Varoluşçuluk, felsefe ve spor. Ahlakını futbola borçlu olduğunu, çünkü topun beklediği yerden asla gelmediğini belirten bir onur arayışçısı. Öncüsü olarak tanınmaktan kaçındığı absürdizm ise bugün onunla beraber anılan kavramların başında geliyor. Bugün yaşıyor olsaydı belki de en seveceği şarkı Jakuzi’nin “Saçmalık” isimli şarkısı olurdu. Albert Camus, yenilginin kaçınılmaz olduğuna ancak hayatın anlamına ancak mücadele ederek ulaşılacağına inanır. Yazarın Nobel Edebiyat Ödülü’nü “Yabancı” eseriyle almasıysa hayatın bir esprisi olarak kalmıştır. Çünkü Camus, her şeye birazcık da yabancı kalan filozoftur. Nobel üzerine yaptığı konuşmadan önemli alıntılarla yolculuğumuza devam ediyoruz.
1. Kişisel olarak, sanatım olmadan yaşayamam. Ama bu sanatı da, hiçbir zaman, her şeyin üzerinde tutmadım. Bana gerekli olduğu kadar, başkalarından da ayrılamaz o
2. Benim gözümde sanat, yalnızlık içinde tadılacak bir eğlence değildir. Ortak sevinç ve kederlerin, ayrıcalı bir görünümünü vererek, en çok sayıda insana erişecek, onları heyecana getirecek bir araçtır
3. Sanatçı, kendisi ile ötekiler arasındaki bu bitip tükenmez gidiş gelişlerde; vazgeçemediği güzellikle, kopamadığı toplum arasında yetişir
4. Gerçek sanatçılar hiçbir şeyi küçümsemez; yargılayacak yerde, kendilerini, anlamaya zorlarlar
5. Günümüzde yazar, tanımı bakımından, tarihi yapanların hizmetine giremez; tarihin ezdiklerinin hizmetindedir o
6. Felaket çağında, ikinci bir kez doğmak ve yaşantımızda sürüp giden ölüm içgüdüsüne karşı açık yüzle savaşmak için, bir yaşama sanatı yaratmaları gerekti
7. Şüphe yok her kuşak, dünyayı yeni baştan düzene sokmak görevinin kendisine verildiğini sanır
8. Gerçek, esrarengizdir, kaypaktır ve her zaman yeniden kuşatılmak ister
9. Özgürlük tehlikelidir; ne kadar heyecan verici ise birlikte yaşamak o kadar güçtür
10. Hiçbir zaman, içinde büyüdüğüm özgür hayattan, varolma mutluluğundan, ışıktan vazgeçmedim