Duyduk ki Metallica abiler (hatta amcalar) geliyormuş!
Biz de o zaman ruhumuza en çok işlemiş Metallica şarkılarını bir listeleyelim dedik. Peki sorun bakalım neden listeledik bu şarkıları? Çünkü konserde çalacakları şarkıları, konsere gelenlerin isteklerine göre seçeceklermiş adamcağızlar meğer. Biz de dedik ki getirin peçeteyi!
Huzurlarınızda birlikte büyüdüğümüz ve bu sebeple de beynimize nakşolmuş unutulmaz Metallica şarkıları. Söyleyin onlara bu şarkıları çalsınlar.
Seek & Destroy
http://youtu.be/StRVJO9Zq3o
1983 – Kill ‘Em All
Birlikte büyüdük derken çok da yalan söylemiyorduk aslında, o yüzden listeyi de kronolojik yapalım dedik. Yıl 1983, metal müzik cayır cayır, gençler heyecanlı ve Metallica belki de isim değeri en yüksek metal grubu olarak piyasaya paldır küldür dalar.
For Whom the Bell Tolls
1984 – Ride the Lightning
İlk albümün ardından hiç hız kesmeden hemen ikinci albüm gelir. Müziklerindeki ve genel olarak metal müzikteki isyan, atar, gider ruhunu çok sağlam bir şekilde savaş karşıtlığı olarak yansıtırlar çoğu parçalarına. Her fırsatta (bugün bile) Amerika’nın Orta Doğu ve dünyanın bilinmeyen bölgelerinde ne yaptığını sorgularlar.
Fade To Black
http://youtu.be/IfRY3SsozuM
1984 – Ride the Lightning
Dave’in genç yaşta “ocak dışı” kalması üzerine hâlâ ateşli tartışmalar sürse de biz “çok iyi oldu çok da güzel iyi oldu” diyenlerdeniz. Düşünsenize öbür türlü Megadeth efsanesi olmayacaktı bile. Metallica da Kill ‘Em All ile yaptığı iyi çıkışı Ride the Lightning ile devam ettirerek metal müzik camiasında yerini güçlendirmiştir.
Master of Puppets
1986 – Master of Puppets
Üçüncü albüm Master of Puppets ise piyasaya çıkmasıyla oratlığı kasıp kavurmuştur tabiri caizse. Metallica’yı Metallica yapan ilk albümdür desek olur. Dünya çapında tanınırlık, müzik otoritelerince yapılan çok iyi eleştiriler ve gelmiş geçmiş en güzel enstrümantel şarkılardan biri olan Orion hep bu albümün marifetlerindendir.
Welcome Home (Sanitarium)
1986 – Master of Puppets
Bir yandan düşününce bizim bildiğimiz anlamda heavy metal kavramını oluşturan 3-4 gruptan biridir Metallica. Tabii bu müzik türüne tek başına değil Slayer, Antrax, Megadeth gibi devlerle birlikte öncü olmuşlardır. Bu yüzden de müzik tarihinde yerleri hep çok sağlam olacaktır.
One
1988 – …And Justice for All
Ve o kara olay gerçekleşir, Cliff Burton talihsiz bir kaza sonucu ölür. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Jason’ın kadroya katılmasının ardından yapılan ilk iş ise “…And Justice for All” albümüdür. Albüm dev başarılı olur ancak duyulmayan basları ve yeni basçı Jason’ın sürekli dışlanması sebebiyle çok eleştirilir, Metallica’nın ilk klip şarkısı One da bu albümde yer alır.
Enter Sandman
1991 – Metallica
Black Album olarak da geçen ya da Metallica adıyla anılan albüm ise grubun son büyük kırılmasını yaşatacak albümdür. Bu albüm sayesinde artık “dünyaca tanınan grup” statüsünden “dünyanın en iyi gruplarından biri” statüsüne çıkarlar. Siyah albüm kapağında gizlenen yılanın bu işte payı büyüktür.
Sad But True
1991 – Metallica
Neredeyse dünyaca ünlü tüm şarkılar bu albümde toplanmıştır. Ya da cümleyi şöyle kuralım bu albümdeki tüm şarkılar dünyaca ünlenmiştir. Bunun sebebi sadece pazarlama başarısı değildir tabii ki. Bugün Metallica denilince akla gelen pek çok şey bu albümde oturmuştur.
The Unforgiven
1991 – Metallica
Meğerse bu filmin devam filmleri çekilecekmiş ancak pek çok devam filminde olduğu gibi hiçbiri de ilk film kadar vurucu olmayacakmış. Daha ikincisini içimize sindiremeden üçüncüsünü de çıkartmış ihtiyarlar!
