Bundan 1935 yıl önce Vezüv patladı.
Vezüv’ün eteklerine kurulmuş olan Napoli’nin komşusu, dönemin ticaret merkezi ve liman kenti Pompeii’de o gün felaketten kurtulan Plinly’nin yazdığı bir mektuba göre şehir o gün normalden daha kalabalıktı.
Çünkü şehirde aynı anda iki etkinlik vardı: Bunlardan ilki şehrin babası sayılan Augustus’un ölüm yıldönümü anması, diğeri ise Roma’nın hasat tanrıları adına düzenlenen Vinalia Festivali’ydi.
M.Ö. 5000 yıllarında kurulmuş olan şehir lavlar altında kalmadan 160 yıl kadar önce Romalılar tarafından ele geçirildi
Bir liman şehri olması dolayısıyla Roma’nın ticaret başkentiydi, bu yüzden de Roma zenginleri ve gemi kaptanlarının uğrak (kaçamak) yeriydi
M.S 62 yılında gerçekleşen depremde şehir neredeyse yerle bir oldu ama halk bunu kale almadı ve sürekli tekrarlanan depremlere rağmen günlük hayatına devam etmeyi öğrendi
Kazılarda şehirdeki hayatı yansıtan bir çok duvar resmi de bulundu.
M.S 24 Ağustos 79 yılında Vezüv’den yükselen kül bulutları dakikalar içinde tüm şehri kapladı
Bir şeylerin ters gittiğini anlayan şehir sakinleri limandaki gemilere doluşup denize açılmaya başladılar
Şehirde kalanlar arasında ilk ölümler Vezüv’den fırlayan küçük ama çok sıcak taşların insanların üzerine mermi gibi yağmasıyla oldu
Halkın büyük kısmı evlerine sığınarak kurtulmaya çalıştı ama evlerin üzerine yığılan kül ve sünger taşı tabakaları evlerin çökmesine neden oluyor ve evleri birer mezara dönüştürüyordu
Ardından ise daha büyük kül topları yağmaya başladı. Bu toplar düştüğü yerde patlayıp zehirli gazlar saçıyordu
Gemilerle şehri terketmeye çalışanları ise depremin de etkisiyle yükselen dalgalar karşıladı ve onları Vezüv’ün lavları ile dolu olan şehir surlarının içine fırlattı
M.S 24 Ağustos 79 tarihinde bir kaç saat içerisinde Pompeii şehrinde yaşayan 20.000 insanın tamamı 15 metrelik kül ve lav tabakasının altında can verdi
Şehir 1748 yılında İspanyol Rocque Joaquin de Alcubierre tarafından şans eseri keşfedildi
1863 yılında kazıları devralan Guiseppe Fiorelli kalıntıları alçı ile doldurarak koruyabileceğini keşfetti, bu da Pompeii hakkındaki “taşa dönüştüler” dedikodularının çıkmasına sebep oldu
Fiorelli’nin tekniği o dönemde Pompeii’deki yaşama mükemmel detaylarla tanıklık edebiliyor olmamızı sağladı
Fotoğraf : Gezimanya
Pompeii Antik Roma’nın ticaret başkentiydi bu yüzden de şehirde zengin insanlara ve gemi kaptanlarına hizmet veren çok çeşitli ticarethaneler vardı
Şehrin etrafı zenginlere hizmet veren genelevlerle doluydu, bu evler ziyaretçilerini memnun etmek için her şeyi yapıyordu
Şehri ziyaret eden ve şehrin dilini konuşamayan gemi kaptanları ve çalışanlarının şehirde özellikle genelevleri kolayca bulabilmeleri için şehir yönetimi yolları penis çizimleriyle işaretlemişti
Bu onların sapkınlıklarının göstergesi midir bilmiyoruz ama çok zengin bir kültürlerinin olduğuna kanıt kabul edilebilir
Şu ana dek yapılan kazılarda şehrin çok küçük bir bölümü açığa çıkarıldı, şehrin tamamının gün ışığına çıkarılması için ise 300 milyon dolarlık bir bütçe gerektiği söyleniyor
Fotoğraf: Serap Tan
Müzikli bonus ağır abilerden geliyor:
Pink Floyd – Set The Controls For The Heart Of The Sun
Antik Pompeii’den geriye kalan her şey koruma altına alınmış durumda ve şehr orijinal konumunda, açık hava müzesi olarak sergileniyor.