İstanbul, seçmece filmler ve seçmece konserlerle dolu yoğun bir haftaya giriyor. 30 Nisan Dünya Caz Günü ile Nisan’a veda ederken İşçi Filmleri ile Mayıs’ı karşılıyor, Tiyatro Festivali ile yaza yelken açıyoruz. Üstüne bir de canlı canlı Steven Wilson çıkıyor ki sahneye, karnımızdaki kelebeklere engel olamıyor, onlarla birlikte biz de uçmaya başlıyoruz.
Herkese iyi hafta sonları, iyi haftalar dileriz.
1. Müzik – Get Closer presents: Katermukke Nacht | 29 Nisan
Kloster / saat 22.00
Berlin’in kıymetli plak şirketlerinden Katermukke, Generic Music’in çok odalı parti projesi Get Closer’ın konuğu oluyor. Katermukke’nin bol meyve veren prodüktörlerinden Dirty Doering, listelerde teknonun itibarını yükselten yeteneklerden Sascha Braemer, Braemer’le kafa kafaya verip harikalar yaratan Niconé ve akla takılan dans ritimlerinin taze uygulayıcılarından Britta Arnold şehrimize Berlin havası getiriyor.
2. Müzik – Sons of Kemet | 30 Nisan
garajistanbul / saat 22.30
Londra’nın katmanlı post-jazz sahnesinden yükselen Sons of Kemet; saksafon, klarinet, tuba ve iki davul eşliğinde modern caz’ı Afrikan ritim müziği ve Caribbean folkla baharatlandırıyor. Deneysel ve doğal halleri ile sokak müziği tadında New Orleans havası estirmekten de geri durmuyor. MOBO ve Gilles Peterson ödülleri dahil, kuruldukları 2011 yılından bugüne ödüllerle taçlandırılan leziz topluluk, Dünya Caz Günü’nde şehrimizde.
3. Müzik – Alfredo Rodríguez Trio + Korhan Futacı ve Kara Orkestra | 30 Nisan
Babylon Bomonti / saat 22.00
Dünya Caz Günü’ne yaraşır bir başka etkinlik de Kübalı caz piyanisti Alfredo Rodríguez ve trio’sunu getiriyor huzurlarımıza. Caz ve doğaçlama güzellikleri ile dinleyiciyi şiirsel hazlara taşıyan Rodríguez, Quincy Jones’un keşfedip birlikte çalıştığı nadide yeteneklerden. Alfredo Rodríguez Trio’dan sonra sahneye, canlı performansına doyamadığımız Korhan Futacı & Kara Orkestrası çıkıyor. Haberiniz olsun, efendim.
4. Müzik – Boom Carnaval II | 30 Nisan
Maslak Arena / saat 14.00
İlki geçtiğimiz sene yapılan Boom Carnaval’ın ikincisi bu hafta sonu gerçekleşiyor. Etkinlik, elektronik müzik meftunlarına 10 saat boyunca kesintisiz müzik vaat ediyor. Hollandalı elektro house ikilisi Firebeatz, house’un progressive icracılarından Deniz Koyu ve Rus ikili Matisse & Sadko bu seneki Boom Carnaval’ın dikkat çekici konukları arasında. Etkinlik detayı ve program için şuraya.
5. Festival – 11. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali | 1 – 8 Mayıs
10 sene önce ‘Üretin, gösterelim!’’ şiarı ile yola çıkan, şehrimizin el üstünde tutulası alternatif festivallerinden İşçi Filmleri Festivali; bizleri yarışmasız, ücretsiz ve alternatif filmlerle buluşturmaya devam ediyor. 11. yılında ‘Barbarlığa karşı umut öyküleri’ temasını seçen festivalde yurtiçi ve yurtdışından 60’a yakın film gösterilecek. Festival kapsamında gerçekleşecek tüm etkinlik ve gösterimlerin her zamanki gibi ücretsiz olacağını hatırlatıp sizleri detaylı program için şuraya alalım.
6. Müzik – Steven Wilson | 2 Mayıs
Zorlu PSM / saat 21.00
Progressive’in yüz akı, Porcupine Tree’nin babası, enstrümanların efendisi, müzik insanı… Kelimelerin anlatmaya yetersiz kaldığı, işleyen demir, katmerli deha… Steven Wilson Pazartesi akşamı İstanbul’da. Güçlü kalamıyoruz.
