Sivas Katliamı‘nı hiç unutmadık! Peki sizler Sivas Katliamı nedir biliyor musunuz ya da hatırlıyor musunuz? Hatırlatalım ve anlatalım istedik. Bu listenin girişini, Sivas’ta katledilen şair Behçet Aysan yapsın bir şiiriyle…
Sen bu şiiri okurken,
ben belki başka bir şehirde olurum.
Kötü geçen bir güzü
ve umutsuz bir aşkı anlatan;
rüzgarla savrulan,
kağıt parçalarına yazılmış,
dağıtılamamış bildiriler gibi
uzun bir yolculuğa hazırlanan;
yalnız bir yolculuğa…
Çünkü beyaz bir gemidir ölüm,
siyah denizlerin çağırdığı
batık bir gemi…
Batık bir gemi
sönmüş yıldızlar gibidir…
Yitik adreslere benzer ölüm
yanık otlar gibi…
Sen bu şiiri okurken
ben belki başka bir şehirde
ölürüm.
Behçet Aysan (1949-1993, 2 Temmuz / Sivas)
Şeytan Ayetleri
Aziz Nesin 26 Mayıs’ta, Salman Rüşdi’nin Şeytan Ayetleri kitabını çevirip Aydınlık Gazetesi’nde yayımlamaya başladı. Aziz Nesin’in bu girişimi yurt çapında tepkiyle karşılandı ve protesto edilmeye başlandı.
Koalisyon kükümeti
DYP-SHP hükümeti Tansu Çiller’in başbakanlığında 25 Haziran’da göreve başladı.
1 Temmuz Perşembe
Pir Sultan Abdal Geleneksel Kültür Etkinlikleri Sivas’ta başladı.
En önemli konuk
http://youtu.be/ly7ahV302CI
Şenliklerin baş konuğu yazar Aziz Nesin ilk gün -yani 1 Temmuz’da- valinin de katıldığı bir toplantıda uzun bir konuşma yaptı. Yazar konuşma yaparken, Müslümanlar (!) da dışarıda boş durmuyor ve “Bugün hesap günüdür” başlıklı bildiriler dağıtıyorlardı.
Saat 10:00
http://youtu.be/A8a1za0dwMw
Sonraki gün, yani 2 Temmuz’da, şenliğe katılan yazar ve şairler Buruciye Medresesi’nde imza-söyleşi etkinlikleri düzenledi.
Yerel basının nefret manşetleri
Yerel basın, özellikle Aziz Nesin’i hedef gösteren manşetler atmıştı. Örneğin olayların yaşanmasında büyük payı olan Hakikat Gazetesi “Müslüman mahallesinde salyangoz sattılar” manşetini atmıştı.
Öğleye doğru
Aziz Nesin öğle saatlerinde kendisiyle yapılan bir röportajda muhabire Hakikat Gazetesi’ni göstererek bu durumdan yakındı. Aziz Nesin öğleye doğru İHA muhabiriyle bir röportaj yaptı, fakat bu röportaj birkaç dakika içinde röportaj olmaktan çıkıp tartışmaya dönüştü.
Cuma namazı vakitleri
Halk şenliklerin de yapıldığı Çifte Minare çevresinde namaz için toplandı. Tam bu sırada Can Şenliği oyuncuları davul eşliğinde bir gösteri çağrısında bulundu. Bu çağrı namazı bekleyen kalabalığa “Ezan sesini bastırmaya çalışıyor zındıklar” şeklinde yansıdı. Kalabalık, namaza tepkili bir şekilde başladı.
Saat 13.30
http://youtu.be/ClctdYhyg1U
Namaz bittikten sonra civardaki camilerden çıkan kalabalık birleşti ve “Sivas Aziz’e mezar olacak”, “Vali istifa” sloganlarıyla hükümet konağına doğru yürümeye başladı. Hükümet konağında polis engeliyle karşılaşan 3 bin kişi kültür merkezine doğru yürümeye başladı. Kültür merkezinde o sırada Arif Sağ konseri vardı. Konseri izleyenler dışarı çıkınca iki karşıt grup karşı karşıya geldi ve büyük bir kavga çıktı.
