Bir hafta sonu daha gelip çattı. Herkesin hayatı günlük telaşın içerisinde akıp gidiyor. Peki tüm bunlardan kendimize ayırabileceğimiz kısıtlı vakti en verimli nasıl değerlendirebiliriz. Kuşkusuz zihnimizi boşaltmak ve rahatlamak hepimizin ihtiyacı… Ancak bunu gerçekleştirmek için odağımızı bireysel günlük yaşamlarımızın stresinden uzaklaştırmamız gerekli. İşte, film önerileri listemiz, tam da bunun için var.
Bu haftanın film önerileri arasında bilim kurgu, komedi, dram, aksiyon ve korku türlerinde, birbirinden ilginç toplamda 9 film var. Bu filmlerin bazıları dünya çapında tanınmış yönetmenlere ait iken bazıları ise daha ilk yönetmenlik deneyimini icra eden genç sinemacıların ürettiği sinema eserleridir. Film önerileri yazımızı inceleyen herkesin bu filmlerden en az biriyle bağ kurabileceğini ve yazıda hafta sonunu şenlendirecek o “şey”i bulabileceğini düşünüyoruz. Umuyoruz ki yanılmayacağız.
Film önerileri listemizin ilk filmi olan, 2002 yapımı bilim kurgu ve drama filmi “Solaris”; Steven Soderbergh tarafından yazılıp yönetilen ve “Titanik”, “Avatar” gibi gişe rekortmeni filmlerin yönetmeni James Cameron’ın yapımcılığını üstlendiği etkileyici bir eserdir. Eleştirmenlerin olumlu eleştirilerine rağmen film, 47 milyon dolarlık bütçesine karşın dünya çapında yalnızca 30 milyon dolar hasılat yapabilmiştir.
3 dalda Satürn ödülü adaylığı bulunan yapım, Berlin Uluslararası Film Festivali’nde Altın Ayı ödülü adaylığına layık görülmüştür. Filmin başrolünde George Clooney bulunmaktadır.
Kederli bir psikolog olan Chris Kelvin, gizemli Solaris gezegeninin yörüngesinde dönen ıssız bir uzay istasyonunu araştırmak üzere görevlendirilir. Burada zamanla dehşete kapılan mürettebat üyeleri, fazlasıyla insan gibi görünen-kimi varlıklar dahil olmak üzere bir dizi garip durumla karşılaştıklarını iddia etmektedirler. Kelvin uzay istasyonuna vardığında mürettebatın çoğu ölmüş, kaybolmuş yahut akli dengesini yitirmiştir.
Gemiye bindiğinde insanlığın en derin rüyalarının ve en karanlık kabuslarının anahtarını elinde tutabilecek akıl almaz bir güçle karşı karşıya gelen Kelvin ise, bu istasyonda özellikle geceleri gerçekten garip şeyler olduğunu fark eder. Kısa bir süre önce ölen eşinin bir gün ansızın kamarasında belirmesi bunlardan sadece birisidir.
Natalie Krinsky tarafından yazılıp yönetilen 2020 yapımı romantik komedi filminin baş yapımcılığını ünlü şarkıcı Selena Gomez üstlenmiştir. Eleştirmenlerden aldığı olumlu eleştirilere karşın 8 milyon dolarlık bütçesini karşılayamayan ve gişe başarısı elde edemeyen bu yapım; Geraldine Viswanathan, Dacre Montgomery, Utkarsh Ambudkar, Molly Gordon, Phillipa Soo ve Bernadette Peters gibi yıldızı yeni parlayan kimi isimleri de oyuncu kadrosunda bulunduruyor..
Ya şimdiye kadar içinde bulunduğunuz her ilişkiden bir hatıra saklasaydınız? Film, New York’ta yaşayan 20’li yaşlarında bir sanat galerisi asistanı ve aynı zamanda duygusal bir istifçi olan Lucy’nin (Geraldine Viswanathan) yaşamından bir kesiti konu alıyor.
Yakın bir zamanda erkek arkadaşı tarafından terk edildikten sonra Lucy, bitmiş ilişkilerden geride kalan eşyaların toplandığı The Broken Heart Gallery’yi yaratmak için ilham alır. Bu galerinin haberi yayıldıkça Lucy’nin kendisi de dahil olmak üzere şehirdeki tüm romantikler için yeni bir hareket doğmaya başlayacaktır.
3. The Art of Self-Defense – Savunma Sanatı (2019) – IMDB: 6.6
2019 yapımı kara komedi ve dövüş filmi “Savunma Sanatı”, ilk gösterimini South by Southwest Festivali’nde yapmış olan eğlenceli bir yapımdır. Riley Stearns’ün yazıp yönettiği filmin oyuncu kadrosunda ise Jesse Eisenberg, Alessandro Nivola ve Imogen Poots gibi oyuncular bulunuyor.
