Utanç dolu bir ülke gündemi ve bir kuyuda yolunu bulmaya çalışan adalet sisteminin gölgelere boğduğu olaylı, sallantılı ve de üzücü bir haftayı geride bıraktık yine. Bir nevi oksijensizlik hissiyatı içinde nefessiz kalmış gibiyiz. Tam da bu yüzden her zamankinden çok kendimizi şehre atmanın zamanı şimdi. Film izlemek, müzikten güç almak, yeni dünyalar keşfetmek ve nefes almak zamanı. Görmek, duymak ve bilmek için…
1. Konser – Flunk / 23 Ocak
Salon İKSV / saat 22.00
Gerek yoğunluk gerek yorgunluk nedeniyle arafta kalınıp bir hayli uyuşmuş hissedilen zamanlarda; günü kurtaran, müzik çalarlarda 3. ve hatta 5. tekrarlarla kombo yaptıran Oslolu güzel insanlar; Flunk geliyor.
Kardeş İskandinav tınılarına göz kırpan etkileyici vokaller, bulutlu bir sakinlik hissi veren elektronik ritimler, New Order’dan Radiohead’e birbirinden leziz aranjmanlar… Kollarımızı açtık bekliyoruz.
2. Müzik – Now + Pleasurekraft Presents: Kraftek Showcase / 23 Ocak
indigo / saat 23.30
ABD’li Kaveh Soroush ve İsveçli Kalle Ronngardh’ın hem duygulara hem akla hitap eden biricik projesi Pleasurekraft bu Cuma gecesi İstanbul’da. Deep, underground, minimal… En hasından donatıyorlar el attıkları her bir kabini. Öylesine baştan çıkarıcı bir groove ki, siz farkına varmadan bedeniniz dans etmeye başlıyor.
3. Müzik – Two Door Cinema Club (DJ Set) / 24 Ocak
KüçükÇiftlik Park / saat 19.00
2010 yılında “Tourist History” diye bir album çıkarıp ortalığı sallayan bu Kuzey İrlandalı üç genç, o gün bugündür dur durak bilmeden dans ettirmeye devam ediyor. Alınan ödüller ve gezilen festivaller arasında bir de solist Alex Trimble’ın Londra Olimpiyatları açılış töreninde Underworld’den Rick Smith’e yarenlik ettiği “Caliban’s Dream” performansı var.
Lafı uzatmayalım. İstanbulluların da pek sevdiği bu üçlü, Cumartesi akşamı DJ setleri ile birlikte şehrimizde olacaklar. Kaan Düzarat ve Ah! Kosmos da etkinlikte boy gösterecek diğer isimler.
4. Festival – 4. Pembe Hayat KuirFest / 23 – 25 Ocak
Beyoğlu Pera, Kadıköy Moda Sahnesi, İstanbul Modern Sinema
Bugüne dek Ankaralı izleyicilerin yüzünü güldüren ve biz İstanbullulara derinden iç geçirten KuirFest, nihayet bu sene İstanbul’a da uğruyor. Festivalin açılış filmi de, Cannes’da Kuir Palmiye’yi kazanan, Matthew Warchus’un ‘Pride’ filmi oluyor.
LGBTT Dayanışma Derneği’nin düzenlediği festivalin dördüncüsü ayrımcılık, dayanışma, direniş ve aşk gibi konulara değinerek yine LGBTİ bireylere yönelik ayrımcılığa ve şiddete dikkat çekecek. Festivalde leziz bir film seçkisinin dışında müzik ve atölye etkinliklerine de yer verilecek. Ayrıntılı bilgi ve etkinlik takvimi için programı bir güzel incelemekte fayda var.
5. Tiyatro – Smashed by Gandini Juggling / 24 Ocak – 1 Şubat
Zorlu PSM
Kuruldukları 1992 yılından beri 40’tan fazla ülkede 2500’den fazla gösteri gerçekleştiren Gandini Juggling, bir süre için şehrimizde. Dillere destan birçok deneysel gösteriye imza atan ekip, en çok konuşulan ve en beğenilen şovlarından ‘Smashed’ ile çıkacak İstanbullular’ın karşısına.
Topluluk, Pina Bausch’un şovlarından aldıkları ilhamla, çağdaş dansı teatral jonglörlüğe sentezliyor. Havada uçuşan elmalar ve objelerle pek de sakin geçmeyen bir ikindi çayı ambiyansı sunacak ‘Smashed’i daha evvel canlı canlı izleyenler, anlata anlata bitiremiyorlar. Belirtelim.
