Akasya Durağı;
14 Temmuz 2008’de sıcak bir yaz günü başlayan;
Şükür ki 1 Eylül 2012’de reyting canavarına kurban giden efsane dizi…
(darısı diğerlerinin başına)
İlginçtir ki sosyal medyanın tavuk görmüş vejetaryen gibi kaçtığı dizimiz toplumun belirli bir kesiminin fazlasıyla ilgisini çekmiş, yayınlandığı saatlerde hayat durmasa da en azından ocağın altı kısılıp reklama kadar kuru fasulye sofraya inmemiştir. Dilerseniz güzide dizimizin gereksiz izlenme sebepleri ile ilgili bu gereksiz listeye birlikte bakalım.
Aşırı dozda sosyal mesaja ihtiyaç duymak
Sigara kullanmanın ne kadar zararlı olduğu, trafik kurallarına uymanın gerekliliği, aile kurumunun önemi gibi birçok konunun kafamıza sokulmasını istiyorsanız kamu spotundan önce Akasya Durağı gelir. Gelmese de olur, ama gelir…
Çocuk olmak
“Çocuk ruhlu olmak”, “çocukla çocuk olmak” ya da “çocuk gibi şen olmak” değil. Bayağı bildiğin çocuk olmak…
Çiçek Taksi izlememiş olmak (404 not found)
Zaten neredeyse aynısı (hatta aynı yapım şirketi tarafından) yıllar önce çekilmesine rağmen, daha kötü oyunculukla daha kötü senaryoyla, daha az komiğini izlemek zorunda hissetmek… O değil de zaman ne çabuk geçiyor.
Kötünün daha az kötüsü
Çılgın içerikli Flash Tv programları, “üstüme yap” temalı değüşük evlenme programları yerine, “İyi lan bunlar bari normal insana benziyo.” diyerek hunharca Akasya Durağı açmak zorunda kalmak…
TV izleme
Yakın zamana kadar günde en az bir kez TV açmışsanız; bu güzide dizimize 4 farklı kanalda, 7 farklı ülkede, 11 farklı ekşi surat ifadesiyle karşılaşmanız mümkün…
Bir klasik (yemek hazırlarken, yerken TV izliyor olmak)
Takdir edersiniz ki “TV izlerken kafamı yormayayım ben gardaş.” mantığıyla dizi izleyen, flashback ve flashforward görünce “Nooliyi yaaa?” diyen bir nesil mevcut. Allah’ıma bin şükür ki bu nesil o kadar da genç değil…
Şehrin keşmekeşinden kurtulup fantastik bir dünyaya adım atmak istemek
Sıradan, monoton, sıkıcı günleriniz bitsin mi istiyorsunuz? Neyse ki Akasya Durağı var. Sizin küçük (!) zihninizin alamayacağı fantastik maceralar sadece ve sadece burada… Haydi açın televizyonu. 10 dakikaya başlar bi’ kanalda…
Polis ekiplerinin yetersizliğine inanmak: “Savaşta barışta Türk taksicisi”
Senarist ekibimiz de buna inanıyor olacak ki dizide gerçekleşen her olay 4 polis ve 9 taksicinin ortaklaşa çabasıyla bertaraf ediliyor. Temkinli polislerimizin kahraman taksicilerin yanında sönük kaldığı bu sekanslar, Christopher Nolan’ı kıskandıracak aksiyon sahneleriyle izleyiciyi ekran başına kitliyor.
Manolya Sokak’ta oturuyor olmak: “Aaa bak bizim sokak çıktı yine”
Bilen bilir, bilmeyenleri de uyaralım. Akasya Durağı’na yapılan her 4 aramanın 7’si Manolya Sokak’tan yapılır. Yabancı filmde Türk görünce sevinen nesil gibi, Manolya Sokak görünce sevinen sokak sakinleri de olabilir. Çok mantıklı…
İzleyip izleyip yerin dibine sokmak (vahşice)
Kabul edelim ki bir grup vatandaş daTV karşısında sinsice Akasya Durağı izleyip, “Oğlum ne saçma bi’ şey lan bu” diye sağda solda konuşmak için hazırda bekliyor. Ayıp vallahi ayıp…
Neden gerçekten?
Kolundan tutup da sorasım var. Yapılabilecek bunca şey var neden bu gerçekten?
Leyla ile Mecnun ve İşler Güçler’in kıymetini daha iyi anlamak istemek
Gündem bonusu: Bu kısım çok ciddi (yapmazsak olmaz)
Belki de ülkemizde adaletin gerçekten yerini bulduğu, suçluların cezasını çektiği, mafyaların hapse tıkıldığı tek yerin burası olması. (Yazar bunu derken kendisi Madde 2’ye kurban gitmiştir.)