Kıyafetleriyle, aksesuarlarıyla, insan kalabalığından uzak, ilişkilerin daha derin olduğu geçmiş zamanlara hepimiz zaman zaman büyük bir özlem duyuyoruz. Mutlaka içinizde “Keşke 50’lerde ya da 60’larda yaşasaydım” diyeniniz olmuştur. Eski zamanların pek çok güzel yanı olmakla birlikte aslında yaşam şartları da bir hayli zordu, özellikle kadınlar için. 1940’lı yıllara kadar ağırlıklı olarak yalnızca ev işleriyle ilgilenen kadınlar, 2. Dünya Savaşı’nın başlaması ve sanayide iş gücü açığının ortaya çıkmasıyla “We Can Do It” posterleriyle iş gücüne detsek için çağrıldı. Ancak savaşın ardından çalışan kadın yeniden ev işleriyle uğraşan kadına dönüştü. Bu da kadınların buhran yaşamasına neden oldu. Özellikle 1950’li yıllar kadınlar için bir hayli zor dönemlerdi. Ancak günümüzde, ABD’nin Oregon eyaletinde yaşayan bir kadın “kocaların şımartılması gerektiğini” düşündüğü için işini bıraktı ve 1950’lerdeki gibi giyinip ev hanımlığı yapıyor. Detaylara birlikte bakalım.
ABD’nin Oregon eyaletinde yaşayan Katrina Holte 30 yaşında. Holte yaklaşık 10 yıldır yarı zamanlı bir terzi olarak çalışıyordu
Klasik sinemadan esinlenen vintage stili elbiseler diken Holte, bir gün kocasına ev hanımı olmak istediğini söyledi ve istifa etti
Holte işinden ayrılması hakkında şunları söylüyor; “İşim beni yıpratmaya başlamıştı. Yoruluyordum ve kendi isteklerime göre yaşayamıyordum. Kocamla konuştum ve ona ev hanımı olmak istediğimi söyledim, beni anlayışla karşıladı. İstifa ettiğimde harika hissettim. Şimdi ne istersem yapabilirim ve istediğim gibi evimi yönetebilirim. Şu an tam zamanlı bir ev hanımıyım.”
“Yeni hayatım Eylül 2018’de başladı” diyen Holte, çalışma hayatı bittikten sonra Hillsborough’daki evini bir dönem evi gibi dekore etti
1950’li yılların ruhunu yansıtan eşyalarla döşenmiş evde kendine yaptığı dönem kıyafetleriyle ev hanımlığı yapan Holte bir gününü şöyle özetliyor;
“6.30’da uyanıp kocamı uyandırmadan önce onun giyeceği kıyafetleri hazırlıyorum. Arkasından sabah kahvaltısını hazırlayıp onu uyandırıyorum. Kahvaltıdan sonra vintage makyajımı yapıp dönem kıyafetleri giyiyorum. Öğlen ise paketli bir yemek yiyorum. Tüm gün evi temizleyip, çamaşırları ve bulaşıkları yıkadıktan sonra ise kocam gelmeden onun akşam yemeğini hazırlıyorum. Kocam Lars eve geldiğinde kendi ceketini asmayı seviyor, ancak bunu umursamıyorum. 1950’lerin kitabında okudum, eğer bir erkek kendi ceketini asmak istiyorsa, kendini kötü bir ev kadını gibi hissetmemelisin.”
Katrina Holte bunun hayalindeki hayat olduğunu söylüyor;
“Ev hanımı olmak, ailenizle ilgilenmek, içindeki insanları beslemek ve evinizi mükemmel durumda tutmak gibi eski moda değerlere katılıyorum, böylece herkes rahat hissediyor. Kocamla ilgilenmek beni çok mutlu ediyor.”
“Bence bir erkek, kendini şımarık hissetmek için karısına ihtiyaç duyar” diyen Holte sözlerini şöyle sürdürüyor;
“Bunu benden asla beklemeyecek olsa da, bu şekilde yaşamak tamamen benim fikrimdi. Küçük bir kız olduğumdan beri hep hayalimdi. Bir şekilde, Lars bana hizmet ediyor, çünkü benden çok daha fazla para kazanıyor. Çok uzun saatler çalışıyor ve hayallerimi gerçeğe dönüştürüyor, ben de gerçek olmasını sağlamaya çalışıyorum. Eşit bir ortaklık. Kesinlikle bastırılmış bir kadın değilim.
1950’li yıllarda büyük sosyal sorunlarımızın olduğunu ancak o dönemde kapınızı kilitlemenize gerek olmadığını söyleyen Holte, bu dönemin gerçekten kendisine hitap ettiğini dile getiriyor
Katrina ve eşi Lars, bir aile kurmak için sabırsızlandıklarını ve dört çocuğa sahip olmak istediklerini söylüyor
Çiftin, çocukları da 50’li kıyafetler giyecek ancak büyüdükçe kendi tercihlerini yapabilecekler.
Kaynak: 1