Futbol, günümüzün en popüler sporlarından birisi. Ancak futbolu yalnızca bir spor veya oyun olarak tanımlamak doğru değil. Çünkü bugün futbol, milyonlarca insanın yaşamında önemli yer tutan bir kavram. Futbolun bu dinamik yapısı, futbol dışı aktörlerin de futbola büyük bir ilgi duymasına sebep oluyor. 90’lı yıllarda Kolombiya’daki uyuşturucu ağına hükmeden, bu sayede büyük bir ekonomik, siyasi ve silahlı güce kavuşan uyuşturucu kartelleri de futbolla yakından ilgileniyordu! Ne yazık ki bu ilgi, Andres Escobar isimli futbolcunun yaşamını yitirmesine neden olacaktı…
Gerçekten de futbol asla sadece futbol değildi ve karanlık güçler yalnızca “kendi kalesine gol attığı için” oldukça sevilen genç bir futbolcuyu yaşamdan koparacaktı! “Futbolun Centilmeni” lakaplı Andres Escobar, yanlış kaleye atılan bir gol nedeniyle ülkesi Kolombiya’da infaz edildi ve yaşamını kaybetti! Escobar, belki futbol sahalarındaki başarıları ile değil ama korkunç ölümü nedeniyle futbol tarihine geçti. İşte, kartel tarafından öldürülen Kolombiyalı futbolcu Andres Escobar’ın trajik hikâyesi…
Andres Escobar 13 Mart 1967’de Kolombiya’nın Medellin şehrinde dünyaya geldi
1987 yılında Kolombiya’nın köklü futbol kulüplerinden olan Atletico Nacional takımında profesyonel futbolculuk kariyerine başladı. 1989’da takımının Güney Amerika’daki en önemli futbol organizasyonu Libertadores turnuvasında şampiyon olmasında önemli bir rol oynadı. Aynı yıl İsviçre’nin Young Boys takımına transfer oldu. Ancak bir yıl sonra Atletico Nacional’e geri döndü. Escobar’ın yaşamını kaybetmesinde dolaylı yoldan payı olan milli takım kariyeri ise 1988 yılında başladı… Escobar, milli takım forması ile ilk golünü 1988 yılında İngiltere’ye karşı attı. 80’lerin sonunda Andres Escobar, futbola tutkuyla bağlı binlerce Kolombiyalı tarafından bir hayli sevilen önemli bir futbol figürü halindeydi…
80’li yılların sonunda Kolombiya futboluna iki Escobar damga vuruyordu
Bir yanda, Medellin’in yoksul mahallerinde dünyaya gözlerini açan Andres Escobar. Diğer yanda dünyanın en büyük uyuşturucu baronu, Medellin kartelinin lideri Pablo Escobar… Pablo Escobar’ın o dönemlerde dünyanın en önemli suçlularından birisiydi. Uyuşturucu sayesinde kazandığı servet, Escobar’a büyük bir ekonomik ve siyasi güç kazandırmıştı. Öte yandan Escobar kişisel olarak da büyük bir futbol tutkunuydu. Fakat bu tutku, Escobar’ın kirli işleri için futbolu kullanmasına engel olmadı!
Escobar’ın önderliğinde pek çok uyuşturucu taciri, o dönem Kolombiya futboluna yakından ilgi duyuyordu. Hatta başta Pablo olmak üzere çok sayıda uyuşturucu tacirinin sahibi veya başkanı olduğu futbol kulüpleri vardı! Çünkü futbol kulüpleri, hem para aklamak hem de prestij ve güç elde etmek için kullanılıyordu. Kartelin futbolla bu kadar içli dışlı olması zamanla yeşil sahanın içerisine de sirayet etti! Kartele yakın olan veya kartel tarafından desteklenen futbolcular, hem milli takımda hem de kulüp takımlarından rahatlıkla forma şansı buluyorlardı. Kartel tarafından organize edilen futbol şikeleri ise herkes tarafından biliniyordu. Ancak kartelin yeşil sahalardaki bu etkisini kırabilecek herhangi bir kuvvet bulunmuyordu! Kısacası o dönem Kolombiya futbolunu federasyon değil kartel yönetiyordu!