7. Festival – 20. İstanbul Tiyatro Festivali | 3 – 28 Mayıs
Hazır, şehri teslim alan film festivallerinin yoğunluğu azalmışken; Mayıs’ı teslim alacak Tiyatro Festivali ile yeniden tempoyu yükseltiyoruz. Yurt içinden 23, yurt dışından 9 oyunun perde açacağı festival programında, 21 Türkiye bir de dünya prömiyeri gerçekleşecek. Program dahilinde birçok söyleşi, atölye ve sergiye de ev sahipliği yapacak festival, Salı akşamı Samuel Beckett’in Godot’yu Beklerken oyunu ile açılış yapıyor. Etkinlik detayı için şuraya.
8. Müzik – Matt Simons | 4 Mayıs
Babylon Bomonti / saat 21.30
Şarkıcı-söz yazarı bolluğunun süregeldiği ‘indie’ çevrelerden alnının akıyla çıkıp ismini duyuran, bununla da yetinmeyip okyanus ötesine, Avrupa listelerine yelken açan Matt Simons; Stevie Wonder gibi müzisyenleri sıklıkla dinlemenin etkisi ile olacak piyano bazlı pop-rock şarkılarını caz ve R&B dokunuşlarla zenginleştiriyor. New York merkezli müzisyen, Çarşamba akşamı İstanbul’da.
9. Müzik – Yasmin Levy | 5 Mayıs
Zorlu PSM / saat 21.00
Ortak geçmişlerden, tanıdık enstrümanlardan ama en çok kulağa mütemadiyen ağlıyormuş gibi gelen vokallerden ötürü sanırız, çok seviyor memleket dinleyicimiz Yasmin Levy’i. Ladino’nun İspanyolca arabesk tadında, içli yıldızı Perşembe akşamı yine yeniden şehrimizde.
10. Müzik – Hilary Hahn & Cory Smythe | 5 Mayıs
Cemal Reşit Rey Konser Salonu / saat 20.00
Klasik keman meftunlarının ağızlarına layık bir etkinlik var sırada. 2001 yılında Time dergisince ‘Amerika’nın En İyi Genç Klasik Müzisyeni’ olarak adlandırılan Hilary Hahn, Amerikalı piyanist Cory Smythe ile şehrimizi ziyaret ediyor. Belki hatırlarsınız; Hahn, M. Night Shyamalan’ın The Village filminin müziklerindeki soloları ile dinleyeni büyülemiş, filmin müzikleri Oscar adaylığı kapmıştı.
Geçtiğimiz sene, ‘In 27 Pieces: The Hilary Hahn Encores’ projesi ile bir de Grammy kazanan Hilary Hahn & Cory Smythe ikilisnden, iştah kabartıcı bir keman ve piyano resitali beklemekteyiz.
11. Sinema – Brooklyn | 29 Nisan
1950’lerin fakir İrlandası’ndan geçim derdi peşinde New York’a göçen Eilis, memleket özlemi ve yeni bir şehirde ayakta kalabilme mücadelesi ile cebelleşirken ummadığı anda karşısına çıkan bir gençin aşkı ile değişir her şey. Ve fakat beklenmedik sürpizlerle kendisini takip eden geçmişi, Eilis’e boyunu aşan seçimler yaptıracaktır.
Nick Hornby’nin, Colm Tóibín’in aynı isimli romanından uyarladığı ve biricik İrlandalımız John Crowley’in yönettiği film, izleyiciye ayakları yere basan bir gerçeklik hissi aşılarken, ‘aşk alışkanlık mıdır’ yoksa ‘alışkanlıklar mı aşkı yaratır’ sorularını sordurmaktan geri durmuyor. Bu seneki Akademi ödüllerinde kaptığı üç Oscar adaylığı ile de pek çok konuşulan film, bu hafta vizyonda.
12. Sinema – Yeni Ahit / ‘Le tout nouveau testament’ | 29 Nisan
Bu hafta vizyona giren filmler arasından ‘görmezsek olmaz’ dedirten bir diğer film de; Yeni Ahit. Cannes’da gösterildiğinde büyük bir ilgiyle karşılanan film, ailesiyle birlikte Brüksel’de bir apartman dairesinde ikamet etmekte olan Tanrı’yı konu ediniyor.
Tanrı’nın baş belası kızı, üstüne vazife olmayan kayıtlara burnun sokup tüm insanlığa ölecekleri tarihi bildirdiğinde de işler fazlasıyla fantastik bir boyut kazanıyor. Yönetmenliğini Mr. Nobody’den tanıyıp sevdiğimiz Jaco Van Dormael’in yaptığı bu kara komedi, zekice işlenen hikayesi ile eleştirmenlerin favorilerinden. Filmekimi‘nde kaçıranlara duyurmuş olalım.