Türkiye’nin karanlık sayfalarından biri; 10 Ekim 2015. Yüzlerce vatandaşımızın yaşamını yitirdiği, bir o kadarının da yaralandığı 10 Ekim Ankara Gar Katliamı’nın üzerinden tam 5 sene geçti. Ancak yakınlarını kaybedenlerin acısı dinmedi, dinmiyor. Her sene olduğu gibi bu sene de acılı aileler kaybettiklerini anıyor. 10 Ekim’de ne olmuştu, Türkiye’nin en ölümcül bombalı intihar saldırısı olarak anılan Ankara Gar Katliamı nasıl gerçekleşti?
10 Ekim 2015 Türkiye için unutulmaz günlerden biri. O gün gerçekleşen bombalı saldırılarda tam 107 vatandaşımızı kaybettik. Türkiye’nin en ölümcül bombalı intihar saldırısı olarak kayda geçen saldırıda 3 saniye arayla 2 patlama gerçekleşti
IŞİD’in düzenlediği saldırılar sonucu 3 günlük ulusal yas ilan edildi. O gün neler yaşandı?
Temmuz 2015’te, hükûmetin Türkiye’yi Suriye’deki savaşa dahil etmesine karşı çıkan Halkların Demokratik Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri ile bazı sendika, meslek örgütü, vakıf ve platformların desteklediği Barış Bloku ortaya çıktı. Blok bu tarihten itibaren çeşitli miting, protesto ve yürüyüşler düzenledi. Ekim’e gelindiğinde, 10 Ekim’de Ankara Garı önünde yapılacak olan Emek, Barış, Demokrasi Mitingi için Barış Bloku destekçileri DİSK, KESK, TMMOB ve TTB tarafından katılım çağrısı yapıldı.
10 Ekim’de DİSK, KESK, Türk Tabipleri Birliği, TMMOB, HDP ve pek çok sivil toplum örgütünün katılımıyla Barış Mitingi düzenlendi
Fakat yürüyüş başladan önce, 107 kişinin hayattan kopmasına neden olan o patlamalar gerçekleşti. Saatler 10.04’ü gösterirken, Altındağ ilçesinin Ulus semtindeki Ankara Garı kavşağında 3 saniye arayla 2 bomba patlatıldı
Olaya dair görüntüler kısa sürede basına sızdı ve paylaşılmaya başlandı. İçimizi yakan o görüntülere RTÜK yayın yasağı getirdi. Sosyal medyaya erişim engellendi. Bu sırada, yaralılara yardım etmek isteyen göstericileri polis alandan çıkartmaya çalıştı
Göstericilerin polis tarafından engellenmesi ise o kaos ortamında bir de protestoya neden oldu. Polis ise protesto nedeniyle göstericilere tazyikli su ve biber gazı ile müdahale etti.
Olaydan sonra ilk incelemeler üzerine bir değerlendirme yapan Ankara Cumhuriyet Başsavcısı, iki canlı bomba olma ihtimali üzerinde durulduğunu söyledi. Olayın hemen sonrasında bilinen herhangi bir örgütün saldırının sorumluluğunu üstlenerek açıklamada bulunmaması, olası failler üzerine spekülasyona yol açtı
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli, saldırıların 2015 Temmuz ayında Suruç’ta gerçekleştirilen patlama ile benzerlik taşıdığını belirterek saldırıdan Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD/DEAŞ) örgütünün sorumlu olabileceğine işaret etti.
Olayda kullanılan bombaların Suruç’ta meydana gelen saldırıda kullanılan patlayıcı ile büyük benzerlik taşıdığının belirlenmesi, iki olay arasında bir potansiyel bağlantıya işaret etti.
107 kişinin hayatını kaybettiği 500’den fazla kişinin ise yaralı kurtulduğu terör saldırısının faillerinin yargılanmasına ise 7 Kasım 2016’da Ankara Adliyesi’nde başlandı
35 sanık hakkında 101 kez ağırlaştırılmış müebbet cezası istendi. Ancak sanıkların büyük kısmı yakalanamadığı için duruşmada 15’i tutuklu, 4’ü tutuksuz 19 kişi hazır bulundu. Nitekim sanıklardan biri IŞİD ile bağlantısı olduğunu kabul etti. 3 Ağustos 2018’de görülen 19’u tutuklu 17’si firari 36 sanığın yargılandığı katliam davasının duruşmasında ise mahkeme, 36 sanık arasındaki tutuklu 19 kişiye 7,5 yıl ve 101 kez ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen sürede hapis cezaları verdi. 10 Ekim Ankara Katliamı’na ilişkin 16 firari sanık ve “insanlığa karşı suç işlemek” ile yargılanan Erman Ekici yönünden ise açılan dava halen sürüyor.
Ancak, Türkiye hala 5 yıl önce kaybettiği 107 vatandaşının acısını yaşıyor. Ankara Katliamı’nın 5. yılında yakınlarını kaybedenler anmak için 10.04’te Ankara Garı’nda olmak istiyor ancak pandemi nedeniyle Türkiye genelinde eylem ve etkinliklere izin verilmiyor
10 Ekim Katliamı’nda eşi Uygar Coşgun’u kaybeden 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun, geride kalan beş yılın kendileri için çok daha uzun bir zaman dilimi olduğunu belirterek;
“Kucaktaki bebeğiniz büyüyor okullu oluyor. Eğer orta yaşlıysanız yaşlı, yaşlıysanız iyice yaşlanmış oluyorsunuz. Takvimsel karşılığı beş yılın çok büyük. Biz hala beş yılın geçtiğine inanamıyoruz” dedi.