Kolluk güçleri???
http://youtu.be/UXBtdMnz6mI
Olaylar artmaya başlamışken polis hiçbir şey yapmıyordu ya da yapamıyordu. (O dönem emniyet müdürü olan Doğukan Öner’e olayların büyüdüğü haberi verildiğinde “Müdahale etmeyin” emri verdiği söylenir.) Zaten sayıları da yeterli değildi. Askerden destek istenmişti. 30-35 kadar asker en sonunda gelmiş, olaylara müdahale etmek yerine uzak bir yerde durup beklemeyi tercih etmişlerdi. Bu sırada İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu valiyi arayarak merak etmemesini, gerekenleri yapacaklarını söyledi. Bakan daha sonra da belediye başkanı Temel Karamollaoğlu’nu aradı. Karamollaoğlu, valinin verdiği bilgilerin abartılmış bilgiler olduğunu, kalabalığın Müslüman insanlardan oluştuğunu, bir süre sonra dağılacaklarına inandığını söylemiş (-miş diyoruz, çünkü o dönemki valinin görüşleri bu yönde). Belediye başkanının olayları bakana bu şekilde yansıtması sonucunda bakanlık olayı kendi haline bıraktı ve takviye güç göndermedi.
Saat 16.00
Olaylar yatışmayınca belediye başkanı Karamollaoğlu kalabalığa yönelik bir konuşma yaptı ve gruptan dağılmasını istedi. Konuşma etkili oldu ve kalabalık dağılmaya başladı. Fakat “birileri” olayların yatışmasına izin vermedi ve dağılmaya yüz tutmuş kalabalığı Madımak Oteli’ne yönlendirdi. Otelin önündeki kalabalık 5 bin kişiye ulaşmıştı. Kolluk güçlerinin sayısı 500’dü. Yazıyla beş yüz!
Saat 17.00
Madımak Oteli’nin önünde toplanan kalabalık “Kahrolsun laiklik”, “Şeriat isteriz” sloganları atıyordu. Otel kuşatılmıştı. Oteldeki sanatçı, yazar ve şairler olan bitenleri telefon ederek milletvekillerine anlatmaya başladı. Aziz Nesin de bir şekilde telefonla ulaşabildikleri Erdal İnönü’ye, durumun ne derece vahim olduğunu ve ne kadar büyük bir tehlike altında olduklarını anlattı. Erdal İnönü de valiyi aradı ama vali gerekeni yapacaklarını ve bunun için de yeterli imkânlarının olduğunu söyledi.
Saat 18.00
Göstericilerin sayısı artık 5 bin değil, 15 bindi. Olayların daha fazla ilerlemesini istemeyen kişilerin kalabalığa yaptığı çağrılar karşılığını bulmadı. Halk dağılmadı.
Gazanız mübarek olsun!
Kalabalık dağılmayınca belediye başkanı ve BBP il başkanının halka seslenmesi kararlaştırıldı. Kalabalığa yönelik yapılan konuşmalardan birinde şöyle bir cümle duyuldu: Gazanız mübarek olsun! (Sesin, Temel Karamollaoğlu’na ait olduğu iddia edildi ama kendisi reddetti.) Aynı ses aynı kalabalığa, şenliklerin iptal edildiğini, Pir Sultan Abdal heykelinin yerinden kaldırıldığını, şenlik için Sivas’a gelenlerin şehirden gönderileceğini söyledi.
Saat 19.00 / Katliam izni alınıyor
Genelkurmay başkanı Doğan Güreş valiyi aradı ve kalabalığın “kara yobaz” olduğunu, derhal temizlenmesi gerektiğini söyledi. Yine aynı saatlerde otelin önündeki kalabalıktan birkaç kişi pencerelerden tırmanarak otele girdi ve eşyaları yağmalamaya başladı. Sivas’a gönderilmeye başlanan askerler, Madımak Oteli’nde değil de, olaylarla çok da ilgisi olmayan yerlerde önlem almaya başladı. Madımak Oteli’nin önüne gelen küçük bir grup asker de “Asker Bosna’ya” sloganlarıyla karşılandı. Bir albay kalabalıkla konuştu ve birkaç dakika süren bu konuşmadan sonra asker geri çekildi. “Asker Bosna’ya” sloganlarıyla karşılanan askerler, “En büyük asker bizim asker” sloganlarıyla uğurlandı.
Katliam başlıyor
http://youtu.be/79O7IS1bRoQ
Askerin gidişinin ardından ilk olarak otelin önündeki arabalar ateşe verildi. Katliam “geliyorum” derken, askerler olanı biteni uzaktan izliyordu.
