Köklü devletiz diyoruz, tınmıyorlar. Bak oraya geliriz diyoruz, nanik yapıyorlar. Olm bak cihan devletiyiz diyoruz, ağızlarını büzüp pırt yapıyorlar…
Gerildik. Oturduk biraz ruhumuz ferahlasın diye zibidi Avrupalıların en kötü oldukları alanları derledik. Böyle de kompleksliyiz, agresifiz, liseliyiz!
Tabii adamların sonuçta kendi içlerindeki rakamlar bunlar. O sayılar arasına bizim ülkeyi soksak halimiz nice olur kim bilir. OLSUN! Kötü kötüdür. En azından iyi olmayan bi şeydir yani kötü. Hem en güzel sütlü tatlılar ve deniz falan bizde. Kimse sabrımızı test etmesin. (Biz ettik ortadoğulu çıktı 🙁 )
Huzurlarınızda Avrupa Birliği Ülkelerinin en kötü oldukları 27 Alan…
Almanya: En düşük kendi evine sahip olma oranı
Savaş ve aşk. Bunlar Almanların yanında bulunmamanız gereken iki olgu. Geri kalan her hususta bu milleti takip edebilirsiniz. Kesin bir bildikleri vardır. Kendi ülkelerinde ev almıyorsunuz; peki hiç mi ev almıyorsunuz Günther diye soracak olursanız suratınıza hareket çeker gibi “Doch!” diyecektir. Yani “Yogh alıyoruz”; ama Yunanistan’dan, İspanya’dan bi de sizin oralardan alıyoruz…
Fransa: En düşük İngilizce bilme oranı
Konuşmayı bırakın anlamamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Mesela özünde bir İtalyan tatlısı olan tiramisu sipariş ediniz. Mutlaka petit beyinli bir Fransız kardeş çıkar ve suratınıza boş boş bakar. 5 defa tekrarladıktan sonra “Haa Tiğemisuu” şeklinde jetonu düşer. 200 yıl önce yapılmış bir devrimin bagetini bu şekilde yemeye çalışmak yakışıyor mu sana Fransa?
Çek Cumhuriyeti: En zorlu çalışma koşulları
Biranın, bohemin, dağcı adamların, manken kızların, kukla tiyatrosunun ülkesi Çek Cumhuriyeti Avrupa sınırları içerisinde modern kölelik denilen hadisenin en yoğun (2013 yılı) olduğu ülke. Modern kölelik kavramının içine insan kaçakçılığından organ kaçakçılığına, emek sömürüsünden zorla alıkoymaya bir çok durum dahil. Örneğin sigortasız çalıştırılan ya da maaşı düşük gösterilen bir işçi de modern köle statüsünde sayılıyor. Avrupa’da Bulgaristan da kara listede. Gerçi bu listede olmayan kim var merak içindeyiz.
Danimarka: En az Zara mağazası
Pazağrdan giyinsek de oluyoğhr
Eskiden bir şehre ünlü bir global markanın gelmesi haberdi. Taksim’e ilk Mc Donalds’ın açılması, Starbucks’ın yurda giriş yapması gibi. Artık markanın ilk şubesini açması değil kişi başına düşen şube sayısı haber değeri taşıyor. Allahtan e-ticaret diye bişey var, olmasaydı yeminle evimizin salonuna da ufak bi stand atardı bu global markalar.
Varlığıyla kızlara garip bir huzur (gel bi Zara’ya bakalım mod), erkeklereyse boş küme hisleri yaşatan Zara, Avrupada en az Danimarka’da bulunuyormuş. Tüm ülkede sadece iki Zara bulunuyor. Danlara acıyoruz, fakirlik cidden başa bela. 2.8 milyon Danimarkalıya bir Zara düşüyor!
