Yükselen öğrencilik statüsü, yuvadan bu kez çok uzaklara uçacak bir kuş, tatlı bir heyecan…
Nasıl hissettiğinizi anlayabiliyoruz. Yurtdışında master yapacaksınız; içiniz kıpır kıpır. Yeni şehir, yeni bir kültür, yeni insanlar; yeni hayat! Bu yıllar belki de öğrencilik hayatınızın en güzel, en unutulmaz yılları olacak!
Yurtdışı görmüş, “veni, vidi, vici” demiş dostlarla konuştuk ve hayatınızın bu en önemli deneyimini “bir peri masalı”na –abartıya bak abartıya- dönüştürecek pratik bilgileri babamızın hayrına tek yazıda zip’ledik. Açın, okuyun, feyiz alın!
Huzurlarınızda yurtdışında master yapma hayalindeki dostlara tavsiyelerimiz.
Konuş, konuş diyorum sana!
IELTS veya TOEFL’ı geçip kendinizi yurtdışında master yaparken bulduğunuzda havaya girip “İngilizcem bir harika dostum” diyebilirsiniz. Elbette iyi bir İngilizceniz var; ona ne şüphe! Ama mühim olan o harika (!) İngilizcenizi olabildiğince mükemmelleştirmek ve akademik hayatta fark yaratmak değil mi? Aksanınızı geliştirmek için alakalı alakasız her konuda, herkesle sohbet etmeye bakın. Böylece yabancılığınızı üstünüzden atıp sosyalleşirsiniz de… Yabancı dilinizi pekiştirirken yeni arkadaşlar edinmek eminiz çok zevkli olacak.
İmaj hiçbir şeydir, bilgi her şey
Tamam cool’sunuz, cantisiniz, herkesten çok şey biliyorsunuz. Ama siz yine de gittiğiniz ülkeyi ve şehri etraflıca araştırın; tarihini, kültürünü, yeme-içme alışkanlıklarını, resmi tatil günlerini, trafik kurallarını, her şeyi… Elin yaban ellerinde bu bilgiler, imajınızdan çok daha fazla kolaylaştıracak hayatınızı. Ayrıca insanlarla konuşurken verdikleri bilgileri not edebilirsiniz; bunda herhangi bir sakınca yok. Bu diyaloglar sırasında edindiğiniz pratik bilgiler emin olun hiç ummadığınız anlarda hayatınızı kurtaracak.
Teknolojiyi kullanın
Gün geçmiyor ki mobil aplikasyonlara bir yenisi daha eklenmesin. Cep telefonuna yükleyeceğiniz map/guide (harita/rehber) türü uygulamalar sizi “nereye gidiyorum ben” stresinden uzaklaştırır. Böylece doğal olarak ilk başlarda yabancılık çekeceğiniz şehirde -kaybolmazsınız demiyoruz- daha az kaybolursunuz. Otobüs saatleri, trafik durumu, metro ağı haritası ve durak noktalarını gösteren, işinize yarayacak pek çok aplikasyon galerilerde, hayatınızı kolaylaştırmayı bekliyor.
Vakit nakittir
Neden bir yandan master yaparken bir yandan da çalışmayasınız ki? Bunun için “Oraya yatmaya mı gittin, çalış harçlığını çıkar, ben de vaktizamanında…” diye ahkam kesen bir babaya ihtiyacınız yok. Yurtdışındaki pek çok genç, eğitimine bu şekilde devam ediyor. Okul masraflarını çıkarmak bir yana gezmek ve yurtdışında master yapmanın diğer avantajlarını yaşamak için daha çok paranız olsa fena mı olur? Çok okuyan mı, çok gezen mi bilir demişler? Okuma kısmı tamam; gezmeye ise para lazım. O halde sıvayın kolları; daha çok çalışın, daha çok kazanın, daha çok gezin!