Saat 20.00
Kalabalığın “Allahu Ekber” nidaları arasında yangın devam ediyordu. İçeridekiler için kurtuluş yoktu. İçeriden gelen çığlıklar bir süre sonra artık duyulmaz oldu. Hayatta kalanlar yandaki binaya geçmeye çalıştı ve geçti. Fakat geçtikleri bina onlar için çok da iyi bir yer değildi. Çünkü burası Büyük Birlik Partisi’nin ilçe merkeziydi. Binada eli sopalı bir güruh yanarak ölmek üzere olan bu insanları içeriye almıyor, “Gidin yanarak ölün orada” diyerek insanları yangın yerine geri gönderiyordu. Neyse ki aradan bir adam çıktı, eli sopalı bu güruhu dağıttı ve bu insanların kurtulmasını sağladı. Kalabalığın asıl hedefi olan Aziz Nesin hâlâ içerideydi. Hava karardıktan sonra itfaiye yangını söndürmeye başladı. Bu sırada “İmdat” diye bir ses duyuldu ve itfaiye, merdiveni sesin olduğu yere yanaştırdı. Aziz Nesin merdivenden inmeye başladı. Tam bu sırada kalabalıktan duyulan “Abi bu Aziz Nesin ya” sözü, kalabalığın aslında itfaiyeye, imdat diyen kişiyi başkası sandıkları için izin verdiğini gösteriyor.
“Kurtarmayın onu!!!”
Aziz Nesin ve Lütfi Kaleli merdivenlerden inerken gözlüklü, sakallı birisi inenlerden birisinin Aziz Nesin olduğunu fark ederek itfaiye görevlilerine “Onu kurtarmayın” dedi. Bu kişi Refah Partisi’nin belediye meclis üyesi Cafer Özçakmak’tı. Bunun üzerine, kurtarmaya gelen itfaiyecilerden birisi Aziz Nesin’i kolundan tutarak savurdu. Yani bildiğiniz linç edilmesi için kalabalığın içine attı. Yere düşen Aziz Nesin çevredekiler tarafından yumruk ve tekmelerle polis arabasına kadar sürüklendi. Arabaya bindirildikten sonra da saldırılar sürdü. Aziz Nesin’i bu saldırılardan bir komiser kurtardı. Nesin, polis arabasıyla hastaneye götürüldü.
Yeni hedef vali
Avını elinden kaçıran kalabalık hükümet konağına yöneldi. Hükümet konağına varan bu güruh, binayı taşlamaya ve camları kırmaya başladı. Alay komutanının emriyle 18 kadar asker binaya geldi ve bu kalabalığı geri püskürttü.
Sonuç
Saat 21.00 itibarıyla askerler kontrolü ele geçirdiklerinde iş işten çoktan geçmişti. Sonuç: 2 gösterici, 2 otel görevlisiyle birlikte toplam 36 ölü. Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan Metin Altıok da hastanede hayata gözlerini yumdu. Onun da ölmesiyle sayı 37’ye yükseldi.
Günlükteki not
Otelde ölen 37 kişiden birisi olan Carina Thuys günlüğüne 2 Temmuz 1993 tarihinde şunları yazmıştır: “Şimdi durum kritik. Bir süreden beri oteldeyiz. Dışarıda büyük bir güruh bağırıyor. Bu otelde özgür düşünür, laik yazar Aziz Nesin kalıyor. O, Şeytan Ayetleri’ni yayımlamayı düşünüyor. Durum hiç de hoş değil. Kendimi gergin hissediyorum. Çünkü ne olacağını hiç bilmiyorum. Bu durum aşırı dincilerin bir oyunudur. Slogan atıyor ve tahribat yapıyorlar. Oldukça polis var. Ama ben ne yapabilirim ki? Bağırılıyor, çağırılıyor ama ben anlayamıyorum…”
Serdar Doğan yaşıyor!
Kardeşi Serkan’la birlikte Sivas’a giden, katliamdan sonra öldü sanılarak morga kaldırılın ve ailesine teslim edilmek üzereyken de yaşadığı anlaşılan kişidir Serdar Doğan. O gün yaşadıklarını şurada anlatmış.
Katliam sırasında kim hangi görevdeydi?
Süleyman Demirel: “Polisle halkı karşı karşıya getirmeyin” ve “Olayda ağır tahrik var” ifadelerini kullanan kişi, cumhurbaşkanı aynı zamanda.
