ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını yasa dışı yollarla delmekle suçladığı eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın yargılandığı davanın 2. günü görülüyor. Suçunu kabul eden ve savcılıkla işbirliği konusunda anlaşan Reza Zarrab, dün hem juriye ifade vermiş, hem de suçlarını savcı ve hakime itiraf etmeye başlamıştı.
Aynı dün olduğu gibi bugün de gelişmeleri Twitter üzerinden davayı anlatan ABD’li gazetecilerden sizlere aktaracağız.
Güncelleniyor…
Dava duruşması yarın (cuma) devam edilmek üzere sona erdi.
Hakim Richard Berman:
“Hamama giren terler”
Zarrab:
“Ahmet Alacacı benim kârımın bir kısmını Zafer Çağlayan’a verdiğimi ve maliyetlerimin onunkinden yüksek olduğunu biliyordu… Kendisi kimseye bir ödeme yapmadığından, bizimkinden çok daha düşük bir fiyat veriyordu piyasaya.”
Yeni bir tape:
Ahmet Alacacı’nın hesaplarını kapatması konuşuluyor. Alacacı, Zarrab’a altın ticaretinden bahseden kişi.
Zarrab: “Başta onun şirketlerini kullanıyordum, sonra o da İran’la kendi ticaret işine başladı.”
Reza Zarrab ve Süleyman Aslan arasında geçen Whatsapp yazışmasından:
“Sevgili genel müdürüm, bugün gıdaya başladım. Başka bir deyişle gıda ticareti başladı.”
Zarrab:
“Halkbank bize gıda ile başlayın dedi ve ben de Happani’ye gıdadan başlamamız gerektiğini söyledim”
Zarrab:
“Nisan 2013 itibariyle yeni bir yöntem, yeni bir sistem bulacaktık.”
Reza Zarrab’ın ifadesi:
“Defalarca Hakan Atilla’ya ulaşmamız gereken ya da onun bize ulaşması gerektiği durumlar oldu. 2013’te Atilla’ya ‘resmi evrak’ teyidinde yardımcı oldum.”
Savcılık makamı Halkbank’ın nihayetinde altın ticaretini sona erdirdiği ve İran işlemlerini insani yardım olarak niteleyerek gizlediğini söyledi.
Savcı, Süleyman Aslan’dan gelen bir mesajı da delil dosyasına ekledi. Tüm bu eklenen deliller daha sonra kamuya açık hâle gelecek.
Delillere göre, altın ticaretinin biteceğine dikkat çeken Aslan, “Gıda, ilaç ve benzeri şeylere olan büyük bir ihtiyaç bulunuyor” diyor.
Reza Zarrab ve Süleyman Aslan arasındaki Whatsapp yazışmalarının kaydı delil dosyasına eklendi:
Zarrab: “Genellikle Whatsapp üzerinde hassas mevzuları yazıyorduk, şahsi meseleler, özel konular.”
Zarrab:
“HSBC işlemlerinin İran işlemlerinden hariç.”
Savunma avukatı uyumsuzluk nedeniyle itirazını dile getirdi. İfade devam ediyor.
Bir diğer telefon tapesi delil dosyasına ekleniyor
Hakan Atilla’nın avukatı delil dosyasına eklenen her yeni tapeye itiraz ediyor. Şu an Levent Balkan ve Reza Zarrab arasında geçtiği iddia edilen, HSBC işlemlerini tarif eden tape kayıtları okunuyor.
Zarrab’ın şirketi Royal Denizcilik’e gelindi
Zarrab: “Aldığımız para karşılığı kadar altın ihracatı gerçekleştirmek zorundaydık. Dilerseniz çizerek gösterebilirim.”
Hakim: “Şu an için çizime gerek yok”
Zarrab:
“Çinliler bu para ticaretinin İran’la ilgisi olduğunu anladıkları anda durdular.”
Halkbank muadili Çinli yetkililere ‘rüşvet vermeden’, Çin’de İran işlemlerinin altından kalkamayacakları sonucuna vardıklarını açıkladı.
Zarrab, Rüçhan Bayar’ın, Çin’deki banka hesaplarının kesinlikle Halkbank’la yapılan şekilde bir ticari faaliyete izin vermediğini söylüyor.
