Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim’in son açıklamaları gündeme bomba gibi düştü. Terim’in savunduğu görüşe göre, daha önceden çalıştığı İtalya’da örneklerine sık rastlanan rakipler arası transferler Türkiye’de de yapılması gerekmekte. Hem taraftarların ilgisinin artırması hem de medyada büyük yankılar yaratması açısından önem arz eden bu tarz değişimler Mayıs ayında sonucu etkileyebilecek ölçekte dengeleri değiştirebiliyor. Bugün sonuçlanması beklenen Gonzalo Higuain transferi ile başlayıp geçmişten günümüze rakipler arasında transfer yaparak dengeleri değiştiren sansasyonel transferlerden bazılarına göz atalım.
1. Gonzalo Higuain
İki sezon önce Napoli’de geçirdiği harika sezonların ardından üstelik hatrı sayılır bir bonservis ücreti ile Juventus’un yolunu tutan tangocu, Çizme’nin güneyinde taraftarlar tarafından büyük tepkiler görmüş ve şampiyonluk hayalleri kuran Napoli taraftarları tarafından hain ilan edilmişti. Yeni takımıyla da gollerini sıralamaya devam eden Higuain, bugün Milan için sağlık kontrollerinden geçti ve çok kısa bir süre içinde imzaların atılması an meselesi. Arjantinli golcü Milan’ı eski günlerine döndürmeye ne kadar katkı sağlayabilecek hep birlikte izleyip göreceğiz.
2. Leonardo Bonucci
Geçen senenin transfer döneminde Juventus’un savunma tandeminin en önemli isimlerinden Bonucci’nin takımdan ayrıldığı haberi manşetlerden duyurulduğunda futbol dünyası bu haberle çalkalanmış ve bu hamlenin hem Milan ve Juventus takımları hem de oyuncunun kendisi için nasıl bir sonuç doğuracağı merak konusu olmuştu. 2017-2018 sezonu Milan’ın planladığı gibi ilerlemedi ve Bonucci de kişisel hedeflerine ulaşamadı ve mutsuzluğu tüm sezon boyunca – kazandığı yüksek miktara rağmen – adeta yüzünden okundu. Juventus da beklendiği üzere Serie A şampiyonluğuna ulaşmayı bir kez daha başardı ama asıl hedefleri olan Şampiyonlar Ligi kupasına erişemediler. Beklenen takas gerçekleşirse Bonucci’yi yeniden siyah beyazlı formayla göreceğimiz günler uzak değil.
3. Zlatan Ibrahimovic
Tüm kariyer hikayesi yazmak yerine İtalya macerasına odaklanmak daha iyi olacak sanırım. Zlatan isimli kitabında detaylı bir şekilde anlattığı süreçlerden geçen kendi görüşüne göre yarıtanrı olan insan azmanı Ibrahimovic, çizme futbolunun en çalkantılı dönemlerinde hem dünya hem de İtalya futbolunu kasıp kavurdu. Menajeri Riola’nın içerisinde bulunduğu ortamı ne kadar iyi okuduğunun kanıtı niteliğindeki kariyer hamleleriyle italyan futbolunun marka değerine değer kattı ve haber niteliği taşıyan medyatik açıklamları ile dünyanın en çok tanınan futbol simalarından biri olmayı başardı. Sıradışı fiziği ve akla hayale sığmayan hareketleriyle her zaman gündemde kalmayı başaran Zlatan şu sıralar futbol hayatını yeni kıtada futbolu yaygınlaştırmak üzerine yoğunlaştırmış olsa da vakti zamanında Juventus ile başladığı İtalya kariyerinde Inter ve Milan formaları ile de az sayıda futbolcunun yazabileceği bir hikaye yazmayı başardı. Kendini hem sevdirip hem nefret ettirmeyi başaran tekvandocu göçmen listemizin olmazsa olmazlarından.
4. Andrea Pirlo
Çok kişinin bilmediği bir geçmişe sahip “Maestro” lakaplı futbolcu ilk olarak Inter Milan’da hücuma dönük orta saha olarak başladığı kariyerinde İtalyanların önemli hocalarından Carlo Ancelotti’nin ondaki cevheri keşfetmesiyle bir anda başlamadan bitmek üzere olan kariyerinde kendisini ezeli rakip Milan’da bu sefer defansif orta saha pozisyonunda sahada buluverir. İşte dünya futbolu için de önemli bir dönüm noktası olan bu hamle italyan futboluna da şekil verir. Efsane Milan kadrosunun değişmezlerinden biri olarak Gennaro Gattuso ile çok iyi bir ikili olan Pirlo, sakin yapısı ve keskin oyun görüşü ile fark yaratır ve forvet oyuncularına adeta gözü kapalı pasörlük yapmaya başlar. Milan’da geçirdiği başarılı yıllar sonunda – tam da kariyeri bitti diye düşünülmeye başlanmışken – Juventus ile anlaşır ve 4 sezon boyunca kendisinin bittiğini düşünenlerin aksine her şeyin beynimizde bittiğini tüm dünyaya hatırlatmış olur.
