Şeytani parıltılarla dolu iki büyük şair. Birbirlerine duydukları aşkın peşinde şehirler değiştiren ve hatta birbirlerini madden, manen yaralamaktan geri durmayan iki adam. Biri “aykırı şair” olarak nitelenen, hem dâhi hem serseri, şiirdeki ustalığı kadar günlük yaşamındaki pervasızlığıyla da bilinen Arthur Rimbaud (1854 – 1891), diğeri radikal hareket etmekte ondan geri kalmayan, Fransız şiirinin önemli isimlerinden Paul Verlaine (1844 – 1896). Ve bu tutkulu aşktan belki de en çok zarar gören Paul Verlaine’in on yedi yaşındaki hamile eşi Mathilde. “Illuminations” ve “Cehennemde Bir Mevsim” ile şiirdeki geleneği, biçimi, içeriği toptan değiştiren Rimbaud, Verlaine ile olan ilişkileri boyunca ona türlü ruhsal eziyetler etmiş, onun yaşlılığını yüzüne çarpıp durmuş, her tartışmalarında çok sert yanıtlar vererek onu incitmekten asla geri durmamıştır. Verlaine ise katı, disiplinli geçen bir çocukluk sonrasında özgürlüğüne yeni kavuştuğu dönemlerde tanıdığı uçarı, haylaz, tüm evreni ayaklarının altına almışçasına yaşayan Rimbaud’u neredeyse hiçbir an reddedemez. Yer yer pişman olup karısı Mathilde’ye dönse de Rimbaud onun hayır diyemediği bir kişiliktir. 1873 senesinde ise Verlaine, bu büyük ve çılgın şaire o denli kızar ki apar topar Londra’ya gider. Rimbaud ise bu aşkın belki de ilk defa acı çeken tarafı olarak kendisine dönmesini istediği bir mektup yazar.
Dön, dön artık, bir tanecik dost, dön. Artık iyi ve kibar olacağıma söz veriyorum. Sana karşı soğuk davranışım inatla sürdürdüğüm bir şakaydı ama şimdi çok pişmanım buna
Dön, dön artık, bir tanecik dost, dön. Artık iyi ve kibar olacağıma söz veriyorum. Sana karşı soğuk davranışım inatla sürdürdüğüm bir şakaydı; ama şimdi çok pişmanım buna
Geri dön. Biraz olsun yüreklilik göster, benim sevgili dostum
Henüz hiçbir şey kaybedilmiş değil; yapacağın şey yalnızca ve yalnızca bir dönüş yolculuğu sadece
Yalvarıyorum sana. Hem daha fazla senin iyiliğine olacaktır bu. Geri dön, bütün eşyalarını yerli yerinde bulacaksın
Umuyorum ki tartışmamızda ciddi bir neden olmadığını sen de anlamışsındır artık şimdi. Ne korkunç bir andı o
Peki, ama gemiyi terk etmeni işaret ettiğim zaman sen neden gelmedin? Bu noktaya gelmek için mi iki sene birlikte yaşadık
Peki, ama ne yapacaksın şimdi? Sen buraya gelmek istemiyorsan, ben senin bulunduğun yere geleyim mi
Evet, haksız olan benim. Beni unutmayacaksın, öyle değil mi? Hayır, unutamazsın sen beni
Ben seni hep yüreğimde taşıyorum. Dostunu cevapsız bırakma: Birlikte yaşayamayacak mıyız artık
Tüm hayatım boyunca sana bağlı kalacağım. Hemen cevapla beni. Burada en çok pazartesi akşamına kadar kalacağım
Kitaplarını ve müsveddelerini Vermersch’e bıraktım. Seni bir daha göremezsem ya denizci olacağım ya asker
İki şairin bu tutku dolu dönemlerini anlatan Total Eclipse, Leonardo DiCaprio ve David Thewlis’in başrollerini oynadıkları iyi bir edebiyat içerikli filmdir