Ahmet Ertegün dümyaya nam salmış bir prodüktördü. 1947 yılında kurduğu Atlantic Records çatısı altında; Ray Charles, Aretha Franklin, Miles Davis, Rolling Stones, Led Zeppelin, Eric Clapton gibi dünyaca ünlü sanatçıları müzik dünyasına kazandırdı. Caz, Blues ve Rock’n Roll’un uzun yıllar daha yaşamasına vesile olan Ahmet Ertegün’ün hayatı boyunca yaptığı güzel şeyleri saymakla bitiremeyiz. Ahmet Ertegün bizim hayranı olduğumuz sanatçıların kendisine hayran olduğu kişiydi. Öldükten sonra Led Zeppelin’in anısına toplanarak konser verdiği büyük müzik insanı Ahmet Ertegün’ü daha yakından tanımak isteyenler için devamı listemizde…
1. Çocukluğunu dünyayı gezerek geçirdi.
Ahmet Ertegün 1923 yılında İstanbul’da dünyaya geldi ama babasının diplomat olmasından ötürü çocukluğu; İsviçre, Paris, Londra gibi Avrupa’nın büyükşehirlerinde ve son olarak babasının 1935 te Washington’a atanması sebebiyle ABD’de geçer.
2. Müzik zevkini şekillendiren albüm; West and Blues
Ahmet Ertegün 14 yaşındayken annesi, Cootie Williams’ın enstrümantal West and Blues albümünü ve kayıt yapabilen bir plak makinesini ona hediye eder. Ertegün bir yandan çalarken kendi yazdığı sözleri mikrofona okuyor ve bunları kaydediyor, abisi Nasuhi Ertegün ile birlikte odalarında sevdikleri müzikleri dinliyorlardı. “16 yaşındayken bir pop müzik uzmanı sayılabilecek kadar bilgim, 18 yaşımdayken de 50 bin plağım vardı” diyen Ertegün, abisi ile beraber o yıllarda Duke Ellington, Lena Horne, Jelly Roll Morton gibi sanatçılarla arkadaşlık kurdu.
3. Borçla kurulup dünyayı değiştiren şirket: Atlantic Records
St. John’s Üniversitesi’nde felsefe eğitimi gören Ertegün, 1945 yılında babasının ölümü ile ailesi Türkiye’ye dönerken ağabeyi ile birlikte Amerika’da kalır. İki kardeş 1947 yılında Herb Abramson ile beraber, aile dostları olan diş hekimi Dr. Vahdi Sabit’den 10 bin dolar borç alarak Atlantic Records adlı plak şirketini kurarlar. İlk olarak küçük bir ofiste işe başlar, burası için “Bir plak şirketi için dünyanın en küçük ofisidir” demiştir. Siyah müzisyenlerle arasındaki iyi bağlardan ötürü dönemin en önemli jazz müzisyenleri hiç düşünmeden anlaşmalarını onunla yaparlar.
4. Elvis’i kılpayı kaçırdı.
1955 yılında Atlantic Records genç Elvis Presley ile kontrat aşamasına gelir. Elvis’e 25 bin dolar teklif edilir. Ancak Elvis şirketten 45 bin dolar ister. Yıllar sonra verdiği röportajında bu konu hakkında; “Ona 25 bin dolar teklif ettik ama onlar 45 bin istedi. Üzerine koyacak bir 20 bin dolarım daha yoktu” demiştir.. Nitekim RCA plak şirketiyle anlaşan Elvis ilerleyen yıllarda Rock’n Roll’un kralı olur.
5. Atlantic Records’un yükselişi.
1947’de Atlantic Records albümlerini çıkarmaya başlar. İlk olarak stüdyolarında Harlemaies’in “The Rose of the Rio Grande” albümü kaydedilir. 1949 yılının Nisan ayında çıkarılan Stick Mcghee’in “Drinkin’ Wine Spo-Dee-O-Dee” albümü, 1 milyondan fazla satışı ile Atlantic’in ilk hiti olur. Bundan sonra adını duyurmaya başlayan şirket birçok isimle sözleşme imzalar.
6. Efsanevi grubun keşfedilişi
Ahmet Ertegün bir gün Led Zepplelin grubunun demo kesedini dinler ve ilk duyduğunda “Aman tanrım kulaklarıma inanamıyorum!” deyip hemen boş mukaveleye imza attırır. Sonrasında onlarla yakından ilgilenir; her kayıtta onların yanındadır, her konserde mutlaka sahne arkasında onlarla beraberdir. Gelmiş geçmiş en büyük rock gruplarından biri olan Led Zeppelin de Ahmet Ertegün eseridir.
7. Madonna’yı beğenmedi.
Ahmet Ertegün Bodrum’da yaz tatilinde iken Amerika’dan Atlantic Records’taki yardımcısı onu arar. Ofise çirkin bir kızın geldiğini, iyi şarkı söyleyemediğini ancak güzel dans ettiğini söyler. Ahmet Ertegün’de tatilde olduğu için ilgilenmez ve kızı geri postalar. Kız daha sonra başka bir plak şirketiyle anlaşır ve ilerleyen zamanlarda tüm dünya tarafından Madonna olarak tanınır.
