“Amerika’yı tekrar keşfetmeye gerek yok!” Bu söz ile aynı sözleri söylemenin ya da aynı işleri yapmanın anlamsızlığı vurgulanır. Doğrudur da; Amerika’yı tekrar keşfetmenin ne manası var? Peki, bildiğimiz tarihin sayfalarında yazan “Amerika’nın Kaşifi Kristof Kolomb’un aslında Amerika kıtasını ilk keşfeden olmadığını söylesek? Amerika’nın keşfi Kolomb’dan çok daha önceye dayanıyorsa?
Amerika’nın keşfi konusunda Çin’i işaret eden yazar Menzies
Yer yer yerli gündemimize de oturduğu gibi bazı iddialara göre Müslümanlar çok daha önce keşfetti bu yeni kıtayı. Diğer bir görüş ise Çin’in bu konuda ilk olduğunu iddia ediyor. Eski bir İngiliz askeri olan Gavin Menzies tarihe merak salıp da bu konuya eğildiğinde bir kitap yazmaya karar verdi. “Amerika’yı Kim Keşfetti” sorusunu kitabın ismi olarak belirledi ve yazdı: “Amerika’yı Çinli denizci Zheng He keşfetti. Bu önermenin kanıtı da kendisinin 1418 yılına ait haritasında saklı.” diyor. Diyor da durum pek öyle değil. Çünkü kanıt olarak sunulan bu harita Piri Reis’in 1513 tarihli “Dünya Haritası”ndan çok daha öncesini gösterse de orijinal değil, 18. yüzyıla ait bir kopya. Zaten tarihi kanıt diye gösterilebilecek başka bir bulgu da yok. Rivayetin ağır bastığı bir iddia.
Kristof Kolomb ve Avrupa’nın Amerika’ya yerleşmesi
Amerika’nın Keşfi Kristof Kolomb’a mal edilse de madalyonun öteki yüzü oldukça farklı. Çünkü Kolomb, emperyal rüzgarın itkisiyle dümene geçmiş ve ayak basıp da katlettiği yerlilerin olduğu bölgenin neresi olduğunu dahi bilmiyordu. Ona göre orası Coğrafi Keşifler sonrası keşfedilmesi gereken alternatif yollardan biriydi, Hindistan idi.
Yerliler her ne kadar dostane yaklaşsa da Avrupa vandalizminin hırsı ve açgözlülüğü nedeniyle bölgeyi sömürge altına almak isteyen Kolomb notlarında bu ihaneti şu notla özetliyor: “Hepsini sadece 50 adamla hakimiyetime sokup istediğim gibi yönetebilirim.” Çünkü yerlilerin metal ve tahtadan oluşan mızrak gibi çok hafif silahları ile masumiyeti sömürgeyi haklı kılıyordu ona göre.
Amerika’nın keşfi ve Leif Erikson
Etrafında “Kızıl” lakabıyla tanınan Thorhild isimli bir denizcinin oğlu olarak dünyaya gelen Erikson, babasının İzlanda’dan Norveç’e sürgün edilmesini hiç unutmamış. Sürgün olmaktansa kaşif olmayı seçmiş.
Şanslı Erikson lakabı
Erikson da babası gibi bir lakaba sahip olmuş ve kendisine “Şanslı Erikson” denilmiş. Birçok badireyi atlatıp yoluna devam etmesinin bu lakabı almasının sebebi olarak görüldüğü söyleniyor.
Amerika’nın keşfi eski tarih notlarına dayanıyor
Tarih boyunca illa ki birileri Amerika’ya uğramış ya da uzaktan da olsa kıtaya bir selam çakmıştır. Ancak keşfetmek başka bir şey. Colomb’dan çok daha önce kıtayı keşfeden Ericson’dan da öncesi var elbette. Zaten Erikson da bu tarihi notlara dayanarak kıtaya ayak basıyor. O meşhur tarih notları Bjarni Herjólfsson’a ait. Erikson da bu notların olduğu rapordan yola çıkıp Norveç Kralı’nın karşısına çıkıp; “Ben hazırım! Görev emri istiyorum.” diyor.
Yeni altınlar, servet yaratan nice zenginlikler… Norveç Kralı’nın gözleri parlıyor haliyle. Erikson görevi kapıyor.
Amaç Grönland’ı Hristiyanlaştırmak
Asıl sebep bölge zenginliklerinin Norveç’e taşınması olsa da görev tanımı Grönland’ı Hristiyan yurdu haline getirmek.
Kendisi de sonradan Hristiyan olan “Şanslı Erikson” tayfalarıyla yola çıktı. Vardıkları yer Kuzey Amerika’nın buz gibi soğuk bir bölgesi. Burada bölgenin üzümlerinden etkilenen ziyaretçiler bölgeye “Vinland” adını verdiler. Zaten onların o tarihlerde (M.S 1000 civarı) bu bölgede olduğunu kanıtlayan da Vinland’da yapılan arkeolojik kazılar. Vinland isminin anlamı ise bu güzel üzümlerden yapılan leziz şaraplara göndermeye dayanıyor.
Amerika’nın keşfi sonrası geçen 10 yıl
Erikson ve tayfası görevi tamamlayıp kısa süreli de olsa bölgeye yerleşiyor. Bölge, onlar sayesinde artık Hristiyan. Bu süre yaklaşık 10 yıllık bir süre.
Ardından anavatan özlemi ağır basıyor ve Erikson pılını pırtını toplayıp Norveç’e dönme kararı alıyor. Tayfa da reisini bırakmamak için dönüyor.
Tarihin eksik sayfaları
Leif Eirkson’a dair tarihi kaynaklar çok zengin değil. 1020’li sıralarda öldüğünü iddia eden de var. Gelir gelmez hakkı rahmetine kavuştuğunu söyleyen de.
Ancak İskandinav kültüründe önemli bir yer edinen Erikson bugün hala saygıyla anılıyor. Örneğin İzlanda’da Leifur Eiríksson Havaalanı ona ithaf edildi. Ayrıca dikilen birçok heykel de yine ona duyulan saygıyı gösteriyor. Keşfettiği Amerika’da da unutulmayan Erikson’a ilişkinin saygının bir başka göstergesi yakın tarihte yaşanan bir olay. 1964’te dönemin Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Lyndon Baines Johnson 9 Ekim gününü Leif Erikson Günü olarak ilân etmesi de Erikson’un ne büyük adam olduğunu kanıtlar cinsten.
Amerika’nın keşfinin Kristof Kolomb’a ithaf edilmesinin sebebi
Resmi tarihin öğrettiği bu önermenin sebebi Erikson’un kalıcı bir yerleşip bölgeye kurulmaması ve baba evine dönmesi. Halbuki Kolomb öyle mi yaptı? Onun eylemleri nedeniyle kan gövdeyi götürdü; kabileler yok edildi ve topyekun bir asimilasyon politikası güdüldü, uygulandı. Resmi tarih de en sevdiği işi yaptı ve ne kadar bilmesi gerekiyorsa o kadar bilinmesine yardımcı oldu. Olmaya devam ettiği gibi…
Amerika’nın keşfi güncelleniyor
Tarih bilginizi güncelleyin; Amerika’nın keşfi konusunda söylenmesi gereken ilk tarihi kişilik Kristof Kolomb değil, Şanslı Leif Erikson’dur.
Tarihçilere en derin saygıyla…