Yunanistan: En yüksek dış borç
Gayri safi yurt içi hasılanın %130.3’üne varan dış borç rakamlarını gören Yunanistan bu konuda liderliği kimseye bırakmıyor. Çipras bir şeyler yapabilecek mi bizler de merak içerisindeyiz. En son Avrupa’nın dev teyzesi Merkel, Çipras reyize elini kolunu fazla oynatmadan konuş ayarını vermişti. Merkel kısaca, borç alırken kapitalist, ödemeye gelince sosyalist ayaklarını yemeyiz diyor. Biz de komşunun arkasından çekirdek çitleyerek heyecanla izliyoruz…
Estonya: En yüksek maaş farkı (cinsiyete göre)
Polis memuresi Estonya
Estonyalı kadınlar erkeklerden %27.3 daha az ücret alıyorlar. Avrupa maço merkezi İtalya’da bile bu oran %5.8 seviyesinde. Avrupa birliği üyesi değiliz ama yine de arada ülkemizden rakamlar vermek yaşam kalitemiz ve algımız açısından önemlidir düşüncesiyle dönüp kendimize bakalım: Geçen seneye göre milli gelir dağılımında kadınlar 8 bin 813 dolarda kalıyor, erkekler 28 bin 318 dolar. Erkeklerin milli gelirden kişi başına aldıkları pay kadınların tam 3.5 katı. Bu arada ülkemizde kadınların %24.7’si erkeklerin eşlerini dövmesini haklı buluyor.
Avusturya: En yüksek sigara içme oranı
Yalanmış…
Avusturyalı gençler sigaranın hâlâ cool bişey olduğunu sanıyor. Sene 2015! Ne sigarası Thomas! 2000’lerde bitti o iş. Sigara artık cool falan değil bildiğin ezik işi sayılıyor modern dünyada. Avrupa’nın bunu anlayamamış nüfusu tutmuş Avusturya’dan çıkmış. Viyana’nın tüm o Habsburg pırıltısı ve kasıntısından olsa gerek, genç nüfusta sigara kullanım oranı tavan yapmış. 15 – 24 arası Avusturyalı gençlerin %29.4’ü her gün sigara içiyor. Gerçi ISİS ya da Eurovizyon’a katılmalarından iyidir; çünkü malum bunlara da hayli ilgi duyuyorlar.
Belçika: En berbat trafik (çok tatlılar yaa)
Çevre yolundan Belçika
İki ayrı Belçika şehri Antwerp ve Brüksel kıtanın en berbat trafiğine sahip. Dünyanın en kötü ikinci trafiği seçilen İstanbul’un çocuğuyuz. Yani Belçika çok güsel, waffle bira çok güsel, yine gelecek biz…
Bulgaristan: En kötü basın özgürlüğü
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütünün raporlarına göre Bulgaristan Avrupa Birliği’nde basın özgürlüğü sıralamasında son sırada. Bulgarlar sıralamada Yunanistan ile yarışıyorlar. Sınır bize yaklaştıkça bulaşıyor demek ki…
Hırvatistan: En az Erasmus katılımı
Erasmus programına 2000 yılından beri en az katılım gösteren ülke Hırvatistan. Bu başlığı bu kısacık maddeyle sonlandıracağız çünkü konuyla ilgili dünyanın en komik fıkrası biliyorsunuz ülkemizden çıkmıştı. Türk ve dünya basınının itibar kalesi olan gazetelerimizden birinde yazar olan Yusuf Kaplan, Erasmus’u “Orgasmus” sözüyle hedef almıştı. Sonra kendi kızının da Erasmus programıyla Paris’e git… AHAHahahahahahahAHHAHAHA.
Güney Kıbrıs: En çok okul bırakma (18 yaş sınırı)
Alla allaa nerede ki bu liseliler…
Ada yaşamında kafalar çok başka kabul; ama Kıbrıs kadar yüz ölçümü büyük adalarda iş biraz daha tuhaflaşıyor. Hem ada kafası hem kara kafası bir arada. Bir de tarihinizde Kıbrıs gibi özel durumlar varsa yaşam tamamen dünyanın geri kalanından farklılaşabiliyor.
