Almanya, İngiltere, Fransa veya İspanya gibi Avrupa ülkeleri ekonomik, kültürel veya politik olarak büyük önem taşıyan pek çok şehre sahip. Ancak tarih söz konusu olduğunda bakışlarımızı çevirmemiz gereken ülke Bulgaristan. Çünkü kıtanın, kesintisiz şekilde yerleşim yeri olarak kullanılan en eski kenti Bulgaristan’da: Filibe. Avrupa’nın en eski şehri Filibe (Plovdiv) günümüzden tam 8.000 yıl öncesine uzanan görkemli bir tarihe sahip. Bu kadim şehrin hangi insan topluluğu tarafından bir yerleşim yeri haline getirildiği tartışmalı. Ancak binlerce yıl önce küçük bir avcı-toplayıcı kasabası olarak tarih sahnesine çıktığı ve tarih boyunca Trakya, Antik Yunan, Roma, Bizans ve Osmanlı toplumlarına ev sahipliği yapan bir şehre dönüştüğü biliniyor. İşte 8.000 yıldır insan izinin hiç silinmediği, Avrupa’nın en eski şehri Filibe hakkında bilmeniz gerekenler.
Bulgaristan’ın en büyük ikinci şehri Filibe Neolitik dönemden, Antik Yunan ve Roma’dan ve Osmanlı İmparatorluğu’ndan kalan tarihi eserlere ev sahipliği yapıyor
Başkent Sofya’ya birkaç saat uzaklıkta, Meriç Nehri kıyısındaki Filibe, Avrupa’nın sürekli insan yerleşimi olan en eski şehri
Hangi insan topluluğu tarafından kurulduğu bilinmeyen Filibe şehrinin kökenleri günümüzden 8.000 yıl öncesine kadar uzanıyor
Ancak şehir hakkında bildiğimiz bazı çok kıymetli bilgiler var.
Filibe, günümüzden binlerce yıl önce küçük bir avcı-toplayıcı köyü olarak tarih sahnesine çıktı
Yaklaşık 8.000 yıl önce insan yerleşimi haline gelen şehirdeki insan izi o zamandan bu yana hiç silinmedi. Bu sebeple özellikle Avrupa ve genel olarak insanlık tarihine ışık tutan, son derece kıymetli bir kültür hazinesi olarak kabul ediliyor.
Yaklaşık 8.000 yıl önce, Neolitik dönemde bir yerleşim yeri haline gelen Filibe’deki höyükler şehrin kadim tarihi hakkında önemli ipuçları sunuyor
“Yerleşim höyükleri” olarak da isimlendirilen bu küçük tepelerde yapılan kazılarda kökeni Neolitik Çağ’a kadar uzanan zengin arkeolojik kalıntılar ele geçirildi. Bu kadim höyükler, ilkel fakat şömineli konutlarla, çiftçilik, hayvancılık ve avcılık için kullanıldığı anlaşılan sayısız araç gereçle ve kil, mermer ve kemikten yapılan insan ve hayvan heykelleriyle doluydu. Yine bu kazılarda, buğday ve arpanın Filibe’de en önemli tarımsal ürünler olduğu tespit edildi. Ayrıca koyun, domuz, manda, keçi ve köpek bu şehirde yaşayan insanların evcilleştirmeyi başardığı hayvanlardan bazılarıydı.
Şehir hakkındaki tüm bu detaylar, Filibe’nin binlerce yıl önce ekonomik, sosyal ve kültürel olarak son derece önemli bir yerleşim yeri olduğunu gösteriyor
Böylesine kıymetli bir çekim merkezinin büyük bir gelişim göstererek önemli bir şehir haline gelmesi ise hiç şaşırtıcı değil.
Bilim insanları, şehirdeki tarihi kalıntıların Karanovo kültürünün insanlarına ait olduğunu düşünüyor
Yani şehirdeki ilk insanların Bronz ve Demir Çağı Trakyalılarının ataları olduğu tahmin ediliyor.
