Arama Kurtarma Derneği, yani AKUT; mağara, dağ, kuyu, uçurum gibi ulaşılması zor olabilecek yerlerde veya doğal afetlerde kaybolanların aranması ve bu koşullarda kaza geçirenlerin kurtarılması için etkinlik gösteren, Türkiye’nin arama kurtarma konusunda “ilk sivil toplum örgütü” unvanına sahip dernek. Derneğin Yönetim Kurulu Başkanlığını, Everest Dağı’na tırmanan ilk Türk olan Ali Nasuh Mahruki yapmakta.
Yakından tanıdığınız AKUT derneği bugün bir yardım çağrısıyla çıktı karşımıza. Nasuh Mahruki Twitter hesabından, merkezimizi boşaltmamızı istiyorlar diye bir tweet attı.
AKP'den AKUT'a yasa dışı karar; Ecevit'in 49 yıllığına verdiği 15 yıllık genel merkezimizin irtifak hakkını iptal etti, 15 günde çıkın diyor pic.twitter.com/QLkecFXVX5
— Nasuh Mahruki (@nasuhmahruki) October 18, 2016
AKP'den AKUT'a yasa dışı karar; Ecevit'in 49 yıllığına verdiği 15 yıllık genel merkezimizin irtifak hakkını iptal etti, 15 günde çıkın diyor pic.twitter.com/QLkecFXVX5
— Nasuh Mahruki (@nasuhmahruki) October 18, 2016
Tweet’inde İBB’nin tahliye karar yazısını da paylaşan Nasuh Mahruki ardından şu şekilde bir basın açıklaması yaptı:
AKP hükümeti, benim yandaş bir TV programında, yandaş konuk ve sunucuyla Ege’deki adalar meselesini tartışırken güya Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiğim, tehdit ettiğim iddiasıyla devlet gücünü yasa dışı, hukuksuz ve etik olmayan yöntemlerle AKUT’a karşı kullanmaktadır…
1 ay kadar önce Ankara’da hükümetin aldığı bir kararla, AKUT’un üstüne gitme ve beni AKUT’un başkanlığından uzaklaştırma konusunda harekete geçecekleri duyumlarını almıştık. Sözcü gazetesinde geçen hafta yazdığım yazıda bu konuya dikkat çekmiş ve AKUT’a yapılan yasa dışı uygulamaları kamuoyuyla paylaşmıştım…
Bugün elimize ulaşan bir tebligatla öğrendik ki, Onursal üyemiz, dönemin Başbakan’ı Sn Bülent Ecevit tarafından AKUT’a 49 yıllığına irtifak hakkıyla verilen ve açılışını da bizzat Ecevit’in yaptığı 15 yıldır genel merkez olarak kullandığımız Esentepe’deki yerleşkemizin irtifak hakkı kararı iptal edilmiş ve 15 gün içinde çıkmamız gerekiyormuş. AKUT için çok önemli olan ve her şeyini yıllardır anbean takip ettiğimiz ve Defterdarlık yetkilileri tarafından hiçbir yasal eksiğimizin olmadığı ve her şeyin yolunda gittiği her zaman söylenen genel merkez binamızın bir anda alınan boşaltılması kararını şiddetle reddediyoruz ve Türk Milleti’ni, Türkiye’nin AKUT’una 20. yılında yapılan bu hukuksuzluğu, bu keyfiyeti durdurmak için dayanışmaya davet ediyoruz…
LÜTFEN AKUT’UNUZA, TÜRKİYE’NİN AKUT’UNA SAHİP ÇIKIN VE AKP’NİN KEYFİ, HUKUKSUZ, SORUMSUZ, YASA DIŞI SALDIRILARINA TESLİM ETMEYİN…
1994 yılından bu yana hayatımızda olan, birçok doğal afette hiç düşünmeden Türk insanının yardımına koşan AKUT’tur.
Sadece yurt içinde değil, dünyanın her köşesinde yardıma ihtiyaç duyanlar için seferber olan AKUT’tur.
İnsan, hayvan gözetmeden tüm canlıların yaşam hakkı için mücadele veren kuruluş yine AKUT’tur.
Kendilerine harabe halde verilmiş bir binayı onararak ondan bir genel merkez çıkaran AKUT’tur.
Şimdi, sebebi bilinmeyen (!) bir şekilde AKUT Şişli’de bulunan merkezinden çıkarılmak isteniyor.
AKUT bu ülkenin ihtiyaç duyduğu, gönüllü birçok insanın canla başla çalıştığı, siyasi hırslara, çatışmalara yem edilmemesi gereken bir kuruluştur.
Türkiye gibi doğal afetlere çok açık, AKUT’un faaliyetlerine muhtaç bir ülkede AKUT’a yapılan bu uygulamayı kabul etmiyoruz.
Birçok derneğe, vakfa, kuruluşa, vs. yer tahsis eden belediyenin, AKUT’a bizzat eski başbakan Bülent Ecevit tarafından verilmiş bir mekanı geri almasını hazmedemiyoruz.
Siyasetten münezzeh olarak, Türkiye için büyük hizmetler vermiş ve vermekte olan AKUT’un yanındayız.
İhtiyaç duyduğumuz anlarda yine AKUT’un yardımımıza koşacağını bilmenin huzuru içinde yaşamak istiyoruz.
Şimdi Nasuh Mahruki’nin sözleriyle, AKUT hizmetlerine kısaca bir göz atalım.
“Fotoğrafları izlerken bir an için bile olsa kendinizi kurtarılan ve kurtaranların yerine koymaya çalışın. Fotoğrafların içine girin ve orada olmayı düşleyin. Herşeyin bittiği, umutların tükendiği yerde bir mucizeyle yeniden hayata tutunabildiğinizi ve bunun o andaki değerini hayal edin, sonra da hiç tanımadığınız insanlara umut olduğunuzu, can olduğunuzu düşleyin. O zaman bizi bu onurlu çatı altında buluşturan şeyi ve içimizdeki sarsılmaz inancın ve sonsuz motivasyonun kaynağını daha iyi anlayacaksınız.”