Hava sıcak, rüzgar minik minik okşuyor, en büyük dert kahvenin yola bakan köşesindeki sandalye boş mu değil mi… Eleştirdiğimiz sanılmasın, tam aksi. Akdeniz ve Ege kıyılarından bakınca dünyanın geri kalanı ruh terk yaşıyor gibi gözüküyor. Öylesine bir gamsızlık ve genişlik hali. Avrupa Birliği üyeleri arasında da Güney Kıbrıs genç nüfus arasında en az liselinin olduğu ülkeymiş. Kıbrıslı kardeşlerimiz liseyi falan pek sallamıyorlarmış. 18 yaş sınırında okula en az devam onlarda.
Finlandiya: En yüksek depresyon oranları
Fin kardeşlerimiz aslında kuzeyin en asi çocukları. Diğer İskandinavlar Finler için bunlar aslında Rus diyorlar. Anlayacağınız Kuzeyliler ırkçılığı kendi içlerine kadar sokar olmuşlar; malum bi başladı mı bünyeyi yılan gibi saran bi lanet bu ırkçılık.
En yüksek intihar oranlarının İskandinavlarda olduğu büyük bir palavra olsa da depresyon konusunda istatistikleri zorlamayı başarmışlar. Fin kardeşlerimiz depresiflikte Avrupa’nın zirvesindeler. İntihar efsanesi ise tüm dünyaya öyle bir yayılmış ki kuzeyliler bile buna inanır olmuşlar.
İşin aslı Amerika ve Avrupa’nın kuzeydeki sosyal devlet başarısına karşı zamanında geliştirdikleri kara bir propagandadan ibaret. Özetle, zamanında kuzeyde yükselen sol modelin başarısına karşı tüm dünyaya yaydıkları “başarılılar ama dayanılmaz bir hayat sürüyorlar, bu yüzden en yüksek intihar oranları onlarda” efsanesi. Halbuki Macaristan, Avusturya, Japonya gibi bir çok ülke intihar oranlarında İskandinavların üzerinde.
Macaristan: En yüksek katma değer vergisi
Olm zaten sizsiniz ki onun torunu?
Hep Türkleri sevdikleri için oluyor. Cidden bak. Macarlar bir yandan Türk olduklarını düşünüyorlar. Dünyanın en boş ve samimiyetsiz hayali olan Avrupa Birliği üyeliğimiz konusunda oy veren ülkelerden bizim için tek olumlu düşünenler Macar kardeşlerimiz. Kdv ile aramızdaki aşkı da bildiklerinde olsa gerek kendilerine de %27 oranında bir vergi bindirmişler. Bu oran Avrupa’nın zirvesi.
İtalya: En yüksek vergi kaçakçılığı
Şaşırdık mı? Yıllık 239 Milyar $ uçurulan paradan bahsediyoruz. İtalya şımarık erkekleri ve mafyöz düzeniyle anılmaya devam ediyor. Atlanmaması gereken İtalya’da bu yeni nesil faşizm ikliminin en belirgin piyonlarından olan Berlusconi’nin (hani nikah şahidiydi) aldığı cezalarla tüm ülkede ve dünyada kepaze edilebilmesi. Bir gün meşhur Roma hukuku köklerine geri dönebilmemiz umuduyla diyelim. Yareppim sen mevzuyu biliyorsun!
Letonya: En yüksek tutukluluk oranı
Letonya’da her 100.000 kişiden 305’i içeride. Yarısından fazlası bar kavgası olabilir. Letonya’da kafayı alkol ve vücut geliştirmeyle bozmuş hayli yüksek bir erkek nesil var. Yine de bu rakam dünyanın geri kalanına göre çok avrupai kalıyor. Örneğin dünya suç cenneti ABD’de bu oran tam iki katı; yani her 100.000 kişiden 716’sı hapiste.