Çekingen bir muhasebeci olan Casey (Jesse Eisenberg), geceleri sokakta terör estiren bir motosiklet çetesi tarafından saldırıya uğradıktan sonra, kendini nasıl koruyacağını öğrenmek için mahallenin karate okuluna katılır. Karizmatik bir eğitmen olan Sensei’nin (Alessandro Nivola) ve sert kahverengi kuşak Anna’nın (Imogen Poots) dikkatli bakışları altında Casey, hayatında ilk kez yeni bir güven duygusu kazanır.
Ancak Sensei’nin gizemli gece derslerine katıldığında; zamanla yeni bir dünyayı keşfetmeye başlayan Casey, kendisine esrarengiz ve yeni bir akıl hocasının eşlik edeceği uzun bir yolculuğa çıkacaktır.
Uyuşturucu ticaretinin, şiddetin, ırkçılığın, yoksulluğun, konut projelerinin ve yozlaşmış polislerin ortasında kalan Brooklyn’de üç polis memurunun izini süreceğiz: Gizli görevde olan ve masa başı bir işe terfi kazanmayı hedefleyen Afro-Amerikalı polis memuru Clarance Butler. Hamile eşi ve doğmamış çocukları için nakit para kazanmak zorunda olan narkotik polisi Sal; ve emekliliğine bir hafta kalan, bölgenin en yaşlı polisi olan Eddie. Üç polis memuru kendi sorunlarıyla uğraşırken, mesleki yaşamları kesişecek ve karşılaşmaları yaşamlarının seyrini temelden değiştirecektir.
Antoine Fuqua’nın yönettiği 2009 yapımı suç filmi Brooklyn’s Finest, ilk gösterimini Sundance Film Festivali’nde yapmış olan etkileyici bir eserdir. 17 milyon dolarlık bütçesini ikiye katlayan bir hasılat elde eden yapımın başrollerinde Richard Gere, Don Cheadle, Ethan Hawke ve Wesley Snipes bulunmaktadır. Oyuncu kadrosunun tamamı profesyonel oyunculardan oluşmayan filmdeki Man Man rolü, mahalleden bir çete üyesi olan Zaire Paige’e verilmişti. Çekimlerden üç ay sonra, Zaire Paige Lethania Garcia cinayetine karıştığı iddiasıyla 107 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
5. Dan in Real Life – Şamar Oğlanı (2007) – IMDB: 6.8
Walt Disney Studios Motion Pictures tarafından yayınlanan, 2007 yapımı komedi ve drama filmi “Dan in Real Life”, 25 milyon dolarlık bütçesini neredeyse 3’e katlayarak yaklaşık 70 milyon dolar hasılat elde eden eğlenceli bir yapımdır. Steve Carell’ın başrol oynadığı filmin yazarı ve yönetmeni ise Peter Hedges’tir.
Burns ailesi, Rhode Island’daki tatil yerlerinde toplanırlar: Dan (üç kızı olan bir dul), Dan’in ebeveynleri, çeşitli erkek ve kız kardeşler ve onların da aileleri. Orada olduğu ilk sabah kitapçıda bir kadınla sohbet ederken ruhundaki özlemleri açığa çıkan ve kalbinin derinliklerinde bir bağ hisseden Dan; bu kadının Dan’in erkek kardeşlerinden birisi ile sevgili olduğunu ve onun da aile buluşmalarına davetli olduğunu çok sonra öğrenecektir. Dan gözlerini ondan alamamasına rağmen, erkek kardeşi de bu kadına açıkça aşıktır ve tüm ailesi onun harika olduğunu düşünmektedir. Bu büyük aile buluşmasındaki dayanılmaz gerilim ve gerginlik hiç bitmeyecek mi?
6. The Unbearable Weight of Massive Talent – Yetenekli Bay Cage (2022) – IMDB: 7.0
Tom Gormican’ın yazıp yönettiği, 2022 yapımı aksiyon ve komedi filmi “Yetenekli Bay Cage”in başrollerinde kendisinin kurgulanmış bir versiyonunu canlandıran Nicolas Cage bulunuyor. Ancak bütçesini karşılayabilecek kadar hasılat elde eden film, ilk gösterimini South by Southwest festivalinde yaparak kısa bir süre sonrasında sinemalarda gösterime girdi. Başlangıçta kendisini canlandıracağı bir başrol teklifini “üç veya dört kez” geri çeviren Cage, filmin yazar ve yönetmeni olan Tom Gormican’ın ona kişisel bir mektup iletmesinin ardından fikrini değiştirerek filme dahil olmuştur.
Ne yazık ki, Hollywood’un mega yıldızı Nicolas Cage sırtını duvara dayamış durumdadır. Kötü bir boşanmanın ardından borçlarının içinde boğulan Nick, kariyerini yeniden rayına oturtmak için her şeyi denemeye hazırdır. Tam bu esnada, herkesin gözünün önünde gerçekleşen bir kaçırılma vakası gerçekleşir. Hemen ardından, istenmeyen tehlikeli durumlarla dolu bir görev; olaya dahil olan herkesin başına bela olarak Cage’i de çılgın bir maceraya sürükler. Ve gizli görevdeki CIA ajanlarıyla dolu bu macerada, tıpkı filmlerdeki gibi son sözü silahlar söyleyecektir.