ABD’deki duruşmada, Zarrab ve Rüçhan Bayar arasındaki bir telefon görüşmesinin tapesine gelindi.
Zarrab:
“O zamanın İçişleri Bakanı Muammer Güler’in, oğlundan yardım istedim”
Bakanın oğlu Barış Güler o zamanlar Reza Zarrab’ın şirketinde danışman olarak çalışıyordu. Zarrab Barış Güler’le şahsen tanıştıklarını, telefon ve Whatsapp üzerinden görüştüklerini belirtti. via/ @KlasfeldReports
Savcı soruyor:
“E-postadaki iletişim, sizin Çin’de yaptığınız işlerle mi ilgili?”
Zarrab: “Evet, İran’daki ticaretle ilgili. Çin’deki işlemler Türkiye’dekinden daha zahmetliydi çünkü işlemlerin İran’la olmasından dolayı tedirgindiler.”
Duruşma devam ediyor… Savcı doğrudan Çin’le ilgili olan para aktarımları konusuna geçiyor.
Duruşmaya ara verildi. Türkiye saati ile 22:00’da devam edecek.
Hakim soruyor:
“Çin’deki işlemlerin durmasından önce ne kadar süre çalıştınız?”
Zarrab: “Birkaç ay”
Hakim soruyor:
“Çin’de hiç şirket kurdunuz mu?”
Zarrab: “Evet sayın hakim.”
Kayıtlarda Ruşen Bayar’ın Zarrab’a gönderdiği bir e-posta bulunuyor. Bu e-postada Eylül 2012’de Zarrab’ın yaptığı işleri özetleyen ve Türkiye’de uygulanan sistemi Çin’e de taşımayı tartışan bir yazışma yer alıyor.
Another email, this time from Ruchan Bayar, a Zarrab staffer. It was sent to Zarrab.
It's from September 2012 – an information report or summary for Zarrab, on how to copy the system that worked in Turkey to China.
Cathy Fleming objects: Foundation + hearsay.
— Katie Zavadski (@katiezavadski) November 30, 2017
Zarrab:
“Zaten Ekonomi Bakanı’na rüşvet veriyordum, Halkbank’tan birine daha rüşvet verme gereği duymadım. Hakan Atilla da zaten rüşvet istemedi.”
Zarrab’ın muhasebe kayıtları incelenmeye devam ediyor
Zarrab’ın şirketindeki iç muhasebe kayıtlarına göre yapılan harcamalardan bir tanesi; satın alınan bir kol saati. Zarrab ise birçok kol saati aldığını söylüyor. via/ @KlasfeldReports
Zarrab’ın muhasebe kayıtları incelenmeye devam ediyor
Ödemelerden birinin kaydına göre, [Halkbank eski Genel Müdürü] Süleyman Aslan adına yapılan bir ödemenin meblağı 2 milyon Avro olarak kaydedilmiş. Bazen o kadar çok rüşvet veriliyormuş ki kime gönderildiği kısmında hatalar oluyormuş. via @KlasfeldReports
Duruşmada Zarrab’ın şirketinin iç muhasebe kayıtları inceleniyor.
İran altın ticaretinde gelen ve giden paranın kayıtlarına bakıldı. Buna göre, gelen paranın yüzde 50’si Zafer Çağlayan’a ödenmiş. @katiezavadski
Duruşmayı yakından takip eden @katiezavadski son yaşananları anlatıp değerlendiriyor.
“Hakan Atilla’nın avukatı Cathy Fleming, yeni tapelere, e-postalara vs. gidi delillere itiraz ediyor. İtirazlar reddediliyor fakat bu itirazlar, sonrasında temyiz için zemin oluşturacak şekilde hazırlanıyor.”
Zarrab Aslan’a verdiği rüşvetin önemini anlatıyor:
“İranlıların verdiği uluslararası para transferi talimatlarını ben yerine getiriyordum. İranlılar bunu doğrudan Halkbank’ın yapmasını istiyordu. Halkbank razı gelirse ben ekarte edilecektim”
Zarrab:
“Süleyman Aslan’a verilen rüşvet, Zafer Çağlayan’a verilenden daha önemliydi, çünkü Süleyman Aslan nihai bekçiydi”
Zarrab:
“Tıpkı Sermayeh Bank gibi, şemada çizdiğim üzere, birçok İran bankası Halkbank altında hesaplara sahip.”