Filibe şehri antik dönemin erken zamanlarında Pers İmparatorluğu’nun bir parçasıydı
Milattan önce 500 yılı ve civarı boyunca Pers İmparatorluğu’nun bir şehri olarak varlığını sürdürdü. Ancak bölge, dönemin önemli medeniyetlerinin en sıcak çatışma sahasıydı. Takip eden süreçte Filibe pek çok işgal, savaş, ölüm ve göç görecek, farklı medeniyetlerin kontrolüne geçecekti. Ancak şehirdeki insan varlığı, yukarıda da değindiğimiz gibi hiçbir zaman sona ermeyecekti.
Milattan önce 342’de Odrysian Krallığı’na bağlı bulunan Filibe şehri, bu tarihten sonra Antik Makedonya Krallığı’nın kontrolüne geçti
Makedonya Kralı II. Filip tarafından fethedilen şehrin daha önce Plovdiv olan adı da bu dönemde Philippopolis olarak değiştirildi.
Milattan önce 270’lerde başlayan Kelt istilası şehrin büyük oranda yıkılmasına neden oldu
Bu yıkımın ardından başlayan süreçte Filibe, Makedonyalılar tarafından tekrar ele geçirildi. Fakat bir süre sonra şehrin sahibi yeniden Trakyalılar oldu. Milattan önce 72 yılında ise Antik Roma İmparatorluğu şehri kendi topraklarına katmayı başardı. Nihayetinde Trakya Krallığı’nın da Roma’nın bir parçası haline gelmesiyle Filibe’deki istikrar dönemi başlayacak, şehir Roma yönetiminde altın çağının yaşayacaktı.
Filibe, Roma İmparatorluğu yönetiminde önemli bir ticaret merkezi halini aldı
Bu dönemde şehirde Roma medeniyetine özgü su kanalları, kanalizasyonlar ve çeşitli kamusal yapılar inşa edildi. Böylece Filibe, daha o yıllarda pek çok farklı uygarlığa mensup insanın bir arada yaşadığı bir şehir haline geldi. Fakat Filibe’nin altın çağının da bir sonu vardı. Milattan sonra 250’de şehir Gotlar tarafından kuşatıldı. Saldırıya dayanamayan Filibe teslim oldu ve yağmalandı. Ardından şehirde yaşayan on binlerce insan katledildi ve çok daha fazlası şehri terk etti.
Roma İmparatorluğu’nun çöküşünden sonra Filibe Bizans ile Bulgar Krallığı arasındaki çekişmenin sembolü oldu
Her iki imparatorluk şehrin kontrolünü ele geçiriyor ardından yıkıcı bir işgal ve istilanın sonunda Filibe’nin aidiyeti değişiyordu. Filibe, bir kez daha işgaller ve istilalar dönemine girmişti. Şehir, bölgede varlık gösteren büyük küçük krallıklar tarafından işgal ediliyordu. Bu durum, Osmanlı İmparatorluğu’nun şehri fethettiği 1363 yılında kadar devam etti.
Şehir 1363’te Osmanlı İmparatorluğu tarafından ele geçirildi ve şehre Filibe adı verildi
Bu kadim şehir yaklaşık 500 yıl boyunca Osmanlı’nın Avrupa’daki önemli idari merkezlerinden biri olarak varlığını sürdürdü. Ancak 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı sırasında şehrin yönetimi Rusların eline geçti.1880’li yılların son dönemlerinde, Bulgarlar şehri bir kez daha kontrol altında alacak ve ulusal kimliklerinin önemli bir unsuru olarak gördükleri Filibe’yi tartışmasız bir şekilde Bulgar toprağı haline getireceklerdi.
19. yüzyıla gelindiğinde Filibe, modern Bulgaristan’ın en büyük ikinci şehri olarak varlığını sürdürüyordu
Filibe şehri, bu ünvanını bugün de kaybetmiş değil. Tarih boyunca farklı medeniyetlerin, ulusların, savaşların ve işgallerin şekillendirdiği Avrupa’nın en eski şehri bir kültür merkezi olmaya devam ediyor.
Bugün Filibe şehrine uzaktan bakıldığında Osmanlı hamamları, Orta Çağ şatoları ve Antik Roma heykelleri yan yana görünüyor
Hâlen dahi 200 farklı arkeolojik kazı alanında çalışmaların devam ettiği şehir ev sahipliği yaptığı eşsiz kültür ve tarih hazineleriyle her yıl çok sayıda turist tarafından ziyaret ediliyor.
Kaynak: 1