Göçmenler için bir kurtarıcı, bir Yeni Dünya umuduydu… New York’taki Liberty (Özgürlük) Adası’nda bulunan Statue of Liberty (Özgürlük Anıtı), 128 sene önce bugün törenle açıldı.
Romalı giysileri ve yıldızlı tacı ile Lady Liberty diye de anılan bu devasa kadın heykeli, Fransa’nın ABD ile dostluğunun simgesiydi. Bu yüzden de ABD’nin bağımsızlığını kazanmasının 100. yılı şerefine 10 senelik gecikmeyle 1886’da Özgürlük Adası’nda yükseldi.
Bağımsızlığın 100. yılı şerefine
Heykel fikri ilk kez 1865’te gündeme geldi. Ünlü tarihçi Edouard de Laboulaye bağımsızlığının 100. yılında ABD’ye böyle bir hediyenin güzel olacağını düşündü.
De Laboulaye, genç Fransız heykeltıraş Frederic Auguste Bartholdi ile aynı sene görüştü. Anıtın görkemini ve ifade edeceklerini az çok tasarladılar.
Yeni Dünya’yı gördüğümüz ilk yer
Bartholdi heykelin konulacağı yeri seçmek için ABD’ye yaptığı ziyarette, New York Limanı’nın girişindeki sonradan adı Özgürlük Adası’na çevrilecek Bedloe Adası‘nı gördü.
Manzaradan çok etkilenen sanatçı “İşte benim heykelim burada yükselmeli, insanların Yeni Dünya’yı ilk gördüğü bu yerde” dedi.
Çelik iskeletini Gustave Eiffel yapıyor
Bartholdi heykelin inşası için bir grup Fransız ve Amerikalıdan oluşan Fransız-Amerikan Birliği’ni (Franco-American Union) kurdu. Daha sonra Eiffel Kulesi’ni yapacak olan Alexandre-Gustave Eiffel, çelik iskelette görevliydi.
Anıt için başlayan hummalı çalışma, ekonomik sıkıntılar yüzünden sık sık aksadı. Bu yüzden de yapılıp yerine konması 21 yılı bulacaktı. Böylece ABD’nin 100. yılı şerefine yapılan heykel, ancak bağımsızlığın 110. yılında bugünkü yerine yerleştirilecekti.
Heykel için yardım kampanyaları, lotaryalar düzenlendi
Bu maliyetli proje için Fransa’da çeşitli yardım kampanyaları ve “Özgürlük” adı verilen bir lotarya düzenlendi. Kurada ödül olarak anıtın minyatür modelleri verilecekti.
Daha önce heykelin kaidesi için destek vereceğini söyleyen ABD tarafında ise işler beklenildiği gibi yürümüyordu. Amerikan Kongresi ve New York Kenti, kaidenin inşası için para vermeyi reddetti.
Pulitzer’den ödüllük kampanya
ABD’li zenginlerin heykele ilgisizliğine sinirlenen Joseph Pulitzer, 1883’te gazetesi New York World’de bir kampanya başlattı. Gazetede harçlıklarını bağışlayan çocukların bile adına yer verince, kampanya ilgi uyandırdı. Pulitzer’in bu hareketi sonrasında ABD’li zenginler ve Amerikan Komitesi de konuya daha fazla kayıtsız kalamadı. Komite, “Her Amerikalı heykelin tabanı için oluşturulan fona bağış yaptığı için gurur duymalı ve küçük modellerden nişane olarak almalıdır. Bu modeller yapılan harika işbirliğinin bir ispatı olacaktır.” diyerek destek oldu.
Sağ kolu ve başı, bağış toplamak için fuarda sergilendi
Heykel, Bartholdi tarafından Paris‘te yapılıp New York‘a nakledildi. Taşıma işleminin kolay yapılabilmesi için heykelin içi boş bırakıldı. Dışı çok ince bakırla kaplandı. Yıllar sonra bakır oksitlenince anıt hafif yeşile çalan bugünkü rengini kazandı.
Heykelin önce meşaleyi tutan sağ kolu yapıldı. Bu kol, heykelin başı ile birlikte bağış toplanması umuduyla New York Madison Square Park Centennial Fuarı’nda 1876’dan 1882’ye kadar sergilendi.
Masonik işaretler dedikodusu
1884’te Özgürlük Anıtı artık bitmişti. Aynı yılın ağustos ayında Mimar Morris Hunt‘ın tasarladığı kaidenin temel atma törenini, New York Büyük Mason Locası‘nın üstadı William A. Brodie yönetti.
Böylece anıtın masonik işaretlerle dolu olduğu dedikodusu yayıldı. Mısır’daki anıtlardan, ünlü Rodos Heykeli’nden ve İtalya’nın Arona kentindeki St. Charles Borromeo heykelinden esintiler taşıyan anıt hakkında, pek çok masonik efsane anlatıldı.
Dünyanın en büyük puzzle’ı
1885’te kaidesi yükselmeye devam ederken Fransa’daki heykel 350 parçaya bölündü. Bu devasa yapı 214 sandık içinde New York’a taşındı. Artık ortada bir an önce yapılması gereken büyükçe bir puzzle vardı.
