Ana sayfa » Yeme - İçme » Antikanser Etkisiyle Bilinen Aronya Meyvesi Nedir, Faydaları Nelerdir?
Antikanser Etkisiyle Bilinen Aronya Meyvesi Nedir, Faydaları Nelerdir?
Belki daha önce duymadınız, belki de ismini ilk kez okuyorsunuz. Ama emin olun, bu küçük mucizevi meyveyi tanıdıktan sonra onu daha çok duymak isteyeceksiniz.
Sabah kahvaltısında minik, parlak ve bir o kadar da keskin bir meyveyle karşılaştığınızı hayal edin. Adı aronya! İlk bakışta sıradan bir meyve gibi görünebilir, ama lezzeti ve sağlık faydalarıyla adeta bir süper kahraman gibi sofralara geliyor. Kuzey Amerika kökenli bu küçük taneler, tarih boyunca besin ve şifa kaynağı olarak kullanılmış ve günümüzde kanserle savaşan meyve olarak anılmaya başlanmış. Eğer siz de damak tadınızı ve sağlığınızı şımartmak istiyorsanız, aronya dünyasına adım atmanın tam zamanı. Peki aronya nedir? Aronya meyvesi faydaları ve daha fazlası…
Aronya nedir?
Aronya meyvesi, Kuzey Amerika kökenli küçük ama etkisi büyük bir meyvedir. Görünüş olarak kızılcık veya yaban mersinini andırır, fakat onu diğerlerinden ayıran şey oldukça keskin, hatta ilk denemede ağzı kurutan tadıdır. Bu yüzden İngilizcede chokeberry yani boğucu üzüm lakabını almıştır. İsmi kulağa pek davetkar gelmese de aslında tamamen güvenle tüketilebilen ve sağlığa katkılarıyla öne çıkan bir meyvedir. Aslında aronyanın serüvenindeki Türkiye’deki en önemli hikayelerden biri, eşi için arayış içindeki bir adamın, onu yetiştirip binlerce hastaya umut olmasıdır. Karısının kanser tedavisi sırasında aronyayı keşfeden bir amca, attığı tohumlarla sadece bir ağaç değil, aynı zamanda yüzlerce hasta için bir umut ağacı büyütmüş ve meyvelerini ihtiyaç sahiplerine ücretsiz ulaştırmıştır.
Tüm bunların dışında aronya ağacı, dayanıklı yapısıyla farklı iklimlerde yetiştirilebilir. Çalı formunda büyüyen bu bitki bahçelerde dekoratif görüntüsüyle de tercih ediliyor. İlk kez Kuzey Amerika’da yerliler tarafından keşfedilen aronya, o dönemde beslenme ve şifa kaynağı olarak önemli bir yer edinmişti. Hatta kabileler bu meyveden çay yapar, soğuk algınlığı tedavisinde kullanırdı. Bugün ise sadece Amerika’da değil, Avrupa’dan Asya’ya kadar birçok ülkede tüketiliyor. Türkiye’de de son yıllarda merak edilen bir meyve haline geldi. Üstelik aronya meyvesi fiyatları, üretimin artmasıyla daha ulaşılabilir olmaya başladı. Yani sofralara ve sağlık dünyasına yeni bir yıldız eklenmiş durumda.
Aronya meyvesi, sağlığa olan katkıları sayesinde süper gıda kategorisine rahatlıkla dahil edilebilir. Bilim insanlarının yaptığı ilk araştırmalar, bu minik tanelerin kanser hücrelerinin çoğalmasını yavaşlatabileceğini ortaya koyuyor. Kolon ve meme kanseri üzerinde umut verici bulgular var. Tabii ki bu çalışmalar hâlâ erken aşamalarda, ancak elde edilen sonuçlar insanlarda da benzer etkiler olabileceğini düşündürüyor.
Bununla da kalmıyor, aronya meyvesi kan şekeri dengesi üzerinde de olumlu etkiler gösterebilir. İnsülin direncini azaltma potansiyeli sayesinde diyabet riskini azaltabileceği düşünülüyor. Karaciğer sağlığını desteklemesi de cabası. Yapılan deneylerde aronya suyu, karaciğer hasarı olan farelerde iyileştirici etkiler göstermiş. Ayrıca içerdiği bol miktarda C vitamini, folat, magnezyum, potasyum ve çinko sayesinde bağışıklık sistemine katkıda bulunuyor. Antioksidan zenginliği sayesinde de vücudu serbest radikallerin zararlı etkilerinden koruyor. Kısacası aronya faydaları, küçük bir meyvenin aslında ne kadar büyük işler başarabileceğini kanıtlıyor.
Aronya nasıl tüketilir?
Peki, bu kadar faydalı bir meyveyi nasıl tüketebiliriz? Taze hali oldukça buruk ve mayhoş bir tada sahip olduğu için genellikle işlenmiş formları tercih ediliyor. Aronya meyvesi çiğ olarak yenebilir ama ilk deneyenler genellikle yüzünü buruşturur. Çünkü ağızda bıraktığı kuruluk hissi pek de alışıldık değildir. Neyse ki tüketim yöntemleri sadece bununla sınırlı değil. Taze olarak yemek isteyenler yanına biraz bal ya da yoğurt ekleyerek tadını yumuşatabilir. Daha yaygın olan tüketim şekillerinden biri de kurutulmuş halidir. Kuru aronya nasıl tüketilir diye merak ediyorsanız; aslında kuru üzüm veya yaban mersini gibi düşünebilirsiniz. Kahvaltılık gevreklerinize katabilir, smoothie’nize ekleyebilir veya kek, kurabiye ve ekmek tariflerinde kullanabilirsiniz.
Aronya suyu da popüler seçenekler arasında. Meyvenin yoğun tadını daha içilebilir hale getirmek için diğer meyve sularıyla karıştırabilirsiniz. Reçel, marmelat ya da tatlılarda da kullanılabilen aronya, mutfakta yaratıcılığa oldukça açık. Özellikle Avrupa’da turta ve tatlılarda sıkça kullanılıyor. Türkiye’de de aronya meyvesi yetişmiyor diyebiliriz. Ancak yetiştirilmeye başlanırsa daha fazla mutfağa girmesi şaşırtıcı olmayacak. Sonuçta bu kadar faydalı bir meyveyi farklı tariflerle sofralara taşımak oldukça keyifli olabilir.
Her sağlıklı besinde olduğu gibi aronya meyvesi zararları da göz ardı edilmemeli. Öncelikle her bireyin vücudu farklıdır, aşırı tüketildiğinde mide rahatsızlıklarına yol açabilir. Hassas bünyelerde kabızlık ya da sindirim zorlukları yaşanabilir. Kan inceltici ilaç kullanan kişilerde dikkatli tüketilmesi gerekir çünkü aronya meyvesi kan dolaşımını etkileyebilecek maddeler içerir. Aynı şekilde kronik hastalığı olan kişilerin, özellikle de diyabet veya böbrek rahatsızlığı bulunanların tüketim miktarını doktor kontrolünde belirlemesi en güvenli yoldur.
Çocuklar ve hamileler için ise ölçülü tüketim önemlidir. Aronya faydaları oldukça fazla olsa da, aşırıya kaçıldığında vücutta olumsuz etkiler bırakabilir. Bu yüzden her yeni besinde olduğu gibi dengeyi korumak gerekiyor. Bir besinin şifa kaynağı olması, sınırsız tüketilebileceği anlamına gelmez. Özetle aronya, doğru miktarda tüketildiğinde sağlığa büyük katkılar sunan, ancak ölçüsüz tüketildiğinde sindirim sistemini zorlayabilecek bir meyvedir.