8. Dinleyebileceğiniz en tatlı soloyu atıyor.
60’lı yıllarda Ahmet Ertegün bir barda konser veren Eric Clapton’ı görür. Zaman kaybetmeden onunla anlaşma imzalanır. Efsanevi Cream grubunun kurulmasına ön ayak olur. Kendisi de bunun hakkında “Gözleri kapalı, dinleyebileceğiniz en tatlı soloyu atıyor. İşte Eric Clapton ile böyle tanıştım” demiştir.
9. Rolling Stones ile görüşürken uyuyakalır.
London Records’la anlaşması biten Rolling Stones da Atlantic Records’la çalışmaya karar verir. Gerçi Mick Jagger, kendisiyle çalışmak istediklerini anlatırken Ahmet Ertegün masada uyuyakalır. Çünkü çok çalışmakta, az uyumakta ve ha bire de koşturmaktadır. Zaten ilk geldikleri haber verilince Ahmet; Mick Jagger’da kim? diye sormuştur. Ancak daha sonra Mick Jagger ile yakın arkadaş olmuşlardır. Rolling Stones ile Atlantic Records’un anlaşması aynı zamanda o zamana kadar işleri yolunda gitmeyen grubun iflas etmesini önlemiş ve onların yeniden müzik dünyasına kazandırılmalarını sağlamıştır.
10. Rock & Roll Hall of Fame
Cleveland’da 4 katlı son derece modern bır binada yer alan, Elvis Presley, Rolling Stones, The Beatles gibi birçok sanatcının sahne kostümlerinin görülebilecegi, müziklerinin dinlenebileceği, röportajlarının ve konserlerinden görüntülerinin gösterildiği, tüm sahne hayatlarının yaşadıkları dönemle birlikte anlatıldığı, Rock and Roll kültürünün gelişimiyle ve bu süreçte yer alan tüm sanatçılarla ilgili detaylı bilginin bulunabileceği müzedir. Ahmet Ertegün ve Suzan Evans tarafından kurulmuştur. Müzenin en büyük salonu onun adını taşımaktadır. Her yıl farklı kategorilerde ödül veren etkinlikte ödül kazanmak içim her yıl onlarca sanatçı birbirleriyle yarışmaktadır. Müzenin binası aynı zamanda Louvre müzesinin cam piramidini de tasarlamış olan mimar ieoh ming pei tarafından tasarlanmış ve yapılmıştır.
11. Konser sırasında ayağı kayınca …
Ahmet Ertegün, 29 Ekim 2006’da New York’ta Rolling Stones konseri sırasında ayağının kayması sonucu düşerek başını çarpmıştı. O günden sonra bir daha komadan çıkamayan Ertegün’ün ameliyatını yapan beyin cerrahı Dr. Howard Riina Ertegün’ün bir daha sağlığına kavuşma ihtimalinin tıbben mümkün görünmediğini söylemişti. Ertegün’ün vasiyatnamesinde cihaz desteğiyle yaşamak istemediği de vurgulanmıştı. Ancak ölümü üzerine Atlantik Plak Şirketi’nden yapılan açıklamada kendisinin vasiyeti üzerine fişinin çekilerek mi yoksa doğal sebeplerle mi öldüğü belirtilmedi. Ertegün’ün İstanbul’da Üsküdar’da ailesinin kurduğu Özbekler Tekkesi’ne, tıpkı diğer aile fertleri gibi defnedildi. Ertegün için hayatını geçirdiği New York’ta da yılbaşından sonra özel bir anma töreni düzenlendi. Geçirdiği kazaya dek müzikle bağını hiç koparmayan Ertegün müzik dünyasına; Ray Charles, Big Jue Turner, Ruth Brown, La Vern Baker, The Clovers, The Drifters, John Coltrane, Ben E. King, Bobby Darin, Sonny & Cher, Aretha Franklin, Otis Redding, Solomon Burke, Wilson Pickett, Led Zeppelin, Eric Clapton, Crosby Stills Nash & Young, The Rolling Stones, Bette Midler, Roberta Flack, Phil Collins gibi isimler kazandırmıştı. Ahmet Ertegün anısına, 19 yıl aradan sonra ilk kez Londra’da bir araya gelen ve İstanbul’da konser veren Led Zeppelin grubunun solisti Robert Plant, “Stairway to Heaven” şarkısından sonra, “Bunu senin için yaptık Ahmet” demiştir.
- “Atlantic Records’u kurmamızın sebebi, müziklerini beğendiğimiz birkaç şarkıcı ile kontrat imzalamak ve satın almak isteyeceğimiz albümlerini çıkartmaktı. Açıkçası asla çok eğlenceli bir şeyler yaparak para kazanabileceğimi düşünmedim. Yanılmış olduğum için çok mutluyum.” Ahmet Ertegün
Ahmet Ertegün’ün müzik dünyasına kazandırdıkları hakkında daha ayrıntılı bilgi isteyenler şuradaki listemize göz atabilirler.