgrim vs. The World, Nick&Nora’s Infinite Playlist.
Ana gibi yar olmaz
“Çocukla çocuk olduk.” havasında mükemmel aileler, genellikle çocuklarının özgürce yaşayarak öğrenmesi taraftarı olup bu açıdan hippi bir bakış açısına sahiptirler. Çocukları için her şeyi yapabilecek kapasitede olan bu aileler bazen bu amacı yerine getirmek için fazla ileriye giderler. Çok fazla.
Bayrak taşıyanları: Little Miss Sunshine, The Royal Tenenbaums, Juno, Easy A, The King of Summer.
Burası Kaybedenler Kulübü
Michael Cera ve Jesse Eisenberg’in başkanlığını yaptığı kulüp bağımsız film piyasasına asla kapanmayacak bir kapı açtı: eli cebinde, şüpheci, sakar, kimsenin onu anlamadığını düşünen, garip ama anlamadığınız bir şekilde yine de tatlı olmayı beceren asıl oğlan karakteri. Bizde olsa “Eziktir ezik.” tepkisini alnının ortasına yiyecek oğlan Amerikan indie film piyasasının başucu karakteri gibi bir şey. Gördüğünüz yerde dövmeyin, bir tokat atsanız yeterli olur. Pek bir kırılgan oluyorlar zira.
Bayrak taşıyanları: Beş Yüz Days of Summer, Juno, Adventureland, Away We Go, Garden State, The Art of Getting By.
Ağza sıçırtan film müziği
Akustik, sakin, gitarlı, kolay akılda kalan ve dinlediğinizde çekiçle kafanıza vurulmuş etkisi yapan şarkıları duyduğunuz an bir bağımsız filmin içindesiniz. Amerikan indie film piyasası Death Cab For Cutie’yi çok sever, bu grup bu filmler için biçilmiş kaftandır.
Bayrak taşıyanları: Her bağımsız film.
Aklı havada puantiyeli kız
Kafasında kurdelesi, çiçekli elbiseleri, aşırı tatlılığı, bazen bisikleti, Pollyanna misali sinir bozucu iyimserlikleriyle bizi sinir eden, “manic pixie dream girl” kategorisine giren bu kızlar çoğunlukla tatlı tatlı giyinmelerine rağmen gerektiğinde tam birer cadı olup arkanızdan pusu kurarlar, sakar salak asıl oğlanda oğlanların kendilerinde göremedikleri şeyleri görürler, suratlarına “Sende bu var şu var bahçesi var bağı var.” derler, oğlanları şıp diye kendilerine aşık ederler. Sonra da çoğunlukla terk edip giderler.
Bayrak taşıyanları: Amelie (zzzt, mainstream!), Beş Yüz, Garden State, Almost Famous, Elizabethtown, Juno, Ruby Sparks.
Sonuncusu ve en önemlisi: KIYAFET
Vintage kazaklar, salaş tişörtler, eski kotlar, ilginç kombinasyonlar olmadan asla bir filmi bağımsız olarak tanımlayamayız. Özenilmemiş fakat yine de kült haline gelmeyi başarmış ikonik kıyafetler bir bağımsız filmin kesinlikle olmazsa olmazı.
Bayrak taşıyanları: Her bağımsız film.