Ulaşım hayattır
Özellikle İstanbul’da yaşamış olanlar bilir. Eğer büyük bir şehirde yaşıyorsanız ulaşım bir hayat memat meselesidir. Kötü trafik ve şehri iyi bilmemek para, vakit ve enerji kaybettirir insana. Yolları ve trafiği ne kadar kötü olursa olsun her şehrin kestirme yolları, pratik aktarma noktaları, birtakım ulaşım avantajları vardır. Turistlerin çoğu bunları bilmez. Ama unutmayın ki siz turist değilsiniz; en az bir ortalama iki yıl boyunca bu şehirde yaşayacaksınız. Ulaşımla ilgili bilgi edinin, varsa öğrenci tarifelerinden yararlanın.
Ucuz uçak bileti candır
Bazı öğrenci arkadaşlar bu konuda doktora yapacak düzeye gelmiş, onlara söyleyecek bir şeyimiz yok. Şapka çıkarıyor ve onlardan feyz almak lazım diyoruz. Elbette bunu anne karnında öğrenmediler; fırsat sitelerini düzenli takip ettiler, aylar öncesinden program yapıp buna sadık kaldılar, saatlerini internette bilgi toplayarak geçirdiler vs… E tabii gençsiniz, kanınız kaynıyor, dünyanın en güzel şehirlerinden birindesiniz ve adı üzerinde ‘ÖĞRENCİ’siniz; gezeceksiniz elbette… Ucuz uçak biletleri sayesinde gününüzü gün edin, akla hayale gelmeyecek denli komik rakamlara dünyayı gezin.
Nerelisin? Shengen’liyim abi!
Shengen vizesinin hakkını verip şöyle bir Avrupa turu, interrail yapalım dediniz. Eğer Kraliçe Elizabeth’in torunu değilseniz ve valizlerinizi taşıyacak bir şoförünüz yoksa size verebileceğimiz en yararlı tavsiye, yola küçük bir sırt çantası veya çekçekli ufak bir valizle çıkmanız olacaktır. Yanınıza kullanımı pratik, her şeyle uyum sağlayabilecek, az yer kaplayan giysiler alın. Ve abartmayın; bir tişörtü iki gün giydiğinizde kimse çıkıp da size Ivana Sert misali “bizimle deyilsın” demeyecek. Öğrencisiniz siz, top model değil!
Skype kullanın
Annenizi her özlediğinizde, sevgilinizin sesini her duymak istediğinizde telefona sarılırsanız bütün bursunuzu GSM şirketine bağışlayacaksınız demektir. Üzülmeyin, kolayı var. Bilgisayarınıza, netbook’unuza, tabletinize ve cep telefonunuza Skype kurun, internet olan her yerde sevdiklerinizle doya doya, beleşe konuşun; hem sesli, hem görüntülü hasret giderin. Graham Bell, Skype’ı görseydi, mutluluktan ağlardı yahu!
Bırakın tecrübe konuşsun
“Ortam göreceğim, memleket göreceğim” diyerek buralara kadar geldiniz. Ama asıl amacınızın master yapmak, geleceğe hazırlanmak olduğunu unutmayın. Başladığınız işi başarıyla bitirmek, master diplomasını almak ve ailenizin biricik gururu olmak için burada olmanın hakkını vermelisiniz. Ama yalnız değilsiniz merak etmeyin. Master için sizden önce gelmiş kişilerden, üst sınıf öğrencilerinden tecrübelerini sizinle paylaşmalarını isteyebilirsiniz. Zorlandığınız noktalarda özellikle sizinle aynı dalda yükseköğrenim gören abilerinize/ablalarınıza danışmaktan çekinmeyin, tavsiyelerine kulak verin. Soru sorun, yardım isteyin; ne de olsa ağlamayan çocuğa meme vermezler.
