Kahramanmaraş depremleri, yakın tarihimizin en yıkıcı afetlerinden biri olarak kayıtlara geçti. Binlerce insanımızın yaşamını kaybettiği depremlerde, çok sayıda yerleşim bölgesi de neredeyse tamamen yok oldu. Depremin sebep olduğu yıkımın boyutu ise halen tam olarak tespit edilebilmiş değil. Kısa süre önce ise Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerle ilgili, içerisinde önemli hususların yer aldığı bir rapor yayımladı. 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlere ilişkin saha çalışmaları ön değerlendirme raporunda “Donatı cinsinin seçimi ve işçilikteki kusurlar, yer hareketi tarafından affedilmeyen başlıca olumsuzluk durumlarından biri olmuştur. Akredite edilmiş usta, kalfa ve inşaat işçilerinin yapı inşaatlarında çalıştırılması hususunun önemi tekrar gün yüzüne çıkmıştır.” ifadelerine yer verildi. Detaylara birlikte bakalım.
AFAD, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından, depreme kaynaklık eden fayların tanımlanması, meydana gelen yüzey kırıklarının tespit edilmesi ve yapısal hasar nedenlerinin ortaya konması amacıyla bir rapor hazırladı
10 Şubat-16 Şubat’ta bölgede yapılan saha çalışmalarının sonuçlarını içeren raporda, depremlerin Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Gaziantep, Malatya, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Şanlıurfa ve Elazığ’da çok şiddetli hissedildiği, can kaybına ve ağır hasara neden olduğu vurgulandı.
AFAD raporuna göre depremler, 11 ili içerisine alan 108 bin 812 kilometrekarelik alanı etkiledi
Kahramanmaraş’taki iki büyük depremin, “ülke tarihinde yaşanmış en yıkıcı deprem fırtınası” olarak kayıtlara geçtiği ifade edildi.
“İlk deprem Kahramanmaraş ve Hatay’da, ikinci deprem ise özellikle Malatya’da etkili oldu”
Raporda bu hususla ilgili olarak, “Kuvvetli yer hareketi kayıtları, saha gözlemleri ve bölge halkından alınan bilgilere göre ilk depremin Kahramanmaraş ve Hatay’da ikinci depremin ise özellikle Malatya’da daha etkin olduğunu söylemek mümkündür.” ifadeleri kullanıldı. Ayrıca raporda, deprem sonrasında ortaya çıkan hasarın sebeplerine dair de önemli açıklamalara yer verildi. Hasara neden olan ana sebepler, çeşitli başlıklar altında değerlendirildi.
Raporda, depremlerin ardından bazı yerleşim bölgelerinde ciddi yüzey bozulmalarının tespit edildiği bilgisi paylaşıldı
Bozulmaların yumuşak zeminlerde daha belirgin bir hal aldığı ve geniş yarıklar şeklinde ortaya çıktığı ifade edildi. Öte yandan bazı zeminlerde sıvılaşma meydana geldiği, bazı yerlerde ise yüzey deformasyonlarının doğrudan yapıların altından geçerek büyük hasarlara sebep olduğu belirtildi. Ayrıca zemin bozulmasının yaşandığı bölgelerde yıkılan binaların yanı sıra, depremden hasar görmeyen binaların da bulunduğu, bu durumun ise yıkımların yalnızca zemin kaynaklı olmadığına işaret ettiği belirtildi.
Deprem bölgesinde yapılan incelemelere göre yıkımın ana sebeplerinden biri “yapı elamanlarındaki hasarlar”
Raporda, sahada yapılan incelemelerde birleşim bölgelerindeki etriyelerin yetersiz olduğu ve boyuna donatıyı tutmayacak şekilde bağlantıların yapıldığı gözlemlendiği bilgisi yer aldı. Bununla birlikte kolon, kiriş ve perdelerde düz donatının kullanıldığı, perdelerde çiroz kullanılmadığı, boyuna donatı boylarının kısa tutulduğu, bu nedenle de birleşim bölgelerinde sıyrılmaların yaşandığı ifade edildi. Ayrıca bu hassas bölgelerde iri çakıl ve tahta gibi yabancı unsurlara rastlanıldığı aktarıldı.
Bölgedeki yapılarda kullanılan betonların kalitesizliği, AFAD raporunun ardından bir kez daha gözler önüne serildi
Raporda, beton kaynaklı hasarlara ilişkin olarak, “Yapılan incelemelerde, beton için kullanılan agrega granülometrisinin uygun ölçülerde olmadığı, dere kenarından ya da denizden doğrudan alınan düz yüzeyli çakılların kullanıldığı, betonun sulanmadığı için yandığı, gevrek kırılmaların çokça yaşandığı tespit edilmiştir.” ifadeleri kullanıldı.
AFAD raporunda, kırsal yapı biçiminin de çeşitli hasarlara neden olduğu ifade edildi
Çoğunlukla yerel malzemelerle, iklim ve coğrafyaya göre kırsalda yaşayan bölge halkı tarafından inşa edilen yapılarda meydana gelen hasarlarla ilgili, “Kış aylarının çok soğuk geçtiği bölgelerde, don ve çözülme olaylarında toprak harç kullanımı hasarı artırmıştır. Deprem hasarının neden olduğu yapım hatalarından bir diğeri de yatay ve düşey destekleyici elemanların yetersiz sayıda, düzensiz ve zayıf kenetlenmelerle inşa edilmiş olmalarıdır.” ifadeleri kullanıldı.
Depremlerde, ilk önce 290 daha sonra 130 kilometre uzunluğunda yüzey kırığı meydana geldi
Konuyla ilgili olarak “Yüzey kırıkları birçok bölgede karayolu, demiryolu gibi ulaşım hatlarını ve bahçe çitleri ve tarla sınırlarını belirgin bir şekilde ötelemiştir.” ifadeleri kullanıldı. Bununla birlikte 6,5 metreye varan “yer değiştirmeler” gözlendiği de, raporda yer alan ilginç hususlardan biri oldu.
Raporun yapısal hasarlara ilişkin bölümünde, yönetmelik kurallarına uymayan yapıların ciddi hasar gördüğü belirtildi
Yapısal hasarların oluşumunda yönetmelik kurallarının önemine dikkat çekilirken, “Yönetmelik kurallarına ve konstrüktif esaslara uyulmadan inşa edilmiş yapıların ciddi hasarlar gördüğü aşikârdır. Hazır beton kullanımın, agrega granülometrisinin sağlanması ve betonun kalıba tam olarak yerleştirilmesinin ne kadar önemli olduğu tekrar gözlemlenmiştir.” ifadeleri kullanıldı.
Öte yandan zemin katların ticarethane olarak kullanılacağı durumlarda, bu katların “yumuşak kata” neden olmayacak şekilde gerekli önlemlerin alınarak inşa edilmesi gerektiği belirtildi.
Kaynak: 1