1994 Dünya Kupası’ndan önce Kolombiya oldukça gösterişli bir futbol oynuyordu. Öyle ki Dünya Kupası grup aşamalarından önce oynadığı 26 maçta yalnızca bir defa kaybetmişti
Kadrosunda son derece yetenekli futbolcular bulunduruyordu. Pek çok futbol sever, o sene Kolombiya’yı kupanın favorisi olarak görüyordu. Öyle ki dünyanın en önemli futbol ülkelerinden Arjantin’e karşı kazandıkları 5-0’lık görkemli galibiyet Kolombiya’ya inananların sayısını artırmıştı! Hatta dünyanın gelmiş geçmiş en iyi futbolcularından birisi olarak gösterilen Pele dahi Kolombiya’nın Dünya Kupası’nı kazanacağını söylüyordu. “Futbolun Centilmeni” Andres Escobar ise futbol severlerde büyük beklenti yaratan yetenekli takımın sakin ve disiplinli lideri konumundaydı…
Bütün beklentilere rağmen Kolombiya, Amerika Birleşik Devletleri’nde düzenlenen turnuvaya iyi başlayamadı
1994 Dünya Kupası’nda A Grubunda yer alan Kolombiya’nın rakipleri; Romanya, Amerika Birleşik Devletleri ve İsviçre’ydi. Hem Kolombiyalılar hem de pek çok futbol otoritesi, Kolombiya’nın gruplardan rahatça çıkacağından emindi! Ancak Kolombiya’nın ilk maçı beklenmedik bir şekilde bitti. Kolombiya, Romanya karşısında 3-1’lik skorla mağlup olmuştu! Bu beklenmedik mağlubiyet Kolombiya için kötü günlerin başlangıcıydı.
Romanya karşısındaki mağlubiyetten sonra Kolombiyalı futbolcular, “kartel” baskısını yakından hissetmeye başladı
Çünkü Kolombiya karteli bütün milli takımı tehdit ediyordu. Ayrıca kendi istedikleri oyuncuların sahaya çıkması doğrultusunda teknik ekibe baskı kuruyordu! Kolombiya kartelinin, kupayı Kolombiya’nın kazanacağına dair yüklü miktarda bahis yaptığı iddia ediliyordu… Romanya mağlubiyetinin üstüne kartel baskısı eklenince Kolombiyalı futbolcuların bütün dengesi bozuldu! Artık mücadele etmeleri gereken en önemli şey karşılarındaki rakip değildi…
İkinci maçına ABD karşısında çıkan Kolombiya’nın kazanmaktan başka çaresi yoktu
Çünkü Dünya Kupası finallerine giden yol, bu galibiyetten geçiyordu… Karşılaşmanın ilk 30 dakikası 0-0’lık eşitlikle geçildi. Yani Kolombiya’nın hala galibiyet ve yoluna devam etme şansı vardı! Ancak karşılaşmanın 34. dakikasında bir ABD akını, golle sonuçlandı! Golü atan ise Andres Escobar’dan başkası değildi! Escobar, ters vuruşla takımının 1-0 yenik duruma düşmesine neden olmuştu. İlerleyen dakikalarda ABD bir gol daha buldu. Maçın sonunda gelen Kolombiya golü ise, galibiyet için yeterli olmadı. Böylece karşılaşma 2-1 Kolombiya yenilgisiyle sonuçlandı ve Kolombiya, 1994 Dünya Kupası’na veda etmiş oldu! Bütün futbolcular, bütün Kolombiya ve elbette kartel büyük bir şok yaşıyordu. Ancak kartelin yaşadığı şok zamanla yerini öfkeye bırakacaktı.
Kartel, Kolombiya’nın turnuvadan elenmesinin faturasını Andres Escobar’a kesti
İsviçre’ye karşı oynanan son maçın ardından Andres Escobar çok sayıda tehdit almaya başladı! Kartel, ülkeye gelirse öldürüleceğini söylüyordu! Ancak Escobar buna rağmen doğduğu topraklar dönmeye kararlıydı.
Andres Escobar, uzun süre boyunca turnuvadaki başarısızlığın ve ölüm tehditlerinin etkisinden kurtulmaya çalıştı
Nihayet, günler sonra biraz olsun kendisini toparlayabildi. 2 Temmuz 1994 akşamı, Andres Escobar Medellin’deki “El Indio” isimli bir barda, arkadaşlarıyla eğlenmeye gitti. Ancak gece 03.00 sularında mekândan ayrılırken saldırıya uğradı! Kimliği belirsiz 3 kişi, Escobar’ı silahla yaraladıktan sonra kayıplara karıştı…
Escobar, saldırıdan 45 dakika sonra hayatın kaybetti! O zaman 27 yaşında olan futbolcunun öldürülme nedeni ise kendi kalesine attığı goldü
Saldırının sıradan bir bar kavgası olduğunu iddia edenler oldu. Ancak elbette saldırının arkasında kartel vardı! Futbolun Centilmeni, 120 bin Kolombiyalı futbol sever tarafından son yolculuğuna uğurlandı! Kartelin yeşil sahalar üzerindeki hâkimiyeti uzun yıllar daha devam etse de bu trajik olay Kolombiya’daki kartel ve futbol ilişkilerine dair önemli bir farkındalık oluşmasını sağladı…