2006 yılında bağımsızlığını kazanarak Sırbistan’dan ayrılan eski Yugoslavya ülkesi Karadağ; denizi, dağları, gölleri, mağaraları, şelaleleri ve tarihi dokusunu koruyan şehirleriyle tam bir turizm ülkesi. Karadağ ismi, zamanında bu ülkeyi yöneten Venedikliler’den geliyor. İtalyanca’da monte kelimesi dağ, negro kelimesi ise siyah demek. Karadağ’ın uluslararası bilinen adı Montenegro. Karadağ’ın sahil şeridi 295 kilometre ve bunun 72 kilometrelik kısmı plajlardan oluşuyor. Başkenti Podgorica, ülkemizden uçak seferleri buraya yapılıyor. 2006 yılından beri ülkede para birimi olarak Euro kullanılıyor. Aslında ucuz bir ülke olmasına rağmen bu bizler için biraz can sıkıcı. Bir Euro’ya 1,5 litre su aldığınızda (1,5 – 2 Euro’ya satan da var) 5,37 TL ödemiş oluyorsunuz sonuçta. Karadağ, üç yıl içinde Avrupa Birliği’ne girecek. İleride vizesiz seyahat etmek mümkün olmayacağından bir an evvel gidip görmenizde yarar var. Karadağ’da mutlaka yapmanız gerekenleri, yazımızdan okuyabilirsiniz.
1. Budva’da denize girin
Karadağ’ın deniz için en ideal şehirlerinden biri Budva. Tüm sahil şeridinde (yat limanı bölgesi hariç) denize girilebilir. Podgorica Havaalanı’ndan Budva’ya giderken de birçok koy ve otel var. Ancak Budva merkezde kalmak deniz sonrası akşam yemeği ve sonrasında eğlence için daha güzel bir seçenek olur. Şezlong fiyatları Budva Kalesi’ne doğru artıyor. Koyun en solunda iki kişi için şemsiye ve şezlong fiyatları 5 Euro. Ancak bu fiyat denizin kenarına doğru 10 Euro’ya çıkıyor. En doğrusu ilk 5-6 sıradan sonraki şezlongları tercih etmek. Kaleye yaklaştıkça ve kalenin oralarda şezlong fiyatları artıyor. Deniz oldukça güzel, sıcaklık uygun. Ne sıcak, ne soğuk. Tuz oranı Ege’den fazla ancak bizim Akdeniz kıyılarına göre daha az. Gözleriniz çok yanmıyor. Budva içinde, plajlar genelde ufak taşlık. Ancak ayakları rahatsız etmeyecek ölçüde. Rahatsız oluyorsanız yanınızda deniz ayakkabısı götürebilirsiniz. Deniz çabuk derinleşiyor. Birkaç metre sonra boyunuzu geçiyor. İyi yüzme bilmiyorsanız fazla açılmayın. Adriyatik’in tüm kıyılarında denizin oldukça güzel olduğu söylenebilir.
2. Deniz ürünlü akşam yemekleri yiyin
Karadağ’ın genelinde deniz ürünleri oldukça zengin. Fiyatlar aslında uygun ama Euro’nun geldiği noktada 8-10 Euro bile bizim için oldukça pahalı oluyor. Deniz ürünlü makarna ve kalamar dolması (içinde karides oluyor) 8-12 Euro arasında fiyatlarla her yerde yenilebilir. Yanında bir kadeh şarap ya da bira içerseniz 2,5 ya da 3 Euro’ya içebilirsiniz. Alkollü içecekler, fiyatlar Euro üzerinden olmasına rağmen ülkemizden ucuz. Doğru düzgün deniz ürünleri yemek istiyorsanız, iki kişilik yemeğiniz 50-60 Euro’yu bulabilir. Porsiyon balıklar genelde 15-20 Euro. Zengin deniz ürünleri tabakları yemek istiyorsanız 60-100 Euro’ya iki kişi için masanızı donatabilirsiniz. Ancak bütçeniz iki kişilik bir akşam yemeği için 25 Euro ise deniz ürünlü makarnadan şaşmayın. İçindeki kalamar, midye, karides oranları oldukça tatmin edici. Yemeğin yanında ekmek tercih ederseniz ufak bir ekstra ücret alıyorlar genelde. Servis ücretini de genelde 2-3 Euro olarak hesaba ekliyorlar. Ekstra bahşiş vermek istiyorsanız verin ama gerek yok.
3. Budva’da eski şehir turu atın
Budva, deniz tatili için oldukça uygun bir şehir ancak az da olsa tarihi yapılara sahip. Kalenin oradaki eski şehir bölgesi dar sokakları, takı ve hediyelik eşya dükkanları, restoran ve barları ile ufak bir Prag havası veriyor. Ancak oldukça küçük bir bölge. Gezmek isterseniz tamamını yarım saatte bitirirsiniz. Ancak içerisindeki kiliseleri gezeceğim, arkeoloji müzesini ziyaret edeceğim, kaleyi gezeceğim derseniz üç-dört saat vaktinizi alır. Yemekle birlikte daha uzun vakit geçirebilirsiniz. Eski şehir bölgesi dışında kalan yerler ise bizim sahil şehirlerimizi andırıyor. Pek bir farkı yok. Kalenin oralar Bodrum havasındayken kaleden uzaklaştıkça Kumburgaz havası geliyor.