Duruşma devam ediyor:
Zarrab, İranlıların kendisini devre dışı bırakarak doğrudan ödemeleri kendileri yapacağından endişe etmiş; bu nedenle de Süleyman Aslan’la birlikte çalışıp bunun olmamasını sağlamış.” via @katiezavadski
Reza Zarrab:
“Ziraat Bankası’nın New York’ta bir şubesi bulunduğunu sanıyordum” dedi. Mahkemeye birkaç dakikalık ara verildi.
Telefon tapesinde Reza Zarrab, Ziraat Bankası ve Vakıfbank’ın da altın ticareti işine girmesiyle ilgili olarak;
“Sayın Başbakan [Recep Tayyip Erdoğan] ve Ali Babacan onay ve işlerin başlaması için talimat verdi.””
Soru: “Bu ne demektir?”
Zarrab: “Süleyman Bey’in söylemek istediği şey; Arap-Türk Bankası’ndan para gönderince onlara yardım ederiz, onlar da karşılığında bize yardım eder.”
19:05 Zarrab:
“Aslan bana, ‘El eli yıkar, iki el de yüzü yıkar’ dedi.”
Sarraf işin içindeki Hindistan şirketlerinden birinin adını ‘Bharat Oil’ diye verdi.
Savcı:
“Dönemin başbakanı kimdi?
Zarrab: “Recep Tayyip Erdoğan”
Zarrab:
“O dönem Ziraat Bankası ve Vakıfbank da İran işlerine dahil olmak istiyordu.”
Zarrab:
“Aslan’a rüşvet verebilmem için Çağlayan’dan onay almam gerektiğini söyledim. Yardımcım Abdullah Happani’yi arayıp (Aslan’ı kastederek), ‘Bu da rüşvetçi çıktı’ dedim.”
Zarrab Halkbank eski Genel Müdürü Süleyman Aslan hakkında konuşuyor:
“Geleceğini teminat altına almak istedi, tüm bu olanlarla ilgili huzursuzluğunu dile getirdi; sürekli ABD’den İran yaptırımlarıyla ilgili çekincelere dair mesajlar alıyordu”
Zarrab:
“Para, Arap Türk Bankası’na lira cinsinden aktarılıyordu. Dolar olsaydı ABD aracılığıyla aktarılması gerekiyordu, Avro olsa bu defa da Avrupa’dan geçmesi gerekecekti. Bu yüzden Türk Lirası olunca Türkiye’de kalabiliyordu.”
Savcı soruyor:
“İran’ın parası Hindistan’dan Halkbank’taki hesaba, Halkbank’tan da Arap Türk Bankası’na aktarıldı. Bu banka neden devreye sokuldu?
Zarrab: “Paranın çıkış noktasını saklamak için”
Özgür Eker ve Reza Zarrab arasındaki bir başka tape hakkında konuşuluyor.
Özgür Eker, zamanının Arap-Türk Bankası yetkilisiydi. Görüşme tarihi ise Ekim 2012.
Zarrab: “Hint parası Halkbank’a geliyor. Sonra oradan Arap-Türk Bankası’na, oradan da benim hesabıma ve altın olarak çevrilip ticarette kullanılıyor.”
Zarrab:
“Süleyman Aslan buna ‘imkansız’ karşılığını verdi, ‘İran’ın uluslararası ödemeleri için aracı olamayız, ama var olan sistem üzerinden ödeme yapmalarına izin verebiliriz’ dedi.
Var olan sistem derken beni kastediyordu.”
18:25 Zarrab dün çizdiği şemada anlatıyor:
“Görüşmede öne çıkan ikinci bir mesele, yönetmeliklerin uygulamasında Halkbank kolaylık sağlayacak ve uluslararası ödeme talimatlarının gerçekleşmesine izin verecekti. Talep Bijan Alipour tarafından yapıldı.”
Zarrab:
“Halkbank bu anlaşmayı Süleyman Aslan ile en baştan kabul etti. Bir tek şartı vardı; Hintliler için Halkbank’ta açılan bu hesap medyada duyulursa anlaşma derhal terk edilecekti.”
