İstanbul’un meşhur toplu taşıyamama aracı metrobüsle yolculuk yapanlar çok iyi bilir; metrobüs binbir tipte insanın mecburen çok yakın mesafede tanışma, kaynaşma ve ayrışma noktası; adeta bir yaşam tarzıdır.
Bindiğinizde çok farklı bir insan iken indiğinizde apayrı bir insana dönüşmenizi sağlayan metrobüsü çok sık kullanıyorsanız buranın sakinlerini şıp diye karakterlerine göre tanıyabilirsiniz. Metrobüs savaşlarından sağ çıkanların hafızasında yer eden bu insan tiplerinin en belirginlerini kendi deneyimlerimizden yola çıkarak derledik. Ama daha yüz bin çeşidi var, onları da siz yorumlarda eklemekten çekinmeyin lütfen 🙂
1. Haçlı Savaşları’na girer gibi metrobüsün orta kapısından akın eden ninja teyzeler
Çoğunluğu ev hanımlarından oluşan bu teyze grubu metrobüs kapılarının açılmasıyla içeri doğru yer kapmak için depar atanlardan oluşur. Bu teyzelerle aynı anda aynı kapıdan metrobüse binmeye çalışırsanız Sabri Bey misali havada durabilirsiniz. Teyze deyip geçmeyin, metrobüs söz konusu olduğunda hepsi Naim Süleymanoğlu’nu solda bırakacak güçtedirler.
2. Günün stresini atmak ve kavga çıkarmak için metrobüsü tercih eden dayı
Karısına kızan, hayırsız çocuklarından ve açgözlü patronundan illallah demiş bu dayılar metrobüsün dingin ve tıkışık yolculuğuna heyecan ve aksiyon katmak için yaratılmışlardır. Sabahın 7’sinde bu kadar enerjiyi nereden bulduğu konusunda kafamızı bulandıran bu bey amcalar 1500 oktavlık ses tonlarıyla “Ortada yer var, ilerlesene” diye bağırdıktan sonra karşısından gelen olumsuz tepkinin karşısında metrobüsü anında bir Karate Kid setine çevirirler.
3. Apaçi müziğini volume 1500’de açan liseli
Ön kapının orada dursa da orta kapıya kadar gelen bir volümle müzik dinleyen bu kanı damarda durmayan gençler metrobüs ortamını diskoya çevirmekte bir sakınca görmezler. Amca ve teyzelerin “Sesini azcık kıs oğlum” sözlerine de omuz silkerek ya da duymazdan gelerek başından savan bu genç kitlenin dünya umurunda değildir. Bir bakmışsınız yolculuğun sonunda çılgın apaçi dansı figürleri eşliğinde dans etmeye başlamışsınız.
4. Yer kapınca ilkokul 3’e geri dönen teyze ve amcalar
İlk duraktaki mahşeri kalabalığı yarıp metrobüs dolmadan kendini bir koltuğa havada taklalar atarak, üç kişiyi ezerek yerleşen bu insanlarımızın tepkileri takdire şayandır. Sanki o 50 yaşındaki teyze/amca gitmiş, yerine 9 yaşında bir çocuk gelmiş. Kahkahalarla, kıkırdamalarla metrobüsü şenlendiren bu tiplerin 5 dakika sonra uyuma pozisyonuna geçmesi ise ayrı bir durum hikayesi.
5. Beylikdüzü’nden Zincirlikuyu’ya kadar telefonda kesintisiz bağıra bağıra konuşan genç kız
Dedikodu, dram, gözyaşı hepsi bu senaryomuzda mevcut. 45 dakika nasıl kesintisiz bu kadar konuştuğuna mı şaşıralım, daldan dala atlayarak konu değiştirmede bir dünya markası olduğuna mı yanalım mı bilmediğimiz bu genç kızların tüm özel ve iş hayatının detaylarına yolculuk sonunda ulaşabilirsiniz.
6. Yer istemek için kurbanının başına tüneyen ve yaşlı gözlerle kendisine yer verilmesini sabırla bekleyen nine/dede
Sesli sesli “Kızım, ben hastayım, ayaklarım tutmuyor, yer versen teyzene” diye konuya direkt giren nine/dededen daha tehlikeli olan bu grup avına sinsice yaklaşır ve o koltuğu kapana kadar delici bakışları, “ah oh”ları ile sizi o metrobüse bindiğinize bineceğinize bin pişman ederler. Uyuyorum numarasının asla işlemediği bu ninelerimiz ve dedelerimiz amacına her zaman ulaşır.
7. Candy Crush’çı tayfa
Bazen metrobüse sadece Candy Crush oynamak için bindiğini düşündüğümüz bu tayfa gözünü bir an bile telefonundan ayırmaz ve şekerler patladıkça onlar da kelimenin tam anlamıyla patlarlar. İnecekleri durağı ise altıncı hisleri sayesinde tespit ettiklerini düşünüyoruz. Bazılarının ise bölümü geçene kadar metrobüsü terk etmedikleri ve son durağa kadar gittikleri de söyleniyor.
8. Yaz/kış deodorant kullanmaktan itinayla kaçınan abi/ablalar
Metrobüsü dev bir Halkalı Çöplüğü’ne çeviren bu arkadaşların duş alma gibi bir huyu olmadığı gibi deodorantın keşfi hakkında da bir bilgileri yoktur. Özellikle yaz aylarında bu tiplerin yanında oturmak/ayakta durmak zorunda kalırsanız burnunuzun direğini de metrobüse armağan edip bu acı dolu yolculuğu unutmak istediğiniz anılarınızın arasına yazabilirsiniz.
9. “Ortası boş, bak ben görüyorum” deme hastalığına tutulmuş CHP’li teyze
Bu teyzelerin ne kadar boşluk ve dolulukta bir metrobüse bindiklerinin önemi yoktur. Biner binmez ilk sarf ettikleri cümle “Ortada yer var, bak ben taaa buradan görüyorum, ilerler misiniz litfeeen..” olur. Kimse yerinden hareket etmezse kibar bir kavga çıkarma girişimi ve “cık cık”lar havada uçuşur; hikayemizin sonunda ise kimsenin takmadığı teyzemiz çantasını savura savura ortalara doğru ilerler.
10. Çantasıyla üç kişilik yer kaplayan rahat tayfa
Genelde okul yolunu tutan gençlerde görülen dev çanta olayı metrobüsü IMDB puanı 8 olan bir korku/drama dönüştürür. Çantalarıyla üç kişinin yerini gasp eden bu kişilerin çantalarını ittirmek suretiyle ilerlemek istediğinizde ise kızgın boğa bakışları ile iki adım geri atmanız bir olur.
11. “İlk kim iner”in sırrını çözmüş, metrobüsü bir strateji oyununa dönüştürmüş tecrübeli yolcu
Bu kişiler metrobüsün kapısının açılacağı noktayı lazer gözleri ile şıp diye tespit edebildikleri gibi dolu metrobüse bindiklerinde hangi noktada dururlarsa inen yolcudan boşalan koltuğu kapacaklarını adları kadar iyi bilirler. Onlar için metrobüs eşittir Age of Empires’tır.
12. Metrobüsten ekmek çıkaracağını sananlar
Metrobüsü bir arkadaşlık sitesi, bir flört uygulaması olarak algılayan erkeklerimizin gözü yol boyunca fıldır fıldırdır. Güzel kız gördüklerinde onları göz hapsine alarak yol boyunca dikizleyen bu erkekler buradan ekmek çıkarmak gibi boş bir umuda sahiptirler. Bunların bir üst level’ı sapıklar oluyor ki onlardan bahsetmek dahi istemiyoruz.