Tansu Çiller: “Olaya katılan vatandaşlarımızdan hiçbirine bir zarar gelmedi” müjdesini veren kişi, o dönemde başbakan.
Erdal İnönü: Otelde can pazarı yaşanırken “Endişelenmeyin, güvenlik güçleri yetişmek üzere” dedi, fakat kimse yardıma gelmedi. O dönem başbakan yardımcısıydı.
Mesut Yılmaz: “Abartmaya gerek yok. Bu kadar kişi bir futbol maçında da ölebilirdi.” diyen dönemin ana muhalefet partisi lideri.
Ahmet Yücetürk: Dönemin Sivas garnizon komutanı.
Cafer Erçakmak: Refah Partisi’nin belediye meclis üyesi. Aziz Nesin itfaiye merdivenlerinden inerken “Kurtarmayın onu” diyen kişi aynı zamanda. (Sonradan Fransa’ya kaçtığı anlaşıldı.)
Temel Karamollaoğlu: Dönemin Refah Partili belediye başkanı.
Doğukan Öner: Dönemin Sivas emniyet müdürü. “Müdahale etmeyin” emrini veren kişi.
Mehmet Gazioğlu: Dönemin İçişleri Bakanı ve “Oteli, otel sahibi kundaklamıştır” diyen kişi.
Şevket Kazan: Sanıkların gönüllü avukatlarından birisi ve bir dönemin Refah Partisi Adalet Bakanı.
Katliamdan sonra Aziz Nesin için yazılanlar
33 kişinin öldürülmesinden sonra çeşitli gazetelerin köşe yazarları Aziz Nesin’e yüklendi. Hürriyet Gazetesi “Sivas’ta Aziz Nesin İsyanı” manşetini attı.
Rıfat Ilgaz’dan oğlu Aydın Ilgaz’a
“Bak Aydın, firavunlar tabletleri kütüphanede kırdı, Hitler’in orduları Avrupa’da bütün kütüphaneleri yaktı. Dünya tarihinde ilk kez aydınları bir binaya koyup yaktılar.”
2 Temmuz 1993’ten bu yana ne oldu, ne yaşandı, ne değişti?
AKP, sanıkları “terör affı” kapsamına almaya çalıştı. Katliamın iki sanığından birisi müebbet, diğeri yedi buçuk yıl hapis cezasına çarptırıldı. Olaylardan birkaç gün sonra karanlık bir adam olan Mehmet Ali Şadoğlu, Aziz Nesin’in “değersiz başı” için 250 bin dolar ödül koydu. O dönem belediye başkanı olan Temel Karamollaoğlu, genel seçimlerde Refah Partisi’nden milletvekili seçildi. Vakit Gazetesi, olayı Ergenekon terör örgütüne bağladı. Madımak Oteli katliamın her türlü izinden arındırıldı, altına da bir lokanta açıldı. Katliamla ilgili 21 Ekim 1993’te başlayan dava, 2 Temmuz 2012’de zaman aşımı sebebiyle tamamen düştü.
Katliam sonrası iddialar
Katliam yaşandıktan sonra bazı iddialar da ortaya atıldı. Oteldeki herkesin yangında ölmediği, bazılarının yangın söndürüldükten sonra otele giren bir “ekip” tarafından silahla öldürüldüğü iddia edildi. Bir de yine buna benzer bir şekilde, ölenlerin 17’sinin yangından önce kurşunlanarak öldürüldüğü ve bunun adli tıp raporuyla da kanıtlandığı, raporun sonradan yok edildiği iddia edildi. Bir iddia da, şenlikler başlamadan günler önce Milli Gençlik Vakfı’nın Konya ve Kayseri’deki kadrolarını Sivas’a getirttiği ve olayların tamamen planlı bir şekilde yürütüldüğü yönündeydi.
Katliamın Ardından: Moğollar – Issızlığın Ortasında
Zülfü Livaneli – Yangın Yeri
Edip Akbayram – Türküler Ölmez
Grup Kızılırmak – Sivas Sivas
http://www.youtube.com/watch?v=hIe9o3PncNk
Grup Yorum – Gün Tutuşur
http://www.youtube.com/watch?v=buuiq6CJVpg
Daha sert ağıtlar: Almora – Güneşin Ozanları
Ve dahası Radical Noise – Çığlık, Antisilence – Died On 2nd of July…