7. Thank You for Smoking – Sigara İçtiğiniz İçin Teşekkürler (2005) – IMDB: 7.5
“Thank You for Smoking”; Christopher Buckley’in 1994 yapımı aynı adlı romanına dayanan, Jason Reitman tarafından yazılıp yönetilen ve başrolde Aaron Eckhart’ın oynadığı 2005 yapımı eleştirel kara komedi filmidir. 10 milyon dolarlık bütçesini gişede 4’e katlayarak yaklaşık 40 milyon dolar hasılat elde eden film, En İyi Komedi – Müzikal Filmi dalında Altın Küre adaylığı kazanmış ve Aaron Eckhart’a da En İyi Erkek Oyuncu Performansı – Komedi veya Müzikal dalında Altın Küre adaylığı kazandırmıştır.
Tütün Çalışmaları Akademisi’nin Başkan Yardımcılığı yapan Nick Naylor’ın görünüşte oldukça imkansız bir görevi vardır. Bu görev, sağlık tehlikelerinin göz ardı edilemeyecek kadar açık hale geldiği bir dönemde sigara içmeyi teşvik etmektir. Bununla birlikte Nick, müvekkillerini çoğu zaman fedakar, iyilikseverler kurbanlar konumuna getirmekte ve savunusundan zevk almaktadır.
Nick’in en büyük düşmanı, Senato’da sigara paketlerinde kurukafa ve kemiklerin kullanılmasını savunan Vermont Senatörü Ortolan Finistirre’dir. Annesiyle birlikte yaşayan ve bir iş gezisinde babasını tanıma şansı bulan Nick’in oğlu Joey’den babasının felsefesini anlaması ve saygı duyması beklenmektedir.
Oğluna rol model olma hevesine kapılan Nick ise, bunun için çok çabalamaktadır. Tam bu esnalarda, hırslı bir haber muhabiri olan Heather Holloway; Nick’le yatakta olan sırlarını ifşa ederek ona ihanet ettiğinde, Nick’in hayatı alt üst olur. Ama çantasında her zaman bir tabut çivisi daha bulunduran Nick, intikamını alacaktır.
8. Yazgı (2001) – IMDB: 7.6
Yazgı, Albert Camus’nün 1942 tarihli L’Étranger romanından uyarlanan, Zeki Demirkubuz’un yönettiği ve senaryosunu yazdığı 2001 yapımı yerli drama filmidir. 2002 yılının Cannes Film Festivali’nde Belirli Bir Bakış bölümünde gösterime giren film, Belirli Bir Bakış ödülü adaylığına sahiptir.
Ayrıca Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ‘En İyi 3. Film’ seçilen “Yazgı”, filmin yönetmeni olan Zeki Demirkubuz’a ‘En İyi Yönetmen’ ödülünü kazandırırken; filmin sanat yönetmeni olan Bahar Evgin de bu festivalde ‘En İyi Sanat Yönetmeni’ ödülüne, başrol oyuncusu olan Serdar Orçin ise ‘Jüri Özel Ödülü’ne layık görülmüştür. Filmde Serdar Orçin’in yanı sıra Zeynep Tokuş da başrolde oynamaktadır.
Gümrükte muhasebeci olarak çalışan Musa, hayatın boş ve saçma olduğunu düşünmektedir. Hayatını değiştirmek için mücadele etmek şöyle dursun; her ne olursa olsun her şeyin sona vardığını, her şeyin bir sonu olduğunu düşündüğü için kendini olayların akışına bırakmıştır. Öyle ki annesinin ölümünden dahi etkilenmemektedir. Annesini oldukça sevmesine rağmen ölümü bir kurtuluş gibi görmektedir.
9. The Sacrifice – Kurban (1986) – IMDB: 7.9
Andrei Tarkovsky’nin yaşamını yitirmesinden önce yazıp yönettiği son uzun metrajlı eseri olan “The Sacrifice”, film önerileri listemizin son filmi ve aynı zamanda 1986 yapımı bir dram filmidir.
Başrolünde Erland Josephson’ın yer aldığı filmin yapımcılığını İsveç Film Enstitüsü üstlendi. Kurban, Tarkovsky’nin Nostalghia ve Zamanda Yolculuk belgesellerinden sonra, Sovyetler Birliği sınırları dışında çekmiş olduğu üçüncü film idi. Cannes Film Festivali’nden Grand Prix ödülünün yanı sıra Ekümenik Jüri Ödülü, FIPRESCI ve En İyi Sanatsal Katkı ödülleri kazanan; ayrıca Altın Palmiye’ye aday gösterilen film, BAFTA Film Ödülleri’nden de “Yabancı Dilde En İyi Film” ödülünü kazandı.
Bir gazeteci, eski bir aktör ve filozof olan Alexander, küçük oğluna modern insanlığın maneviyat eksikliğinden ne kadar endişe duyduğunu anlatır. Alexander’ın doğum gününde 3. Dünya Savaşı çıkmıştır. Umutsuzluk içindeki karakterimiz, Tanrı’ya dua eder ve ona savaşların bir daha hiç yaşanmaması için her şeyini adak olarak sunar.