4. Dans eden kız heykelinin önünde fotoğraf çektirin
Budva’da dans eden kız heykeli oldukça meşhur ve şehrin simgelerinden biri. Biraz gizli bir yerde kalıyor ama giderseniz mutlaka gidin önünde fotoğraf çektirin ve heykelin fotoğrafını çekin. Kalenin oradan en sağa doğru gittiğinizde dar bir yoldan geçerek ulaşıyorsunuz. Heykelin göğüslerine dokunarak fotoğraf çektirirseniz, bereket getireceği rivayeti var. Ancak, bir turizm cinliğinden ötesi olmasa gerek.
5. Sveti Stefan Adası’nın fotoğrafını çekin
Sveti Stefan Adası Budva’nın girişinde yer alıyor. Kara ile bağlantısı var o yüzden tam olarak ada diyemeyiz. Binalar 15. yüzyıldan kalma. Çam ve zeytin ağaçlarının bulunduğu ada 12.000 metrekare arazi üzerinde. İçerisinde 100’ye yakın ev, üç kilise var. 19. yüzyılda bu adada 400 kişi yaşıyormuş. 1960’lara kadar bir balıkçı köyüymüş. Eski Yugoslavya lideri Tito, bu adadaki köylüleri karaya taşımış ve dünyanın en elit tatil yerlerinden biri haline getirmiş. Sofia Loren, Marliyn Monroe, Orson Welles, Liz Taylor gibi ünlüler bu adaya gelmiş. Karadağ, 2006 yılında bağımsızlığını ilan ettiğinde Madonna konser vermiş ve bu adada kalmış. Ünlü Sırp tenisçi, Novak Djokovic düğününü bu adada yapmış. Ada Karadağ yönetimi tarafından 30 yıllığına Aman Resorts grubuna kiralanmış. Uzun restorasyon sürecinden sonra 50 odalı, 8 süitli 5 yıldızlı otel adada açılmış. Günümüzde ada içinde sadece otel müşterileri gezebiliyor. Otel, para veren herkesi kabul etmiyor. Aylar öncesinden başvuruyorsunuz, kabul edilirseniz kalabiliyorsunuz. Adaya otel müşterisi olmadan gitmenin diğer yollarıysa restoranlardan rezervasyon yaptırmak (bunun içinde aylar öncesinden yapmak lazım) ya da adada yaşayan birinden davet almak. Adaya gitmek birçok kişi için neredeyse imkânsız olduğundan önünde fotoğraf çektirmek yapılacak şeyler listemizde yer alıyor, fazlası değil.
6. Tivat’taki Porto Montenegro’da turlayın
Tivat şehri Budva’ya yaklaşık 30-40 dakika mesafede. Bu şehre Ruslar’ın özel ilgisi var. Sürekli yatırım yapıyorlar. Limanı son yıllarda baştan yapılmış. Süper lüks yatlara ve Avrupa sosyetesine ev sahipliği yapıyor. Limanın kenarında oldukça şık ve pahalı dükkanlar ve rezidanslar var. Rezidanslarda en küçük daire fiyatı 1 milyon Euro civarındaymış. Deniz kenarındaki kafeler yorgunluk atmak için güzel.
7. Kotor Körfezi’ni dolaşıp Perast’ı gezin
Budva’dan Kotor’a doğru giderken, Kotor Körfezi kıyısında Perast diye oldukça küçük ama bir o kadar güzel bir şehir yer alıyor. Aslında şehir denmez ama onlar şehir diyor böyle küçük yerleşim yerlerine biz de öyle diyelim. Burada tarihi binalar, kiliseler var. Denizi de oldukça güzel. Kafe ve restoranlarda güzel bir yemek yenebilir. Orjen ve Lovcen Dağları ile çevrili Kotor Körfezi, dağlar arasında kalan muhteşem deniz manzarasını kıyı boyunca size sunuyor. Mutlaka tüm körfezi dolaşın.
8. Kotor’da şehir turu atın, cesaretiniz varsa kaleye çıkın
Kotor aslında Budva’ya 30-40 dakika mesafede. Ancak tüm körfezi dolaşıp en son Kotor’a gitmenizi öneririz. Kotor, Unesco dünya mirasları arasında kalan bir şehir. Aslında şehre ilk girdiğinizde sizi oldukça köhne binalar karşılıyor ama orası aslında Kotor’un dışı. Kotor, surlar içinde kalan ve bir çivi bile çakılmadan günümüze kadar kalan bir şehir. Tam bir Orta Çağ kenti havası var. Dar sokakları, dükkanları, kiliseleri ile gezilecek çok fazla yere sahip. En yukarıdaki Aziz John Kalesi’ne çıkmak isterseniz kişi başı 8 Euro. Ancak 1.350 basamak var ve çıkmak 1,5 saat sürüyor. Yazın hava çok sıcak olduğundan, akşamüstü kaleye çıkmanızı tavsiye ederiz.
9. İşkodra Gölü’nü ziyaret edin
Arnavutluk ve Karadağ arasındaki bu göl, Balkan Yarımadası’nın en büyüğü. Mevsime göre yüz ölçümü 370 ile 530 kilometre kare arasında değişiyor. Göl, Bojana Nehri ile Adriyatik Denizi’ne bağlanıyor. Derinliği en fazla 45 metre olan gölün genişliği 15 kilometre, uzunluğuysa 48 kilometre. Gölün bir kısmı Milli Park bölgesinde yer alıyor. 270’den fazla kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Avrupa’nın son pelikanları ve martılar bu kuş türleri arasında yer alıyor. Gölde sazan, sardalya ve yılan balıkları yaşıyor. Mutlaka gezin.
Kaynak: 1