Litvanya: En yüksek intihar oranı
Avrupa’da intihar oranı en yüksek ülke Litvanya. Ülke dünya çapında da Grönland ve Kazakistan arasında ikinci sırada. Bu rakamlar seneden seneye farklılık gösterse de ilk 30’a giren ülkeler genellikle sık değişmiyor. Litvanya’daki rakamlar tarihinin en kötü ekonomik krizlerinden birini yaşayan Yunanistan’dan yaklaşık 10 kat daha fazla. Yunan kardeşlerimiz frappe, uzo ve feta keyfiyle yaşamlarına gayet devam ediyorlar.
Lüksemburg: En az eğitim harcaması
Kaynakta bulunan istatistik 2007 yılına ait. Ama oturup da güncel rakamlarına bakmadık; çünkü bu ne bizim için ne de Lüksemburglular için önemli. Adamların eğitim gibi bir derdi zaten yok.
Bizce önemli rakamları söyleyelim. Nüfusları 500.000’in altında; yani Lüksemburg’da Bağcılar’dan daha az insan yaşıyor. Ayrıca Avrupa’nın en zengin ülkelerinden biri; hatta belki de en zengini.
Avrupa Birliği, OECD, Birleşmiş Milletler gibi oluşumların bir çok organı Lüksemburg’da bulunuyor. Bu şu demek, Türkiye’den bir doktor ya da mühendis Lüksemburg’a turist olarak giderse cebindeki para ancak fast food yemeye yeter. Bu yüzden yemişiz eğitim harcamasını diyor ve yolumuza devam ediyoruz.
Malta: En zor yeni iş yeri açılabilecek ülke
Dünya bankasına göre 189 ülke arasında 161. sıradalar. Malta, organizasyonsuzlukta İspanya ve Çin gibi ülkelerle yarışıyor. Ada ülkesi sonuçta, bozmayın insanların keyiflerini. Ayrıca bu Malta, Osmanlı’nın en gıcık olduğu yerlerdendir. Adadaki şövalyelerin 4 katı kader askerle kuşatmaya gidip Turgut Reis’i ve binlerce nitelikli yeniçeriyi bu kuşatmada kaybettik. Ada kuşatıldıysa da zapt edilemedi. 35.000’e yakın kayıp verdik. Maltalılar bu zaferi hâlâ büyük bir gururla kutlar.
Hollanda: En çok bisikletçi ölümü
Noolmuş biz de 9 damacana taşıyabiliyoruz!
Bisiklet ülkesi olarak bilinen Hollanda’da kullanım öylesine yoğun ki maalesef bu durum ölümlü kazalara da yansımış. İnsan gerçekten hayret ediyor ama sonra Amsterdam’daki yaya, araç ve bisiklet trafiğini görünce hayreti hemen geçiyor; zira biz de nereyse mefta mertebesine eriyorduk.
Polonya: En az doktor oranı
Polska’da toplm doktr sayımzstjp
Güzeller güzeli Polonya ülkesinde varsın doktor da az olsun diyelim. Başına gelen talihsizlikleri (Hitler) düşününce yine de bugünlere iyi geldiler denilebilir. Bundan sonrası için de Avrupa’nın en büyük pazarlarından biri olarak gösteriliyorlar.
İngiltere: En fazla kokain kullanımı
Bu İngiltere denilen dümbelek oğullarının dünyada sadece 22 ülkeyi işgal etMEdiğini biliyor muydunuz. Kıbrıs’a, Malta’ya ada dedik kalbimize bastık, bu İngiltere’ye ne edelim, ne diyelim.
Genci desen tüm dünyanın apaçisi, gittikleri yerde kimseler istemez. İçip içip dağıtırlar. Yaşlısı desen bi kibir, bi inat, bi değişik değişik havalar. İnsan o suratsız topraklardan çıkan sağlam mizaha ve müziğe şaşırmıyor değil.