Wherever I May Roam
1991 – Metallica
Dediğimiz gibi albümdeki efsane şarkılar bitmek bilmiyor. Artık trash metal yıllarının geride kaldığının da sinyalini veriyordu bu albüm bir yandan. Grubun efsane İnönü konseri de bu albümün ardından Wherever I May Room adıyla başlayan turne dahilindedir. Turnenin bir yerinde Guns N’ Roses da seyahate katılınca turnenin adı Nowhere Else to Roam olur.
Nothing Else Matters
http://youtu.be/Tj75Arhq5ho
1991 – Metallica
Genç kardeşim ne olur gitar öğreneceksen artık başka şarkılardan başla, başka bir yolculuk yap. Yıl olmuş 2014, hâlâ 91 model şarkıyı çalacam diye zorluyorsun. Haydi başı kolay boş tellerde takılmaca, ya sonra? Eşini dostunu da tüm dünyayı da soğuttunuz güzelim şarkıdan, az önce listelerken tekrar dinledik ne kadar güzel şarkı halbuki. Şarkıyı da kendinizi de harcamayın!
Until it Sleeps
1996 – Load
Kurt kocayınca kuzuların maskarası olurmuş derler, Metallica da yaşın getirdiği olgunlukla azıcık tarzını yumuşatıp, kendini frenleyince pek çok hayranı ve müzik otoritesince sert eleştiriler alır. Halbuki albüm metal ile hard rock arasında gayet de güzel bir sese sahiptir.
Mama Said
1996 – Load
Aynı albümde bir de “garib anam, cefâkar anam” temalı bir Mama Said vardır ki dinleyenlere feci halde anne sevgisi pompalar. Anamızın kıymetini bilmeyi de Metallica’dan mı öğrenecektik demeyin; nice asi, siyah kostümlü, uzun saçlı genç bu şarkıyı dinleyip dinleyip anasına sarılmıştır.
Memory Remains
1997 – Reload
Reload albümü ise biraz mini çakallık ürünü bir albümdür. Load’u kaydederken ortaya çıkan parçaların üzerinde biraz çalışılıp, “haydi aynı yıl çıkartıp satışları düşürmeyelim” denmesinin ardından bir sene sonra ortaya çıkar. Albümün şüphesiz en heyecan uyandıran işlerinden biri Marianne Faithfull birlikte söylenilen Memory Remains’tir.
Turn the Page
1998 – Garage Inc.
Bu albüm ise adı üstünde bir garaj çalışması olup Metallica’nın çalmayı sevdiği başka başka şarkıları içerir. Enteresandır yani. Bizim bu albümden sizler için seçimimiz bir başka pek saygıdeğer abimiz olan Bob Seeger’ın Turn the Page şarkısına yaptıkları yorumdur.
The Call of Ktulu
2000 – S&M
Adından da belli olduğu üzere senfonik bir Metallica albümüdür S&M yani Symphony & Metallica. Stüdyo değil konser albümüdür. The Call of Ktulu esasen Ride the Lightning albümünden bir parçadır. Bu hisli enstrümantel şarkı Grammy almak için ta bu konseri beklemiştir.
St. Anger
2003 – St. Anger
Biz ve bizim neslin büyük çoğu bu albümle birlikte iyiden iyiye Metallica ile ilişkisini kesmiştir. Bu kavgalı bir ayrılma ya da nefret besleme, kin tutma değildir tabii. Adeta farklı bir şehre taşınan üniversite arkadaşı gibi hayatın başka yere sürüklemesi sonucu ayrı şeylere dönüşme durumudur.
The Day That Never Comes
http://youtu.be/mRitfbhITLM
2008 – Death Magnetic
St. Anger faciasının ardından nice küskün ayrılan hayranı geri kazanma hamlesi olarak yorumlayabiliriz bu albümü. “Biz sizin gençliğinizi biliriz” diyenleri mutlu edebilir. Ayrıca gelecek nesillerin de bu müzikle tanışması açısından çok daha umut verici bir albümdür.
The View
2011 – Lulu
Lou Reed ile birlikte yaptıkları bu albüm ise nice seveninden eleştiri alıp çaktırmadan hasır altı edilse de, bizce hiç de fena olmayan bir çalışmadır. Lou Reed genelde konuşur gibi hikayelerini anlatır, James ise aralarda yardımcı vokallik görevini ifa eder.
İşte bizim de Metallica abilerimizden beklediğimiz playlist bu şekildedir, ilgili makamlara iletilmesini ve ufak da olsa bize bir torpil geçilmesini rica ediyoruz. Hoş gerçi şu ana kadar yapılan isteklerle bizimkiler bayağı kesişiyor. İnsanlar son 3 albümü görmezden gelmiş, biz ayıp olmasın diye o albümlerden de birer şarkıya yer verdik.
Pazar günü konserde eski günleri anmak dileğiyle.