Parçalar, kaidenin üzerinde dört ayda yeniden birleştirildi. ABD Başkanı Grover Cleveland 28 Ekim 1886’da bu devasa heykeli binlerce izleyicinin katıldığı törenle açtı.
Mimarın annesi mi, Singer’in karısı mı, tanrıça İsis mi?
Lady Liberty’nin yüzünün kime ait olduğu hep merak konusuydu. Bu konuda çeşitli rivayetler vardı. Bazı kaynaklar bu yüzün, anıtın mimarı Frederich Bartholdi’nin annesinin veya sevgilisinin yüzü olduğunu söyledi.
Bir diğer rivayet Singer dikiş makinelerinin kurucusu Isaac Singer‘in dul eşi Isabelle Eugenie Boyer‘ın mimara modellik yaptığıydı. Son iddia ise tanrıça İsis olduğu yönündeydi.
93 metre uzunluğunda, 225 ton ağırlığında
Yüzü güneydoğuya dönük olan heykel, limana giren gemilere selam verir gibi duruyordu. Heykelin sadece 1,5 metrelik burnu bile heybeti hakkında fikir veriyordu. Anıtın başının genişliği 2 metre, yüksekliği ise tacı ile birlikte 5 metreydi. Yüksekliği 46 metre, kaidesiyle uzunluğu 93 metreyi bulan anıt 225 tondu.
Meşalesinden ve tacından New York manzarası keyfi
Özgürlük Heykeli, restorasyon geçirdiği dönemler ve 11 Eylül 2001 saldırılarından sonraki üç yıl hariç, ilk günden itibaren ziyaretçilere açıktı.
Bu heybetli heykeli gezmek isteyenler adaya bir feribotla ulaşabiliyor ve 168 basamağı tırmanarak meşaleye çıkabiliyor. Meşalenin etrafındaki dehlizde aynı anda 15 kişi New York Limanı’nı seyredebildiği gibi anıtın tacı da seyirlik teras görevi görüyor.
Yedi kıtada “Özgürlük Dünyayı Aydınlatıyor”
Heykel, sağ elinde bir meşale, sol elinde ise bir kitabe tutuyor. Meşale aydınlanmayı, meşaleden çıkan ışıklar ise özgürlüğe giden yolu sembolize ediyor. Kitabeye ABD’nin bağımsızlık günü kabul edilen Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi’nin tarihi, 4 Temmuz 1776 (July IV, MDCCLXXVI) yazıldı.
Heykelin başındaki tacın yedi sivri ucu yedi kıtayı veya yedi denizi simgeliyordu. Heykelin resmî adı da Özgürlük Dünyayı Aydınlatıyor’du.
O, şair Lazarus’a göre sürgünlerin annesi
“Bitkin düşmüşleri,
Zavallıları ver bana.
Özgürce soluk almaya hasret,
Biçare kalabalığı getir.
Sefillere yer yok
Bereketli kıyılarında.”
Şair Emma Lazarus heykel için yazdığı The New Colossus (Yeni Görkem) adlı şiirinde heykeli klasik bir tanrıça değil, sürgünlerin annesi olarak ele aldı. Bu şiir Lazarus’un anısına bir plakete yazılarak 1903’te Özgürlük Anıtı’nın içine konuldu.
Özgürlük Anıtı her yerde
1924’te ulusal anıt ilan edilen Özgürlük Heykeli, 1984’ten beri UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alıyor. 100’üncü yıl kutlamalarından önce yine Amerikalı ve Fransız işçiler tarafından onarılan heykelin daha küçük boyutlarda bir kopyası Paris’te ve Atlas Okyanusu’na doğru bakıyor.
Osaka, Priştine, Pekin, Las Vegas, Güney Dakota, Bordeaux gibi dünyanın çeşitli yerlerinde de anıtın birer küçük kopyası bulunuyor.
Mısır’a niyet Amerika’ya kısmet mi?
Bazı tarihçiler heykelin, Süveyş Kanalı’nın Akdeniz’e açıldığı yere dikilmek üzere Mısır Hidivi Said Paşa tarafından sipariş edildiğini iddia etti. Kimi kaynaklar paşanın maliyetin altından kalkamayacağını görünce, heykeli yaptırmaktan vazgeçtiğini yazdı.
Kimi kaynaklar ise heykelin yapıldığını ama Müslüman halkta rahatsızlık yaratacağı endişesiyle Mısır’a dikilmeyip yıllarca depoda saklandığını söyledi. Heykeltıraş Bartholdi’nin Said Paşa’ya bir heykel projesi sunduğu ancak projenin hiçbir zaman gerçekleştirilmediği de söylentiler arasındaydı.
Beyazperdenin popcorn’u Özgürlük Anıtı
Modern zamanların bu ikonik heykeli beyazperde için de vazgeçilmezdi. Tom Hanks ve Daryl Hannah’nın başrollerini oynadığı Denizkızı (Splash) adlı filmde Hannah heykelin civarında çıplaktı. 2004’te çekilen Yarından Sonra’da (The Day After Tomorrow) küresel ısınma yüzünden heykel buz tutuyordu. X-Men, Hayalet Avcıları 2 (Ghostbusters II) ve Nicolas Cage‘in oynadığı 2007 yapımı Büyük Hazine: Sırlar Kitabı (National Treasure: Book of Secrets) gibi filmlerde aksiyon hep onun çevresindeydi.