Kısaca UFO (Unidentified Flying Object) olarak bildiğimiz tanımlanamayan uçan nesneler, yaklaşık yüz senedir dünya gündeminden düşmüyor. Evrende yalnız olmadığımızı iddia edenler, bu gizemli nesnelerin dünya dışı yaşam taşıdığını düşünüyor. Aslında hepimizin bildiği gibi UFO’lar düşük pikselli kameralarla çekilen ve dünya kamuoyuna sunulan görüntülerden ibaret. Bu görüntülerin kaynağı ise çoğunlukla Amerika Birleşik Devletleri oluyor. Özellikle 1940’lı yıllardan itibaren Amerika’da UFO gözlem raporlarının artış gösterdiği biliniyor. Resmi raporların gösterdiği gibi o yıllardan günümüze kadar yüz binlerce UFO’nun gözlemlendiği iddia ediliyor. Hatta Amerika’da UFO’ları inceleyen bir bilim dalı dahi ortaya çıkıyor: Ufoloji. Ufoloji ile uğraşan bilim insanları ise ufolog olarak adlandırılıyor. İçeriğin kahramanı ufolog Dr. J. Allen Hynek ise bu alanın en tanınmış isimlerinden. Gelin, Dr. J. Allen Hynek’in çalışmalarına ve Amerika’nın UFO merakına biraz yakından bakalım.
İçeriğimiz ilginizi çektiyse; Pentagon, Arşivlerindeki UFO Görüntülerini İlk Kez Resmi Olarak Paylaştı başlıklı listemize göz atabilirsiniz!?
Gökyüzünde görülen ve halkı tedirgin eden gizemli nesneler, 1940’lı yıllarda ABD Hava Kuvvetleri’nin en büyük sorunuydu
Her gün yeni bir uçan nesnenin görülmesi orduyu şaşkına çeviriyordu. Bu nedenle Hava Kuvvetleri’nin neler olup bittiğini hızlı bir şekilde çözmesi gerekiyordu. Bunun üzerine “Sign Projesi” adı verilen ABD ordusunun ilk resmi bilimsel incelemesi başladı. Bu proje 1947 yılında Ohio’daki Write-Patterson Hava Üssü’nde general Nathan F. Twining’in girişimi üzerine hayata geçmişti. Gizliliği olmayan bu proje kamuoyuyla hemen paylaşıldı. Ancak kısa bir süre sonra dışarıdan bir uzmanlığa ihtiyaç olduğu fark edildi. İşte tam da bu noktada Dr. Allen Hynek projeye dahil oldu. Hynek o zamanlar Ohio Eyalet Üniversitesi Gözlemevi’nin direktörüydü. Sign Projesi’nde çalışan ordu mensupları, hemen Hynek ile iletişime geçti. Hynek o günü şu şekilde anlatıyor: “ Adamlar, belli bir utançla “uçan daireler” konusunu gündeme getirdi. Bana bu konuda Hava Kuvvetleri’ne danışmanlık hizmeti vermek isteyip istemediği sordular. İş çok fazla zaman alacak gibi görünmüyordu. Bu nedenle hemen kabul ettim.”
Allen Hynek, ABD Hava Kuvvetleri’nin teklifini kabul ettiğinde yüzyılın en tartışmalı bilim insanlarından biri olacağının farkında değildi
Allen Hynek ilk başta UFO’lara büyük bir şüpheyle bakıyordu. Ancak projede çalışmaya başladıktan sonra fikirleri hızla değişmeye başladı. Bu proje yaklaşık bir sene kadar devam etti. Ekip bir yıl içinde tam 237 UFO vakasını incelemişti. Hynek’in sonuç raporunda, vakaların yüzde 32’sinin astronomik olaylar olduğunu, yüzde 35’inin balon, roket ve işaret fişeği olduğunu belirtti. Fakat geri kalan vakalara yeterli bir açıklama yapmadı. Bu konuda herhangi bir kanıt da sunmamıştı. Peki kanıt sunulmayan %33’lük dilim UFO’ların varlığını kanıtlıyor muydu? Hava Kuvvetleri “tanımlanamayan uçan cisim” terimini kullanmaktan nefret ediyordu. Bu nedenle gizemli %33 sadece “tanımlanamayan” olarak sınıflandırıldı.
