Jane Austen’ın Ölümsüz Eserinden Sinemaya Uyarlanan Aşk ve Gurur’dan 14 Unutulmaz Replik

Jane Austen’in ikinci romanı olan ve 1813 yılında yayınlanan “Aşk ve Gurur” (Orijinal adıyla Pride and Prejudice / Gurur ve Önyargı) o kadar çok sevilmiştir ki; neredeyse her on yılda bir ya sinema filmi, ya da televizyon filmi veya dizisi haline getirilmiştir. Bu uyarlamaların en sevilenlerinden bir tanesi de 2005 yılında yapılan ve başrollerinde Keira Knightley ile Matthew Macfadyen’ın yer aldığı versiyonudur. Sizin için filmin en akılda kalıcı repliklerini derledik. Keyifli okumalar.

1. “Gurur ve kibir farklı şeyler, ama sık sık aynı anlamda kullanılıyorlar. İnsan kibirli olmadan gururlu olabilir. Gurur daha çok kendimizle ilgili görüşümüze bağlıdır, kibir ise bizim hakkımızda başkalarına ne düşündürtmek istediğimize.”

2. “Sen bana, gerçekten sevilmeye değer bir kadının sevgisini kazanabilmek için daha başka erdemlere sahip olmam gerektiğini öğrettin.”

3. “Hiçbir şey alçakgönüllü bir görünümden daha yanıltıcı olamaz.”

4. Mr.Darcy – “Sevgiyi teşvik için sizin tavsiyeniz ne?”

Elizabeth – “Dans etmek… dans partneriniz idare eder bile olsa!”

5. “Karşısındakinden cesaret almadan gerçekten âşık olabilecek kadar pişkinlik gösterebilen azdır.”

6. “Yapmacık bir tevazudan daha aldatıcı bir şey yoktur. Bu, dolaylı yönden böbürlenmenin ta kendisidir.”

7. Elizabeth – “O sadece utangaç. Onun hislerini algılayamıyorsa bu adam aptaldır.”

Charlotte – “Konu aşk olunca hepimiz aptalız.”

8. “Bizi asıl aldatan şey kendi gururumuzdur çoğu zaman.”

9. “Asıl önemli olan sevmeyi öğrenme çabasıdır, durmadan.”

10. “Kibir ve gururu dize getirebilecek tek gerçektir, aşk.”

11. “Onun gururunu ben de kolaylıkla hoş görebilirdim. Benim gururuma dokunmamış olsaydı.”

12. “Bir kadın sevdiği kişiden ilgisini saklarsa, onu elde etme fırsatını kaybedebilir, sonra da aşkından herkesin habersiz olduğuna inanarak kendini avutur…”

13. “Seni hak edebilecek birinin olduğuna inanmıyordum, sanırım yanıldım.”

14. “Benim gerçekten sevdiğim insanlar azdır, beğendiklerim ise büsbütün az. Dünyayı görüp tanıdıkça hoşnutsuzluğum artıyor. İnsanların iç yüzünün nasıl hiç göründüğü gibi çıkmadığını; iyi ya da akıllı gibi görünenlere bile nasıl hiç güven olmadığını her gün daha açıkça anlıyorum.”