6. Festival – Bant Mag. Sunar: Demonation Festivali No:5 / 24, 25 Ocak
Babylon / saat 21.00, 19.00
Ülkemizin bağımsız sahnelerinin müstesna isimleri Demonation Festivali’nde bir araya gelmeye devam ediyor. Bu sene 5.si düzenlenen festival, Cumartesi ve Pazar günleri gerçekleşecek.
Can Güngör, Selim Saraçoğlu, Peygamber Vitesi, İki Direk Arası Temaşa, Can Kazaz ve Kalben sahne alacak isimler arasında. Ayrıntılı bilgi için buraya.
7. Festival – Uluslararası KısaKes Kısa Film Festivali / 26 – 28 Ocak
Bahçeşehir Üniversitesi, Saint Benoit Fransız Lisesi, Feriye Sineması, Ortaköy Kültür Merkezi
Üniversite öğrencilerine sosyal ve sanatsal bir platform kurabilmek amacı ile yine üniversite öğrencilerinin hayata geçirdiği KısaKes film festivali bu hafta İstanbul’u ‘kısalarla’ donatıyor.
Festival bünyesinde, 87 ülkeden 1300’den fazla film arasından seçilen 12 yönetmenin finale kaldığını da belirtmeden geçmeyelim. Çeşitli söyleşi ve ‘master class’ın da gerçekleştirileceği festival programına bakmadan plan yapmayın.
8. Tiyatro – Tiyatro Kara Karga: Çukur / 27 Ocak
Kargart / saat 20.00
Vüs’at Orhan Bener’den ‘Bay Muannit Sahtegi’nin Notları’, Sadık Hidayet’ten ‘Kör Baykuş’, Latife Tekin’den ‘Gece Dersleri’…
Birçoğumuzda derin izler bırakan, uzun ve akıcı tartışmalarımıza lokomotif olan bu değerli romanlar bu sefer de bir tiyatro oyununa ilham veriyor. Oktay Emre’nin bu üç romandan hareketle oyunlaştırdığı ‘Çukur’, karakterlerin yaşam pratiklerinin sınırlarını aşarak yasak bölgelere uzanışlarına ve koşulsuz sorgulamalara odaklanıyor.
9. Konser – Solveig Slettahjell & Morten Qvenild / 28 Ocak
Akbank Sanat / saat 20.00
Flunk konserinin üzerine, haftanın bir diğer Norveç esintili etkinliği de Perşemde akşamı gerçekleşiyor. Norveç’in başarılı jazz vokallerinden Solveig Slettahjell, Norveçli piyanist Morten Qvenild eşliğinde, İstanbullu jazz meftunlarına doyumluk bir performans sunmaya geliyor. Slettahjell, jazz çevrelerinde fazlasıyla etkileyici sesi ve kendi grubu Slow Motion Quintet ile kotardığı kayıtlarla tanınıyor.
10. Konser – jj / 29 Ocak
Babylon / saat 21.20
Haftanın en özel etkinliklerinden birine geldi sıra. İsveçli pop ikilisi ‘jj’, ilk İstanbul performanslarını sergilemek üzere şehrimize teşrif ediyor. Kendileri, rafine olan isimleri kadar rafine olan albüm isimleri ile de tanınıyor. Üstüne bir de çeşnili aranjmanlarla donattıkları ‘mixtape’leri ‘Kills’ var.
Hipnotize edici vokaller ve dimağa yapışıp kalan leziz melodilerden hemhal ‘jj’, aktif oldukları 2009 yılından beri artan bir hızla dinleyici kazanırken eleştirmenlerin de favorilerinden oldu. Bu duruma kayıtsız kalamayıp kendileriyle güç birliği yapan Secretly Canadian sağolsun, şu günlerde ‘İsveç pop’ müziği denildiğinde akla gelen isimlerin başındalar.
11. Sergi – ‘Muhtıra’dan ‘Ece Ajandası’na Kağıtçı Ailesi / Son gün 31 Ocak
Milli Reasürans Sanat Galerisi
Ajanda dendi mi aklımıza ‘etkinlik takvimleri’nden önce gelen bir şey varsa o da ‘Ece Ajandası’dır. Evinizde ya da bir akrabanızda o da olmadı bir komşuda illa rastlamışlığınız vardır bu çoğunlukla kara kaplı ve ciddi görünümlü deftere.
Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünden Cumhuriyet’in ilanına tarihimizin önemli dirsek noktalarına tanık olan Ece Ajandaları ilk olarak 1910 yılında Mehmet Sadık Kağıtçı Bey tarafından yayınlanmıştı. “Bir Defterin Arkasındaki Büyük Aile: ‘Muhtıra’dan ‘Ece Ajandası’na Kağıtçı Ailesi” sergisi de, bu özel ajandadan belgesel niteliğinde örnekler sunuyor. İlgililere hatırlatmak istedik çünkü sergi son haftasına giriyor.