1948 yılına gelindiğinde Sign Projesi durduruldu ve yerine Grudge Projesi başladı
Grudge, Hava Kuvvetleri’nin UFO’ları incelediği ikinci resmi proje oldu. Allen Hynek, bu projeye büyük bir önyargıyla başlamıştı. Çalışmalarını UFO’ların olamayacağı ve zaten olmadığı düşüncesi etrafında şekillendirdi. Ona göre UFO’lar kitlesel histerinin bir ürünüydü. Akıl hastalığı olan insanlar uçan nesneler gördüğünü iddia ediyordu. Bu nedenle UFO fenomeni Amerika Birleşik Devletleri için tehlike oluşturmuyordu. Aynı zamanda konunun daha fazla araştırmaya değmeyeceğini de belirtmişti. Aslında bu projenin en temel amacı halkın UFO’lara olan ilgisini sonlandırmaktı. Ne yazık ki öyle olmadı. Her geçen gün UFO gördüğünü iddia edenlerin sayısı artıyordu. Böylece ünlü Mavi Kitap Projesi ortaya çıktı.
Allen Hynek, Mavi Kitap Projesi’ne 1952 yılında dahil oldu. Daha önceki görevlerinde olduğu gibi Hynek’in projedeki rolü, UFO gözlem raporlarını incelemekti
Hynek’in projedeki rolü basit bir evrak işi gibi görünmekteydi. Ancak ara sıra sahaya çıkıp UFO gözlemleme şansı da buldu. Bu sırada Hynek, dosyalarda okuyarak asla öğrenemeyeceği bir şey keşfetti. Çünkü sahada açıklayamadığı şeyler görmüştü. Onun için artık UFO gördüğünü iddia eden insanlar akıl hastası değildi. Proje sonunda ekip tam 10.147 UFO vakası inceledi. Bu vakalardan 9.501’inin mantıklı açıklaması yapılmıştı.
Mavi Kitap Projesi’nde Hynek ve Hava Kuvvetleri çalışanları ters düşmeye başlamıştı. Çünkü Hynek’in fikirleri gün geçtikçe değişiyordu. İlk defa UFO’ların var olabilme ihtimali üzerinde duruyordu. Ancak ordu bunun tam tersini düşünüyordu. Hava Kuvvetleri için bu projelerin tamamı halkla ilişkiler kampanyasıydı. Hynek’e göre ordunun tavırları son derece olumsuz ve inatçıydı. UFO’lar gerçekte olsa bile onların var olduğunu söylemezlerdi. Hynek, UFO’ların var olduğu fikrine ciddi anlamda sıcak bakmaya başlamıştı. Ancak askeri pilotlar Hynek ile alay ediyordu. Onların tek derdi UFO fenomenini çürütmekti. Bu nedenle UFO’ların olmadığına dair bir rapor yayınlandıktan sonra proje tamamen sonlandı. Günümüzde hala benzer bir inanışın olduğunu söylemek gerekiyor. Amerikan halkı hala ordunun kendilerinden bir şeyler sakladığını iddia ediyor. Askeri üslerde uzaylıların incelendiği fakat bu durumun halkla paylaşılmadığı düşünülüyor. Bu gerçekten toplumsal bir histeri mi yoksa Amerikan ordusu gerçekten UFO’larla ilgili çalışmalarına devam mı ediyor kesin bir bilgi yok.
Mavi Kitap Projesi’nin sonlanması, Hynek için bir dönüm noktasıydı. O artık ABD Hava Kuvvetleri’ne bağlı bir bilim insanı değil özgür bir adamdı
Projeden sonra dünya çapında UFO gözlemlemeye devam etti. 1972 yılında ilk kitabı “UFO Experience”ı yayınladı. Bu kitapta UFO vakalarının bir sınıflandırmasını yapıyordu. 1978 yılında Ohio’daki okulundan emekli oldu. Fakat kendisinin kurduğu UFO Çalışmaları Merkezi’nde araştırmalar yapmaya devam ediyordu. Allen Hynek, beynindeki tümör nedeniyle 1986’da 75 yaşındayken hayata veda etti. UFO’ların gizemini çözememişti belki ama bu çalışmalarıyla UFO gözlemlemek gerçek bir bilim dalı haline geldi.