“Türkiyemiz kendi kendisini yetiştirenlerin vatanıdır. Ama hiçkimse Peyami kadar kendisini yetiştirmemiş, yetiştirmekten de fazla; yaratmamıştır.”
Böyle söyler Peyami Safa için Yusuf Ziya Ortaç.
“Olmayan parasını ekmekten, kravattan çok kitaba vermiştir. Her türlü kitaba.”
Aslında bu cümleler özetler edebiyatımızın bu ünlü ismini ama onun acılarla dolu yaşamını anlatmaya yetmeyecektir… İşte Türk edebiyatına yön vermiş isimlerden biri olan Peyami Safa’nın acılarla dolu yaşam öyküsü.
“Yetim-i Safa” adıyla anılır, çünkü…
Peyami Safa, 1899 yılında, şair İsmail Safa’nın oğlu olarak İstanbul’da dünyaya gelir. Babası İsmail Safa, Servet-i Fünun dönemi şairlerindendir. Abdülhamit’le mücadele eden şairlerden biri olan İsmail Safa, sürgüne gönderildiği Sivas’ta öldüğünde Peyami Safa, daha iki yaşındadır. Bu sebeple kendisi “Yetim-i Safa” adıyla anılmıştır.
Babasız büyümenin yanı sıra, onu fiziksel ve psikolojik olarak olumsuz etkileyen bir de kemik hastalığı vardır…
Peyami Safa, bu kemik hastalığına yakalandığında sadece sekiz yaşındadır ve 18 yaşına kadar da hastalık yüzünden çeşitli bunalımlar yaşar. Doktorlar, onun bacağının kesilmesini ister ama Safa bunu kabul etmez. Hastalık süresi boyunca yaşadığı tecrübeleri ise sonradan “Dokuzuncu Hariciye Koğuşu” isimli romanında okurlarıyla paylaşmıştır.
Bir yandan hastalık, bir yandan babasızlık; bir yandan maddi sıkıntılar… Ve böylece Peyami Safa, annesine bakmak için 13 yaşındayken okulunu yarıda bırakır
Küçük yaşta iş hayatına atılan Safa’nın ilk çalıştığı yer Posta Telgraf Nezareti’dir. Daha 16 yaşındayken Rehber-i İttihat Mektebi’nde müdür yardımcısı olur ve öğretmenlik yapmaya başlar. Okulda çalışırken bir yandan da Fransızca’sını ilerletir… Safa, bu yıllarda kazandığı deneyimi “Biz İnsanlar” isimli romanında anlatmıştır.
Dört yıl boyunca çalıştığı okuldan abisi İlhami Safa’nın isteği üzerine ayrılır ve böylece hayatının geri kalanında yapacağı meslek olan gazetecilikle tanışır.
Peyami Safa’nın gazetecilik kariyeri, abisiyle birlikte çıkardıkları 20. Asır isimli akşam gazetesinde “Asrın Hikayeleri” başlığıyla yazdığı öykülerle başlar…
İlk olarak, otuz-kırk tane öykü yazar gazetede imzasız şekilde… Bu öykülerini Yakup Kadri, Yahya Kemal gibi ünlü isimler beğenir ve Peyami Safa’yı öykülerine devam etmesi için desteklerler.
Gazetecilikten sonra, romancılığa başlaması ise “Sözde Kızlar” ile olur…
1919 yılında yayımlanan bu ilk romanla birlikte artık Peyami Safa, edebiyat çevresine de girmiş olur. Sözde Kızlar’ın ardından Mahşer, Şimşek, Fatih-Harbiye, Biz İnsanlar gibi romanlar gelir… Peyami Safa, tüm bu romanlarında doğu-batı sorunsalını karakterleriyle somutlaştırır.
Peyami Safa, para kazanmak için yazdığı kitaplarında “Server Bedi” takma adını kullanmıştır ve bu takma ad aslında annesinin isminden gelir…
İlk kez abisi İlhami Safa’nın kullandığı bu mahlasla, Peyami Safa yüzlerce eser vermiştir. Ve Server Bedi ismi, annesi Server Bedia Hanım’ın isminden uyarlamadır.
Yaşamı boyunca gazetecilik ve romancılığı aynı anda yürüten Peyami Safa, asıl ününü romancılıkla kazanmıştır
Abisiyle birlikte çıkardıkları 20. Asır isimli gazeteden sonra Son Telgraf, Tasvir’i Efkar, Cumhuriyet, Milliyet, Son Havadis gibi birçok gazetede yazan Peyami Safa, ayrıca çeşitli dergiler de çıkarmıştır.
Safa’nın romanlarının tamamında psiko-sosyolojik karşılaştırmalar görülür. Toplumda meydana gelen değişimleri ve bu değişimlerin beraberinde getirdiği buhranları, çatışmaları konu olarak seçer. Dile olan hakimiyetiyle üstün bir romancıdır Peyami Safa. Ayrıca Nazım Hikmet ile giriştiği kalem tartışmaları da, oldukça meşhurdur.
Doğduğu günden beri hastalık ve acılarla boğuşan Peyami Safa’nın ölümü; yine hastalıktan kaybettiği oğlu Merve’nin acısı yüzünden olur…
Peyami Safa’nın oğlu Merve, 1957 yılında tam olarak teşhis konulamayan bir hastalığa yakalanır. Dört yıl sonra Erzincan’da askerlik yaparken de vefat eder… Bu ayrılık çok dokunur Safa’ya. Zaten oğlunun ölümünden sonra sadece dört ay daha yaşar o da. 15 Haziran 1961 gecesi fenalaşarak bu dünyadan ayrılır…
Ancak yaşamı sayısız acıyla geçen edebiyatımızın en önemli isimlerinden biri olan Peyami Safa, eserleriyle ölümsüzlüğü yakalamıştır.