Cinsiyet eşitliği konusunda dünya genelinde pek bir mesafe kat ettiğimiz söylenemez. Cinsiyet eşitsizliği ve kadına şiddet konusundaki sert eleştirileriyle bilinen yazar Andrea Dworkin, radikal feminist görüşleriyle dönemine damga vurmuştu. Düşünceleriyle bazen feministlerle de ayrışan Dworkin, yazılarının kadınlarla ilgili olduğunu söylüyordu. Peki, Drowking’in yazılarında kadınlar, sadece nesne olarak yer alan ve erkekleri tarif etmekte kullanılan isimsiz kurbanlar olabilir mi?
Cinsiyet eşitsizliği ve kadına şiddet konularında eserler ortaya koyan Andrea Dworkin, radikal feminist yazılarıyla birçok kesimin tepkisini toplamıştı
18 yaşında Dworkin’in ‘Last Days at Hot Slit: The Radical Feminism of Andrea Dworkin’ kitabını okumak, ataerkilliği çıplak bir şekilde görmek gibiydi, diyor kitabın editörlerinden Fateman.
Radikal feminist yazar Dworkin, eserlerinde erkeklerin acımasızlığını ve ataerkil zihniyetini sert bir dille eleştiriyordu
Fateman’a göre, Dworking’in çalışmaları erkeğin üstünlüğünü; en kanlı ve sadistik şekilde, vahşi erotizmle ve erkeklerin alışkanlık haline gelmiş şiddet tutumuyla, kadınların rızasını ve sağlığını gözetmeksizin yaptıklarına değinerek, oldukça açık bir şekilde gözler önüne seriyor. Fateman, Dworkin’in yazılarını zor ve itici yapan şeyin de aslında bu tutum olduğunu söylüyor.
”1980’li yıllarda takıntılı davranmaya ve kendini tekrarlamaya başlasa da kararsızlığa düşmek onu idealinden uzaklaştıracak ve verdiği savaşı kaybetmesine neden olacaktı.’’
Pornografi faşist bir propogandadır ve seks işçiliği cehennemin en alt basamağıdır, diyor Fateman ve kadınların gerçekten özgür olması için ikisinin de tamamen ortadan kalkması gerekir, diye ekliyor.
’’Dworkin’in eserlerini parçalara bölüp analiz etmek yıllar sürebilir. Onun metaforlarını anlamak ve başarılı bir şekilde çözümlemek, bir bombayı imha etmek gibi. Eğer imha edemezseniz hemen kaçmalısınız.’’
Dworkin’e göre, pornografi, tahrik olmak isteyen erkeklere değil kadınlarla problemi olan ve onların aşağılanmasını görmek isteyen erkeklere hitap ediyor, diyor Fateman.
1983 yılında konuşma yaptığı bir konferansta 500 erkeğe sorduğu soru, Drowkin’in feminizm anlayışına dair fikir veriyor
Görece anlayışlı 500 erkeğin katıldığı ‘for Changing Men’ isimli konferansta konuşma yapan Dworkin, ‘’Size karşı neden silahlı mücadele vermediğimizi hiç merak ettiniz mi? Bunun tek sebebi, tüm delillere rağmen, hala sizin insanlığınıza inanıyor olmamız.’’ şeklinde bir soru yöneltmişti.
’’My Life as a Writer’’ kitabında kendisini ’sınırları sevmeyen’ ve ‘yetişkinleri bekçi gibi gören’ biri olarak tarif ediyor
‘Women Hating’ adlı eserinde Julian Beck’in sözlerini aktaran Dworkin, ‘’Ben anarşistim. Ben dava açmam. Mahkeme emri almam.’’ dese de MacKinnon ile ‘Pornografi ve İnsan Hakları’ kitabını yazarken kadınların ve çocukların tecavüze uğramasının sebebini Marquis de Sade’in kitaplarına bağlamış ve kaldırılması için dava açmıştı.
”Dworkin eserlerinde kadınları anlattığını iddia ediyor ancak aslında erkeklerden, erkeklerin ne yaptığından, niye yaptığından ve erkeklerin savunmasının altında neler yattığından bahsediyor.”
Charlotte Shane, kadınların nesne ya da isimsiz kurbanlar olamayacağını ancak Dworkin’in politikasına göre yaşamayı başaramadıkları için boş olarak tarif edildiklerini söylüyor. Dworkin’e göre, ‘mutlu seks işçilerinin’ ve eşlerin, erkek şiddetine maruz kalması, tabuta konulmaya çok benziyor ve cesedi kimse umursamıyor.
Kaynak: 1