4. Filippo Inzaghi
95-96 sezonunu Parma’da ve 96-97 sezonunu Atalanta formalarıyla geçiren “Pippo” lakaplı futbolcu ilk büyük transferini Juventus takımına yaparak burada başarılı 4 sezon yaşamıştı. Gol yollarındaki etkili performansı İtalya’nın bir diğer büyük takımı Milan’ın transfer komitesinin de dikkatinden kaçmamış olmalı ki 2001/2002 sezonunun başında 11 sezon sürecek olan serüvenini başlatacak imzayı atarak futbol hayatını Milano’da devam ettirme kararı aldı. Fırsatçılığı ve gol yollarındaki güçlü sezgileri sayesinde hücum hattında bitiriciliğine en çok güvenilen İtalyan forvetler arasında kendisine her zaman yer bulan Inzaghi kulüp takımlarında kaydettiği sayısız golün yanında milli takım için de vazgeçilmezler arasında oldu. Sık sık ofsayte kalmasıyla kötü bir üne de sahip olan Filippo, 9 numara deyince akla gelen ilk futbolculardan ve şu sıralar Bologna takımının başında.
5. Ronaldo
Dünya futbolunun en iyi forveti olarak gösterilen Brezilyalı “gerçek” Ronaldo, doğrudan bir transferle olmasa da listemizde olması gerekenlerden. Kariyerinin en önemli transferlerinden biri olarak Inter Milan’a imza atan sansasyonel yıldız, bacağının kırılması ile beklenen etkiyi yaratamadığı belki de kariyerinin en güzel yıllarında İtalya’yı büyülemesi beklenirken revir köşeleri ve tedaviyle geçirmişti çizmedeki zamanının büyük bir kısmını. Real Madrid yıllarının ardından İtalya’ya bu kez kırmızı siyahlı formayla ve biraz daha yaşlı ve yavaşlamış döndü ancak İtalyan futbolseverleri kendisinden ve gollerinden mahrum bırakmamayı bildi. Onu izlemek Milano’nun bir yarısı için ne ifade ediyorsa diğer yarısı için de aynı şey demekti. Tarihin en iyisine, en yeteneklisine çıplak gözlerle ulaşabilmek tüm futbolseverlerin rüyasıydı.
6. Christian Vieri
Torino’da başladığı kariyerinde Atalanta, Juventus, Atletico Madrid, Lazio gibi takımların formasını giydikten sonra en istikrarlı dönemini Inter Milan formasıyla geçiren Christian Vieri 6 sezon formasını terlettiği Milano ekibi ile 100’ün üzerinde gol atma başarısı gösterdi. Kişisel problemleri ve yaşının ilerleyişiyle düşüşe geçen kariyerinde Milan formasını da yarım sezon giydikten sonra 2004-2005 sezonunun ikinci yarısında da Monaco macerasına atılan Vieri, 2005-2006 sezonun bitişiyle ülkesine geri dönerek Atalanta ve Fiorentina formaları ile Serie A’da boy gösterdi. Son olarak Atalanta’da bir sezon daha top koşturduktan sonra kariyerine bu takımda nokta koydu. Futbolu bıraktıktan sonra kilo almış ve eski görüntüsünden uzak olsa da hayır etkinliklerinde attığı şık goller içgüdülerinin hala eski günleri aratmadığını gösteriyor.
7. Hernan Crespo
Parma’da başlayan yolculuğunu yine Parma’da bitirdi ancak arada dolaştığı takımlar saymakla bitmiyor. 4 sezonun ardından Lazio’ya geçerek Roma atmosferini de tadan Crespo, 2 senenin sonrasında Inter deneyimini yaşadı. Premier League deneyiminde Chelsea’nın yeni yapılanmasında kendisine yer bulan ancak umduğunu bulamayan tehlikeli forvet, Milano’ya geri dönerek bir sezon boyunca Milan formasını kiralık olarak giydi. Bir sezon daha Chelsea’de şansını deneyen Arjantinli yeniden Inter’e dönüş yaptı ve 3 sezon gollerini mavi siyahlı ekip için sıraladı. Sonrasında Genoa forması ile istikrardan uzak bir görüntü çizen yetenekli forvet kariyerinin sonu için seçimini ilk göz ağrısı Parma’dan yana kullandı ve kariyerine noktayı bu takımda koymayı tercih etti.
8. Roberto Baggio
Şimdi biraz nostalji! İtalya’nın ’90 Dünya Kupası finalinde kaçırdığı penaltı ile hafızalardaki tazeliğini halen koruyan Roberto Baggio, futbolculuk kariyerine Fiorentina takımının mor formasını 4 sezon boyunca giyerek başlar. ardından 5 sezon boyunca Juventus forması giydikten sonra Torino’dan Milano’ya geçer. Kırmızı-siyahlı Milan ekibinde 2 sezonun ardından 97-98 sezonunda bir senesini Bologna’da geçirir. Milano’ya dönüşü bu kez şehrin mavi-siyahlı ekibi Inter Milan içindir. 2 sezonluk Inter macerasından sonra kariyerinin son hamlesini yaparak ligin mütevazi ekiplerinden Brescia’nın yolunu tutar ve son 4 sezonunu da burada geçirir. Kalıplara sığmayan, eksantrik kişiliğiyle ön plana çıkan Roberto, İtalyan futbolunun yetiştirdiği en yetenekli ve sıradışı oyunculardan biri olmasına karşın saçları ve kaçırdığı penaltı ile hatırlanmaktan kurtulamayacakmış gibi gözüküyor.