Burs aramaktan asla vazgeçmeyin
Başarıyla verilmiş sınavlar ve yüksek bir not ortalaması… Nice badireler, uykusuz geceler, stres dolu zamanları geride bırakıp tez aşamasına geldiniz; helal olsun size! Neden bu başarıyı şöyle kallavi bir bursla taçlandırmıyorsunuz? Okula gidip gelirken, araştırma yaparken harcadığınız, bookstore’larda tuğla gibi kitaplara gömdüğünüz paracıklarınızı geri alma zamanı geldi. İster kaldığınız yerdeki kurum ve kuruluşlara başvurun, ister Türkiye’deki eşe dosta haber salın. Aman ha “ben fakir miyim” gibilerinden saçma bir gurura/utangaçlığa kapılmayın. Sırf sizin gibi başarılı öğrencilere destek olmak için ayrılmış yüzlerce fon var; neden faydalanmayasınız ki!
Kendi bütçenizin finansçısı olun
Yurtdışında master yapıyorsunuz. Elbette bazı şeyler ülkenizdekinden daha zor, bazıları ise kolay olacak. İhtiyacınız olan ya da almak istediğiniz bazı şeyler yaşadığınız yerde, Türkiye’dekinden daha pahalı ya da ucuz olabilir. Bunlar ince hesaplar deyip geçmeyin; bu karşılaştırmaları doğru yapmak bütçenizi epey rahatlatabilir. Örneğin o deri ayakkabıyı alma planınızı bayram sonrasındaki indirim dönemine bırakabilirsiniz. Nevresim, yorgan gibi tekstil ürünlerinin fiyatı, Türkiye’de daha uygun; bunları memlekete gittiğinizde alın. Bu arada dolar, avro kurlarını da yakından takip edin.
Yaşasın Couchsurfing kardeşliği!
Hani bazen “İnsanlık bitmiş ayol” dediğiniz anlar gelir ya, işte Couchsurfing insanlığın bitmediğini kanıtlamak için kurulmuş, tamamen konukseverlik konseptli bir iletişim ağı. Bu ağ sayesinde gittiğiniz yerde sizi evinde ağırlayacak insanlar buluyor; böylece otel parasından ve rehberlik hizmeti almaktan kurtuluyorsunuz. Tanımadığınız birinin evinde kalmak başta biraz ürkütücü gelebilir ama bu şekilde dünyayı dolaşan binlerce insan var. Yapmanız gereken tek şey siteye girip üye olmak. Evsahiplerinin ve konukların puanlama sistemiyle değerlendirildiği sitede, kalmak istediğiniz evin sahibinin konukseverliğini sicilinden görebiliyor; o evde daha önce konaklamış olanların yorumlarını okuyabiliyorsunuz. Bu faideli sistemle bir bakmışsınız kendinizi Yeni Zelanda’da bir çiftlik evinde ya da Okinawa’da bir balıkçı kasabasında bulmuşsunuz. Nasıl, harika değil mi?
Kulüplere, topluluklara katılın, sosyalleşin
Sınavlarla cebelleşip tez stresini yaşayan kişi olarak bu size şu anda çok da inandırıcı gelmeyebilir ama emin olun, yerinizde olmayı hayal eden milyonlarca insan var. Derslerden başınızı kaldırdığınız zamanlar da var elbette. İşte bu güzide dönemleri iki insan görmek ve sosyalleşmek için kullanabilirsiniz. Gençlerin takıldığı kafelerde yeni kişiler tanıyabilir, ilgi alanınıza göre okulun öğrenci kulüplerinden birine katılabilir; kendinizi geliştirirken sosyalleşebilirsiniz. Yani anlayacağınız organize işler bunlar. Okulun iletişim ağı varsa üye olun, etkinlikleri takip edin ve gülümseyin; yurtdışında genç olmanın tadını çıkarın!
Bir üst neslimize göre artık yurtdışında master yapmak çok daha mümkün, bir de bu tavsiyelere uyarsanız değmeyiz keyfinize. Evvelden yapmış olanlar da çekinmesin kendi tavsiyelerini yazsın.