İngiltere sadece kokainde değil amfetamin, ecstasy ve LSD oranlarında da kıtanın lideri. Aferim. Böyle devam edin, yetti şu dünyaya çektirdikleriniz biraz uyuşun kalın adanızda diyeceğiz; ama yazık işte diyemiyoruz…
Portekiz: En az doğum oranı
Doğum oranı her 1000 kişide sadece 7.9 sayısında. Bu oran İrlanda’da iki katı: 1000’de 15 kişi. Avrupa’nın en sakin köşelerinden olan Portekiz’de rakamın yükseleceğine inanmak saflık olur. Portekiz maalesef yüksek işsizlik oranıyla boğuşuyor. Sardalya, fado ve okyanus ülkesinin güzel insanları umarız güzel günlere kavuşurlar. Portekiz demişken şu listemize de göz atmadan geçmeyiniz.
Romanya: En az sinema salonu
1 milyon kişiye düşen sinema sayısı 3.8. Bu rakamın Romenlerin pek de umurunda olduğunu sanmıyoruz. Onlar açık hava severler, naapsınlar karanlık salonlarda. Ayrıca ne fakirlik ne dert tasa; zaten toptan sinema – tiyatro tadında yaşıyorlar. Ye, iç, gez, seviş… Kişi başına en fazla sinema salonu sayısı ise 1 milyonda 49.2 rakamıyla Çek Cumhuriyeti’nde. Çeklerin sinemaya verdikleri önemin net yansıması.
Slovakya: En az seçmen katılımı
Slovakya’da seçimlere katılım %13.05 oranında kalıyor. Slovaklar ülkenin her yanına yayılmış dağlar, göller ve ormanlarda takılıyorlar. Oy verme oranında rekor Belçika’da. Seçimlere katılımda %89.64 oranında inanılması güç bir katılım gösteriyorlar.
Slovenya: En yüksek alkolizme bağlı ölüm
Bled Gölü’nü gören ölüyormuş…
Hani şu Ljubljana adlı şirin kentin mekanından bahsediyoruz. Orta Avrupa’nın en net göstergesi olan sessiz harfler diyarlarından bir memleket Slovenya. Onca doğal ve tarihi güzellik arasında neyin alkolizmi diye sormak istiyoruz kendilerine. Hem ufak ufak ekonomiyi de düzeltmiş gibisiniz, siz alkolik olursanız biz ne yapalım.
İsveç: En fazla doktor
Biliyorsunuz kuzeyin Elf toprakları yüksek standartlar bölgesidir. İnsanın ve devletin güzeli o diyarlarda bulunur. Biz de hafta sonu tanıştığımız iki İsveçliyle bu konuları konuştuk. Biraz da kılız bunların yaşam standartlarına diye verdik rakıyı verdik rakıyı, açtık dillerini bi güzel.
Dedik Norveç İskandinavyanın kralı diyorlar ne iş? Dediler ki onlarda petrol var, şanslılar. Biz oraya çalışmaya gidiyoruz, getir götür işlerini bize yaptırıyorlar. Dedik Danimarka? Dediler onlar takılır kendi kafalarına göre, dert etmezler hiç bişeyi. Finlandiya? Onlara İskandinav bile demeyiz bizim oralarda. Finler Rus gibi bişeydir… Bir gecede medeni Kuzey Elflerinin içindeki tüm ırkçılığı sıkıp çıkarttık anlayacağınız. İçimiz rahat. O kadar abartıldığı gibi değilmiş bu kuzeyliler.
İrlanda: En yüksek kistik fibrom hastalığına yakalanma oranı
Bağ dokularda meydana gelen ve özellikle akciğer fonksiyonlarını etkileyen hayli ciddi bir hastalık olan kistik fibrom’un en yüksek oranda görüldüğü ülke İrlanda. Anne ve babadan gelen genlerin etkili olduğu bu hastalığa yakalanma oranı 1800’de 1.