Asaf Halet Çelebi‘nin şiirleri, soyut bir dünya yaklaşımının yeniden kendini yorumlamasıyla meydana gelmiştir. Anlamın yaratım süreci ise söz konusu yorumlanma meselesinin temelinden hareketle şiire dönüşmüş ve zamanın en kıymetli dizeleriyle bir araya getirilmiştir. Halet Çelebi, yaşamı boyunca bir işçi gibi şiirinde yeni bir dönüşümün sesini aramış, gerçek olanı da aynı düş gücünden geçirerek satırlarına dökmüştür.
Onun şiirlerinden derlediğimiz liste, bir şairi ve dünyasını anlamak için önemli dizeler barındırıyor.
ibrâhîm içimdeki putları devir elindeki baltayla kırılan putların yerine yenilerini koyan kim
güneş buzdan evimi yıktı koca buzlar düştü putların boyunları kırıldı ibrâhîm güneşi evime sokan kim
asma bahçelerinde dolaşan güzelleri buhtunnasır put yaptı ben ki zamansız bahçeleri kucakladım güzeller bende kaldı ibrâhîm gönlümü put sanıp da kıran kim
2. Şamandıra Baba
yaramaz kız bahçeye gelecek benimle oynamaya
şamadıra babacığım ona bütün oyuncaklarımı versem ve bütün nedirciklerimi
kertenkeleler kaçacak ve biz güneşten saklanacağız çok yaprakların altına
şamandıra babacığım çok uslu oturacağım yaramaz kız gelecek diye
3. Sidharta
niyagrôdhâ koskoca bir ağaç görüyorum ufacık bir tohumda
o ne ağaç ne tohum om mani padme hum (3 kere)
sidharta buddha ben bir meyvayım ağacım âlem ne ağaç ne meyva ben bir denizde eriyorum om mani padme hum (3 kere)
4. Nirvana
karanlığı geçelim
karanlığı geçelim
ne uyku ne ölüm hem uyku hem ölüm
düş içime uyu ve sonsuz büyü unut renkleri ve şekilleri hepi ve hiçi
beni ve seni ve geceyi yuttu nirvana
5. Mariyya
lizboa boa simsiyah saçlı kadın mariyya bir masal söyle bana kan nasıl çıkmadı baştan o ölen kimdi mariyya
öleni bilmem buna şarkı derler lizboa ben bir şarkıyım atlas denizlerinden geldim önümde dalgalar vardı arkamda dalgalar
dalgalar bitince
ben de biterim
6. Kunâla
vakit geldi kunâla dünyayı göreli çok oldu tam kırk yılda seni buldum kunâla bu can tenden geçmeden bu dünyadan göçmeden bir kerecik sevmek çok değil
simsiyah saçların var kunâla kemiklerine yapışık etlerin var bir gün dökülecek kunâla kuşu gibi gözlerin var bir gün sönecek kunâla bu etlerin arkasında güzelliklerin var benden başka kimse bilmeyecek
bu can içimde kuştur kunâla seni görünce titrer bu can gözümde muhabbettir kunâla seni görünce yanar bu can burnumda soluk olur kunâla uçar gider
bu can benden geçmeden bu dünyadan göçmeden bir tek seni sevmek çok değil
ejderha bakışlı he’nin iki gözü iki çeşme ve ayaklar altında yamyassı
kasrında şirin de böyle ağlıyor ferhaaat
8. Güneşin Işığı
her şey güneşi seviyor hattâ denizler bile denizlerde nefes alan sen bile ve biz güneşi değil ışığını seven insanlarız
güneş içime vuruyor
güneşin ışığı var güneş yok güneşin ışığını kim anlatabilecek
pazar pazar gezmek dağ dağ dolaşmak ve ormanlarda kalmak
güneşin ışığını anlatacak olanı arıyorum
güneş içime vuruyor
9. Adımı Unuttum
adımı unuttum adı olmıyan yerlerde ne in ne cin ne benî âdem
zamanlar içinde kuşlar uçuyor kervanlar geçiyor bir iğne deliğinden
çarşılar kuruluyor sarayları oyuncak insanları karınca şehirler zamanları gördün mü bir iğne deliğinden
adımı unuttum adı olmayan yerlerde geçip gidenlere bakarak
10. Ayna
aynadan bakan benim küçük gotamacık duvarlardan karşına çıkan aynalardan hayalini çalan muhabbet olup vücudunu saran küçük câriyen nigâr-ı çîn
nigâr-i çîn bin bir aynada oynar ayna ayna içindedir nigâr-i çîn nigâr-ı çînin içinde ve zaman zamanın dışında
uzat ellerini küçük gotamacık hayal hayal içinde dünya bir hayal dolabıdır aynalardan geçer küçük gotamacık çok sürmeden hayallerimiz aynaların arkasından geçer
aynaya bakan benim hayal annemin oğlu bodhista gotama
dünyada en güzel şey seni buldum artık hiç bir şey istemem küçük câriyem nigâr-ı çîn uzat ellerini aynaların dışına çıkalım
11. Mariyya
çin kadar uzaklardan can kadar yakından sen bir masal kızısın dün çinden gelmiştin bu gün lizboa’dan
yüzünde tarçın kokusu gözünde cîn bir gün buradan gidersin mariyya
can kadar yakın çin kadar uzak lizboa boyalı haritalarda kapanır
bir gün buradan gidersin mariyya aynalarda seni ararım bu şehirde seni ararım bu dünyada seni ararım mariyyaaa
12. Mara
bilmemek bilmekten iyidir düşünmeden yaşayalım mâra günü ve saatleri ne yapacaksın senelerin bile ehemmiyeti yoktur seni ne tanıdığım günleri hatırlarım ne seneleri yalnız seni hatırlarım ki benim gibi bir insansın
tanımamak tanımaktan iyidir seni bir kere tanıdıktan sonra yaşamak acısını da tanıdım bu acıyı beraber tadalım mâra
başım omuzunda iken sayıkladığıma bakma beni istediğin yere götür ikimiz de ne uykudayız ne uyanık