Soru: Hindistan’ın paraları Halkbank’a nasıl aktarılacaktı?
Zarrab: “Hint şirketi Halkbank’ta hesap açacak, Hindistan’daki ham petrol alıcısı parayı Halkbank hesabına yatıracaktı. Ardından başka bir Türk bankasına aktarılacak, ben de son aktarıldığı yerden alacaktım.”
18:11 Zarrab:
“Halkbankçılar yapılanların basına sızmasından korkuyordu.”
18:10 Sırada sanık Halkbank eski Genel müdür yardımcısı Hakan Atilla ile İranlılar arasındaki bir toplantı var.
Zarrab Hindistan’a satılan ham petrolden elde edilen geliri aktarmakla ilgili: “İranlılar baskı yaparak Halkbank’tan uluslararası ödemelerini yapmasını talep etti”
18:07Bir diğer tape, Reza Zarrab ve İstanbul Bölge Trafik Şube Müdürü arasında geçiyor;
Zarrab: “İstanbul Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürü’nden emniyet şeridini kullanabilmek için izin istedim.”
18:05 Duruşmada, #RezaZarrab’ın sorgusunda Onur Kaya ile olan telefon görüşmesinin tapesi soruluyor.
Zarrab: “Zafer Çağlayan’la İranlılar arasında, benim de bulunduğum birçok toplantı gerçekleştirildi.”
Zarrab Hindistan, Çin, Güney Kore ve Japonya’nın da İran’dan petrol almak için yaptırımları deldiğini ima ediyor
17:53: Zarrab konuşmaya başladı… Savcı soruyor
“FBI neden sizi koruma altına aldı?”
Zarrab: “Cezaevinde tehdit edildim.”
17:34
Reza Zarrab dün karar verildiği gibi duruşma salonuna mahkum kıyafetiyle değil, takım elbiseyle getirildi.
Sosyal medya dünkü itirafları bu şekilde karşıladı
İlk gün neler oldu? İşte Zarrab’ın itiraflarından öne çıkanlar;
-“ABD hükümeti bana hiçbir af sözü vermedi. Cezama hakim karar verecek. Savcılıkla işbirliği, sorumluluğumu kabul edip hapisten çıkmanın en hızlı yoluydu.”
-“Türkiye’ye iade edilmem için avukatlar tuttum. Olmayınca suçumu itiraf etmeye karar verdim.”
-“İranlılar petrol ve doğalgaz satışından elde ettikleri paraları kullanamıyordu yaptırımlar yüzünden. Uluslararası ödemelerini yapamıyorlardı. Mehmet Hakan Atilla Halkbank’ta yaptırımlar konusundaki en bilgili adamdı.”
-“Aktif Bank’ın genel müdürüyle görüştükten sonra hesabım açıldı. Hesap açmama eski AB bakanı Egemen Bağış yardım etti. Önce beş 10 milyon dolarlık işlemlerle başladım.”
-“Altın ihracatı sistemini Halkbank hesapları üzerinden işletmeyi kuyumcu Ahmet (soyadı anlaşılmadı) önerdi.”
-“Başta Halkbank benimle çalışmak istemedi. Türkiye’deki şöhretimden ötürü. Genel Müdür Süleyman Aslan, ‘Altın ihracatı yapmak için fazla popülersin’ dedi. Çünkü benim karım çok ünlü bir şarkıcıydı. Sürekli göz önünde bulunan biriydim. Yine de bastırdım işi kotarmak için.”
-“Halkbank’la iş tutabilmek için benim hesaplarıma göre Çağlayan’a en az 40 ila 50 milyon avro rüşvet verdim. Diğer para birimleriyle verdiklerim ayrı.”
-“Halkbank’a gelen paranın bankadan çıkışı euro ve Türk Lirası olarak DenizBank’a gönderilmesi aracılığıyla yapılıyor”
– “Birkaç milyar Avro, İranlılardan aldığımız ve altın olarak gizlediğimiz uluslararası ödeme talimatlarını gerçekleştirmek için kullanıldı. Bu konuyu Süleyman Aslan ve diğerleriyle de görüşmüştük.”